Üzerinde yalnız sütyen olan bir kadın, güpegündüz ortalıkta dolaşıyor. | Open Subtitles | إمرأة تتجول في وضح النهار وليست مرتدية سوى حمّالة صدر |
Peki üç kör adamın güpegündüz banka soyacağına kim inanır? Bana güvenin. | Open Subtitles | من سيصدق أن ثلاثة عميان سرقوا بنك وفي وضح النهار , صدقوني |
Dokuz yaşındaki erkek kardeşi hemen oradaymış çimenliğin önünde ve güpegündüz olmuş. | Open Subtitles | اخاها صاحب ال9 اعوام كان هناك فى الحديقة الامامية فى وضح النهار |
Kitty güpegündüz bıçaklanarak öldürülürken izlemekle yetindiler. | Open Subtitles | الكل راقبوا بينما كيتى تطعن حتى الموت في ضوء النهار |
Bunun bir çakışıyla güpegündüz olsa bile kör olur. | Open Subtitles | طلقة واحدة من هذا سيصاب الشخص بالعمى حتى في النهار |
Az önceki gibi buluşmalardan güpegündüz hiçbir şekilde saklanmadan çıkma diye. | Open Subtitles | لأتأكد أنك لم تقم بأمور, مثل التخلف عن اللقاءات, كذلك اللقاء الذي تخلفت عنه بوضح النهار, بلا غطاء |
Kafiristan Başbakanı, güpegündüz öldürüldü. | Open Subtitles | رئيس وزراء كافيريستان إغتال في وضح النّهار. |
Biraz önce, güpegündüz insan içine çıkamayacak kadar iri olduğum belirtilmişti. | Open Subtitles | لقد قُلنا للتو أنني سمين للغاية حتى تتم رؤيتي وضح النهار. |
Komşu kabile Redones, köylerini işgal ediyor ve bu sonbaharda iki kez güpegündüz sığır çalıyorlar. | TED | الريدونس قبيلة مجاورة داهمت قريتهم وسرقت الماشية في وضح النهار مرتين هذا الخريف |
On yedi yaşındaki Eduardo güpegündüz Rio polisi tarafından öldürüldü. Ve bakın öldürdükten sonra ne yapıyorlar. | TED | قُتل إدواردو وهو في السابعة عشرة من عمره في وضح النهار من قبل شرطة ريو، وانظروا ماذا حدث بعد ما قتلوه |
Hatırlıyorum. güpegündüz camı kesmişlerdi. | Open Subtitles | أننى أتذكرها لقد قطعوا الزجاج فى وضح النهار |
güpegündüz mü? Herkesin içinde silah kullanmaya cesaret edemezler. | Open Subtitles | في وضح النهار, ليست لديهم الجرأة لحمل السلاح كل ما يفعلونه هو أن يظهروا ويختفوا كالجرذان |
Manyak, güpegündüz ve halka açık bir yerde seni asla vuramaz. | Open Subtitles | المجنون لايتحرك في وضح النهار أو في مكان عام |
güpegündüz bir askeri helikopteri yok etmek istemezsiniz herhalde. | Open Subtitles | سيدي لا أظنك تريد تدمير مروحية عسكرية فوق كاليفورنيا في وضح النهار |
Ama bir daha beni güpegündüz kadın dergisi almaya gönderirseniz sizi öldürürüm! | Open Subtitles | لكن إن أرسلتني للخارج في وضح النهار لآخذ بضعة مجلات نسائية مجدداً سأقتلك |
Bir kafede güpegündüz üç kişiyi öldürüp toz olmuş. - Hakkında fazla bilgimiz yok. | Open Subtitles | اطلق علي ثلاثة اشخاص حتي الموت في القهوة في ضوء النهار |
Inara, o güpegündüz kendini yakalatacak kadar aptal.. | Open Subtitles | لقد كان أحمقاً بما فيه الكفاية ليمسكوا به في ضوء النهار |
"...komşuların görebileceği şekilde güpegündüz karısıyla cinsel ilişkiye girdi." | Open Subtitles | بينما كل الجيران في منازلهم في النهار وقادرين على رؤيته |
Bize güpegündüz ateş edemezler. | Open Subtitles | ساتوقف لن يطلقوا النار في النهار |
İnsanlar ucubeleri izlemek için güpegündüz gelmez. | Open Subtitles | الناس لا تأتي لرؤية المسوخ بوضح النهار. |
On gün önce Valta bilgisayarı, Milli Güvenlik Teşkilatı'na nakledilirken güpegündüz çalındı. | Open Subtitles | قبل عشر أيام، حاسوب فالتا سرق في وضح النّهار كما هو حوّل إلى مقر إن إس أي. |
Tabii güpegündüz Jimmy'nin... yanı başındaki bir eve girmek istiyorsan o başka. | Open Subtitles | الا لو كنت تفضل الذهاب فى ضوء النهار الى بيتك المجاور لبيت جيمى |