ويكيبيديا

    "güneşi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشمس
        
    • شمس
        
    • بالشمس
        
    • الشّمس
        
    • الشمسِ
        
    • شمساً
        
    • والشمس
        
    • لشمس
        
    • شمسنا
        
    • الشمسين
        
    • الشمسَ
        
    • الشروق
        
    • يمتص الضوء
        
    • وشمس
        
    • كالشمس
        
    Aklıma şöyle bir soru gelmişti , eğer dünyayı ve güneşi bağlayabilseydim bu bağlantıyı sağlayan koni nasıl görünürdü? TED وكان هناك سؤال يقفز الى رأسي، ما المخروط الذي يربط بين الشمس والأرض بهذا الشكل إذا إستطعت وصل المجالين؟
    Aynen pek çok hayvanın kendilerini eğittikleri gibi onlarda kendilerini yetişkinliğe hazırlıyorlar. İleride onlarda tüm gün güneşi takip edebilecekler. TED انها تحاول تدريب نفسها كما تقوم الحيوانات الصغيرة قبل ولوجها في مرحلة البلوغ حيث ستقوم لاحقاً بتعقب الشمس طيلة اليوم
    Sağanak yağmur güneşi örtecek, başka da bir bok olmayacak. Open Subtitles لن يحدث شيء أكثر من مرور تلك السُحوب عبر الشمس
    Sabah güneşi usul usul pencereden içeri girdiğinde sesini kulaklarımda duymak istiyorum. Open Subtitles تعال بهدوء إلى النافدة عندما تناديك شمس الصباح أريد أن أسمع صوتك
    güneşi örten sağanak yağmurdan çok daha fazla bir şeydi. Open Subtitles كان الأمر أكثر من مجرد مرور بعض السحاب عبر الشمس
    Sonra yaklaşık 10 yıl boyunca güneşi ve yıldızları görmedim. Open Subtitles وبعدها لم أرَ الشمس أو النجوم ثانيةً لقرابة عشرة أعوام.
    Eminim iyi geçireceğin bir kaç yılın ardından güneşi görmene izin verirler. Open Subtitles أنا واثقة أنه بعد سنوات من حسن السلوك، سيتركونك ترين الشمس ثانية.
    Keşke güneşi tersine çevirip dünyayı daha yaşanır kılabilecek güce sahip olsaydım. Open Subtitles أود لو أنّ لديّ القوة لأعكس الشمس وأعيد العالم إلى وضعيته الملائمة
    Keşke güneşi tersine çevirip dünyayı daha yaşanır kılabilecek güce sahip olsaydım. Open Subtitles أود لو أنّ لديّ القوة لأعكس الشمس وأعيد العالم إلى وضعيته الملائمة
    Babası hep güneşi görmesi için o köşeye taşımak istiyordu. Open Subtitles أراد دوماً أن ينقلها إلى الزاوية حتى تواجه شروق الشمس
    Ayrıca orada bahçe de var, en azından güneşi görebiliyorum. Open Subtitles بالإضافة إلى أن لديهم ساحة فيمكنني أن أرى بعض الشمس
    Bu tutulma süper bir şeymiş. Bahçeden geçerken güneşi görmedim bile. Open Subtitles حفل الكسوف هذا كارثيّ، لم أرَ الشمس بالمرّة حين عبرت الباحة.
    güneşi veya yıldızları göremeyeceğiz ya da rüzgârın bir daha yanaklarımızda esişini hissetmeyeceğiz. Open Subtitles ولن أرى الشمس أو النجوم بعد الآن أو أشعر بالرياح تمرّ على وجهي
    Demek istediği, gökyüzünü görebilirsiniz ve güneşi deneyimleyebilirsiniz. TED حيث أنه يمكنك رؤية السماء ويمكن ان تستمتع بضوء الشمس
    Yani indirekt olarak, güneşi görebiliyorsunuz. TED وذلك بطريقة غير مباشرة ، يمكنك أن ترى الشمس
    burada görebileceğiniz bu gölgeyi oluşturdular, güneşi kapatan, ama gökyüzünden gelen güzel ışığa açık olan. TED وخلقوا هذا الظل الذي تستطيعون أن تروه هنا ، والذي يقوم بتغطية ضوء الشمس ولكنه يدخل ضوء السماء الصحي
    Bilirsiniz, planktonlar güneşi kullanarak oksijenimizin 3'te 2' sini üretiyor. TED كما تعلمون، فإن العوالق تنتج ثلثي أكسجيننا باستعمال الشمس.
    Falcon, küçük bir güneşi ateşleyebilecek bir bobin silahına ihtiyacımız var. Open Subtitles فالكون , نحن نحتاج السلاح اللولبي الذي يمكنه أطلاق شمس صغيرة
    Öğle güneşi altında bile karanlığı yaşarlar. Open Subtitles فيجب أن يسكن في الظلام بالرغم من أنه يسير تحت شمس الظهيرة
    güneşi bir kere hissettin mi gölgeler artık soğuk gelir. Open Subtitles بما أنكِ أحسست بالشمس على بشرتك فالظل تحديداً سيشعرك بالبروده
    Bu olaya güneşi de eklersek ciddi bir sorunumuz var gibi. Open Subtitles إنّها بفعل الشّمس. إذاً, لدينا مشكلة حقيقيّة.
    Ben, Proteus, bütün insanlığın bilgi ve cehaletine sahibim ama güneşi yüzümde hissedemiyorum. Open Subtitles بروتيس يَمتلكُ الحكمةَ ويتجاهل كُلّ الرجال لكن آي لا استطيعُ أن أحس الشمسِ على وجهِي
    Sana hoşça kal demek için bir güneşi yakıp yok ediyorum. Open Subtitles أنا أحرق شمساً لأقول وداعاً فحسب
    Amerikan girişimi ateşi, ve suyu, rüzgarı güneşi ve toprağı, her şeyden bolca üretmek için bir araya getirdi. Open Subtitles المشروع الأمريكي استغل النار والماء والرياح والشمس والتربة لإنتاج وفرة من كل شيء
    Ve soğuk New England güneşi yavaşça levazımatçının ofisinin arkasından battı... Open Subtitles وكما يحدث لشمس انجلترا الباردة تغرب ببطء خلف مستقرها
    Böylece gökte çakılıp kalmaz, güneşi bahtımızın; koştururuz, onu ardımızdan Open Subtitles وهكذا،على الرغم باننا لا يمكن أن نجعل شمسنا تبقى واقفه، على الرغم من اننا نجعلها تتحرك
    Şu taraftaki iki güneşi yok ettiği zaman etraf karardığı için sıkıntı çıkmıştı. Open Subtitles يمكن أن يكون أسوء مرة أصبح الكوكب في الظلام عندما دمر الشمسين بدون قصد
    güneşi gökyüzünden düşürebilir ve sizin şu Ortaçağ zırvanızı... Open Subtitles أنا يُمْكِنُ أَنْ أَجْعلَ الشمسَ تَسْقطُ مِنْ السماءِ وتحرقكم
    Çatıdan gelebilecek bir havan mermisini durdurabileceğini zannetmiyorum ayrıca güneşi de severim. Open Subtitles نعم, ولكنه لن يتصدى لقذيفه قادمه من السقف كما تعلم إضافة إلى ذلك أحب الشروق
    Gülümseyişinin güneşi göğüslerinin sallanışı ve tarzının zarafeti. Open Subtitles وشمس تسطع من ابتسامتك اهتزاز صدرك وروعة أسلوبك
    Güz güneşi kadar güzel birşey yoktur. Open Subtitles لا شيء هناك جميل كالشمس الخريفيه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد