Sonra, Jüpiter'in yörüngesini takip etmek için o uyduları kullandı ve Jüpiter'in de, Dünya değil, Güneş'in etrafında döndüğünü anladı. | TED | وقام حينها بتتبع هذه الأقمار لاستكشاف مسار كوكب المشتري واستنتج أن كوكب المشتري لا يدور حول الأرض وإنما حول الشمس. |
Güneş oradaydı, diğer gezegenler oradaydı ve gezegenlerin Güneş'in etrafında nasıl döndüğünü görebiliyordum. | TED | لذا كانت هناك الشمس، وكانت هناك الكواكب، واستطعت رؤية دوران الكواكب حول الشمس. |
ve bu süpernova kalıntısının içinde küçük bir karadelik olacaktır, kütlesi kabaca Güneş'in kütlesinin 3 katı kadar olur. | TED | و داخل بقايا تلك المستعرات النجمية سيكون هناك ثقبا أسود صغير بكتلة أكبر بقليل من ثلاث أضعاف كتلة الشمس |
Güneş'in zar zor ulaştığı, Güneş Sistemi'nin en uzağındaki sınırlarında; | Open Subtitles | هنا في النهايات البعيدة للنظام الشمسي حيث تخترق الشمس بالكاد |
İcadım, Güneş'in bedava enerjisini yoğunlaştırarak onu mekanik harekete çevirir. | Open Subtitles | يُركزُّ إختراعي الطاقة المجانية للشمس و يحولها إلى حركةٍ ميكانيكية. |
1 milyon 600 bin km genişliğindeki Güneş'in büyük kısmının, yaklaşık 9.600 km genişliğindeki Dünya'nın boyutuna büzüleceğini unutmayın. | Open Subtitles | لذا فلنتذكر أننا قلصنا الشمس التى هى بعرض مليون ميل إلى حجم الأرض والذى يقارب 6 الاف ميل فقط |
Güneş'in etrafında dönerken çarpışan birkaç kaya parçasından başka bir şey değil. | Open Subtitles | لا يزيد عن بعضٍ من قطع الصخر المتصادمة أثناء دورانها حول الشمس. |
SOHO uydusu tarafından kayıt edilen bu ses Güneş'in sesidir. | Open Subtitles | عندما تصل إلى السطح تقوم الفوتونات بتسخين طبقات الشمس الخارجية |
Diğer yandan, eğer gezegenlerin hareketi durursa çekim gücü onları Güneş'in içine çekerdi. | Open Subtitles | ،من ناحية أخرى لو توقّفَت الكواكب عن الحركة فقد تسحبها الجاذبية نحو الشمس |
Ancak bu Güneş'in 250,000 yılda yayacağı enerjiden daha fazla enerjiyi serbest bırakır. | Open Subtitles | لكنها تُصدر طاقة أكثر مما تصدرها الشمس في أكثر من 250 ألف عام |
Kuyrukluyıldızımız ıç Güneş Sistemi'ne girdiğinde Güneş'in ısısı onu pişiriyor. | Open Subtitles | عندما يصل مذنبنا عمق نظامنا الشمسي. تبدأ حرارة الشمس بتسخينه. |
Bir yıldız, Güneş'in boyutunun üç katından daha büyük yaşamı sona ermeli, nasıl? | Open Subtitles | النجم الذي أكبر من حجم الشمس ،بثلاثة مرات يجب أن ينهي حياته، كيف؟ |
Güneş'in çekirdeğinde hidrojeni helyuma dönüştüren füzyon nükleer enerjiyi fotonlar halinde serbest bırakır. | Open Subtitles | في لب الشمس إندماج الهيدروجين الى الهيليوم يطلق طاقة نووية على شكل فوتونات |
Bu, Dünya'da Güneş'in parlaması ve fotosentezi mümkün kılarak ekosistemi devam ettirmesi gibi. | TED | هذا شبيه بإشعاع الشمس على الأرض محفزة التركيب الضوئي، ومحفزة النظام البيئي. |
İklim değişikliğini inkar edenler, Güneş'in bunun ana nedeni olduğunu ileri sürüyorlar. | TED | منكرو التغير المناخي يجادلون بأن الشمس هي السبب الأساسي للتغير المناخي. |
Bu, Güneş'in değişimlerinin iklim üzerindeki etkisinin genel olarak fosil yakıt yakmaktan kaynaklanarak artan sera gazları tarafından bastırıldığını gösteriyor. | TED | هذا يظهر أن تأثير اختلافات الشمس على المناخ تطغى عليه غازات الاحتباس الحراري المتزايدة، القادمة أساسا من إحراق الوقود الأحفوري. |
Bu da Güneş'in içerisindeki proton zincirine benzer bir reaksiyon. | TED | لذا فهو يشبه تفاعل سلسلة البروتون بداخل الشمس. |
Dünya kendi yörüngesinde kalıyor çünkü Güneş'in varlığı nedeniyle eğrilmiş ortamdaki bir vadi boyunca yuvarlanmakta. | TED | الأرض نفسها أسيرة في مدار لأنها تتبع تقعرا في الفراغ بسبب تواجد الشمس. |
Güneş'in yaydığı ışık atmosferik tanecikler tarafından emilebilir ve bu da tanecikleri ısıtır. | TED | الضوء المنبعث من الشمس يمكن ان يتم امتصاصه من قبل ذرات المناخ فيُسخن الذرات. |
Burası, Güneş'in etrafındaki bu bölge, geleneksel olarak "yaşanabilir bölge" tanımımız içine girmiyor. | TED | إنها ليست ما نسميه المنطقة العادية القابلة للمعيشة، هذه المساحة حول الشمس. |
Kümelenmiş yıldızlar galaksiye açıldığında Sedna'nın yörüngesi Güneş'in bu en eski tarihine yönelik bir fosil kaydı olabilirdi. | TED | وحين تبدّد عنقود النجوم هذا في المجرة، ربما بقيَ مدار سِدنا كسجل أحفوري لهذا التاريخ السحيق للشمس. |