| gününün nasıl olduğunu ve nerede yemek istediğini öğrenmek, ...seninle tartışmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف كان يومك أين تريدين الأكل وأريد أن أجادلكِ |
| -Peki. gününün nasıl geçtiğini sorardım ama kanepede kötü günü gördüm. | Open Subtitles | أردت أن أسألك عن يومك لكني مررت للتو بــ 500 باوند من يوم سيء على الأريكة |
| Tamam, görüşürüz. gününün ilk akşamında Super perfundo. | Open Subtitles | حسنا, لاحقا يا رجل.بيرفوندو خارق على عشية يومك المبكرة |
| Bir adama boktan gününün iyice boka sardığını söylemek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك إخبار رجل أن يومه السيء سيصبح أسوأ. |
| Bir günlük okumak gibi, sadece gününün veya haftasının nasıl geçtiğini değil, tüm evrimsel tarihini görüyorsunuz. | TED | إن هذا يشبه قراءة مذكراتها، ليس فقط إخبارنا كيف مر يومها أو أسبوعها، ولكن حتى تاريخها التطوري. |
| Son bir kaç haftadır da düzenli olarak eksiliyor. Ve ödeme gününün hemen ertesinde tekrar yerine konuyor ama konu bu değil. | Open Subtitles | و قد لاحظت نفس الموضوع خلال الأسبوعين الماضيين و دائما ما يتم إعادة المال بعدها بيوم |
| Sana iyilik düşündüğüm için, Tozluk bugunün senin doğum gününün olduğu için sana küçük bir pasta hazırladık. | Open Subtitles | وفقط لأريك حقيقة شعوري تجاهك الرجال أخبروني أنك كنت ستقيم حفل لعيد ميلاد لذا إخترنا لك قالب حلوى صغير |
| gününün nasıl geçtiğini dinlemek, öğrencilerinden bahsetmek ya da o ufak araştırma ödeneğinden konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد ان أعرف عن ماذا حصل في يومك أو مع تلاميذك لأجل بحثك |
| Bu, gününün çoğunu odanda tıkılıp geçireceğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ومع ذلك فإنها لن تغيّر حقيقة أنّك ستقضي معظم يومك عالقاً في ذلك المكتب |
| Erin, gününün muhasebesini yaparken sakın uyandım diyerek başlama, zaman kaybı olur. | Open Subtitles | ايرين ، عندنا تريدين وصف يومك لا تقولين انك استيقظتي انها مضيعة للوقت |
| Biraz dinlen, sonra da bana gününün nasıl geçtiğini anlat. | Open Subtitles | سوف تفعل، بعد أن ترتاح قليلاً، و تخبرني كل شيء عن يومك. |
| gününün nasıl geçtiğini, ya da daha kötüsü arabanı duymak zorunda değilim. | Open Subtitles | وانا ليس علي ان اتصل اساسا وليس علي سماع ثرثرة حول كيف كان يومك |
| gününün daha iyi geçmesini sagliyorum. Buraya gel, bende senin ihtiyacin olan bir sey var. | Open Subtitles | أنا أجعل يومك أفضل ، تعال هنا لديّ شيء تحتاجه في المهمّة |
| gününün böyle bitmesini beklemiyordun, değil mi kardeşim? | Open Subtitles | لم تتوقع أن ينتهي يومك هكذا ؟ اليس كذلك ؟ |
| Cenin, gelişme durumundayken gününün yüzde yetmişini rüyada geçirir. | Open Subtitles | بينما الجنين يتطوّر هو يمكن أن يقضّي بحدود سبعين بالمائة من يومه في حالة حلم |
| Licinia da diğer Vesta rahibeleri gibi gününün yarısını nöbetinde, ateşi izleyerek ve ona hizmet ederek geçirdi. | TED | كبقية عذارى فيستال، تمضي ليكينيا جزءًا من يومها مناوبةً، ترقب الشعلة وتصونها. |
| Berta, ihtiyacını neden bana söylemiyorsun, böylece güneşlenerek ve canının istediğini yaparak, izin gününün tadını çıkartırsın. | Open Subtitles | لمَ لا تخبريني بما تحتاجيه.. ثم يمكنكِ الاستمتاع بيوم أجازتكِ بأشعة الشمس وتحية الآخرين |
| Senin aptal doğum gününün canı cehenneme! Tanrım,filmdeki sesler iğrenç. | Open Subtitles | سحقا لعيد ميلادك يالهي هذا الفلم حتى انه مقرف |
| Doğum gününün birinde, ona model tekne almıştım. | Open Subtitles | وفي إحدى أعياد ميلاده صنعت نموذج من اليخوت لأجله |
| Nefes ver ve büyük gününün tadını çıkar. | Open Subtitles | أطلقي العنان واستمتعي بيومك المُهم |
| Adamın hayatının en güzel gününün içine edersin. | Open Subtitles | إنّك تفسد أفضل يوم في حياة الرجل. فقط أنت. |
| Neden şimdi bu özel gününün parçası olmasına izin verelim ki? | Open Subtitles | لما قد تودين من أن تجعليه جزءاً رئيسياً من يومكِ الخاص؟ |
| O senin küçük kızın ve düğün gününün mükemmel olmasını istiyorsun. Evet. | Open Subtitles | , انها ابنتكِ الصغيرة و تريدين يوم زفافها أن يكون مثالي |
| Yargı gününün geldiğini düşündüm. Hazır olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن يوم الدينونة قد أتى ، فأنا أعرف إني لست مستعدة |