O yeri günün farklı zamanlarında ziyaret edin ve komşularla gürültü hakkında konuşun. | TED | زوروا الملكية الجديدة في أوقات مختلفة خلال اليوم وتحدثوا مع الجيران عن الضوضاء. |
Şimdi kurtlarını döküyorlar, ama yarın meclise gidip gürültü kirliliği kanununu konuşacaklar. | Open Subtitles | الليلة يهيجون لكن غداً سيعودون إلى الجحيم ويناقشون في بند تخفيض الضوضاء |
gürültü yapamama ihtimaline karşı tören için seçenekleri gözden geçirmeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمناقشة خياراتنا للموكب في حال لم نصدر الضوضاء |
Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. | TED | حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية |
Aynı zamanda, asfalt çok fazla gürültü yaratabilir. | TED | و يمكن أيضا للإسفلت أن يصدر الكثير من الضجة |
Öyle gürültü yaptınız ki, Frank Loving korkudan kartları dağıtamadı. | Open Subtitles | لقد أصدرتم ضجة شديدة فخاف فرانك و رفض اللعب |
Havaalanındayım; gürültü için bağışla, bavullarımı bekliyorumda. | Open Subtitles | نعم، أنا في المطار سامحني على الإزعاج أنا أقوم بجلب أمتعتي |
Yani gürültü azaltma teknolojisi olmasaydı, ülkemiz varolmazdı. | TED | فمن غير تكنولوجيا امتصاص الضوضاء ما كانت دولتنا موجودة |
Boş alanlar gürültü ve akustik barındırma eğilimindedirler. | TED | تميل الفضاءات على أن تشمل الضوضاء والصوتيات. |
Bu grafik, öğretmenin gürültü seviyesine karşı oluşan kalp ritmini gösteriyor. | TED | هذا المبيان يرصد معدل ضربات القلب في مقابل مستوى الضوضاء. |
gürültü artıkça, kalp atışı da artar. | TED | ترتفع معدل ضربات القلب بارتفاع الضوضاء. |
Aslında 65 desibel, bu büyük çaplı araştırmanın gürültü ve sağlık alanında bulduğu tüm kanıtların gösterdiği üzere, miyokardiyal enfarktüs tehlikesi için eşik değeridir. | TED | وفي الواقع، فإن 65 ديسيبل هو ذاتها المستوى الذي وجدت هذه الدراسة لجميع الأدلة على الضوضاء والصحة أنه، أنه عتبة لخطر احتشاء عضلة القلب. |
Tüm bunlar, daha önce sessiz sayılan okyanusun gürültü seviyesini artırıyor. | TED | كل هذا يرفع مستويات الضوضاء في محيط هادئ سابقًا. |
Hareketli ses, parabolik mikrofon ile yüksek kazançlı gürültü emici. | Open Subtitles | مايكرفون يعمل بمعرف الصوت مع فلتر عالي الجودة لتنقية الضجيج |
Yani eğer gecenin ortasında başlamak isterseniz gürültü yapmaya devam edin. | Open Subtitles | اذا كنتنا تريدان أن تعملا في منتصف الليل فتابعا إصدار الضجيج |
Çünkü çok boşluklu olduğundan, tüm gürültü kaybolacaktır, yani çok sessiz bir yoldur. | TED | لأنها مجوفة تماما، كل الضجة ستختفي إذا هي طرق صامتة جدا |
Bu bir şey değil, Yüzbaşı. Kaplan asla çok gürültü yapmamak. | Open Subtitles | ذاك لا شيء, قبطان النمر أبدا لا يحدث ضجة |
Cranford gürültü, hastalık ve İrlandalılar tarafından istila edildiğinde, hiç biriniz bu kadar şefkatli olmayacaksınız! | Open Subtitles | لن تكون أي منكن لطيفة هكذا عندما يجتاح كرانفورد الإزعاج و الأمراض و الإيرلنديين |
Pekala, hareket etmezsek ve gürültü yapmazsak, bir şey yapmayacaktır, doğru mu? | Open Subtitles | لا نتحرك لا نصدر اي صوت سوف لا يحدث اي شيء, صحيح؟ |
Biz... bizce gözde duyduğumuz o gürültü bir Sagan kutusuydu. | Open Subtitles | نعتقد بأنّ الصوت الذي سمعنه يضرب الدرع كان صندوق ساجان |
Güney Kapısı'nda, senden bolca hareket bekliyoruz. gürültü koparmaya çalış. | Open Subtitles | نحتاج أن تصنع تمويهاً عند البوّابة الجنوبية، اصدر بعض الجلبة. |
Kaç kere söyledim sana gürültü yapıp misafirleri rahatsız etme diye? | Open Subtitles | كم مرة طلبت منك عدم إزعاج الضيوف بهذه الضوضاء؟ |
Dostum, dışarısı çok sessiz. Ama içeride çok gürültü var, biliyor musun? | Open Subtitles | يوجد هدوء هنا في الخارج ، هناك في السجن كان الصخب دائماً.. |
Bütün o çığlıklar ve kilerdeki gürültü onu korkutmadı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنها خافت بسبب ذلك الصراخ والأصوات في القبو ؟ |
Hem gürültü hem müzik. Sanırım bütün gün uyurum. | Open Subtitles | الكثير من الازعاج والموسيقى أعنقد بأنني سأنام اليوم بأكمله |
Yukarıda büyük bir gürültü koptu, ama Selena'yı bir türlü bulamıyorum. | Open Subtitles | أسمع رعد مزعج بالأعلي لكني لا أستطيع إيجاد سيلينا بأي مكان |
Peter Gabriel: gürültü yaparak geçimimi sağlıyorum. | TED | بيتر غابرييل: أنا أصنع الأصوات من أجل لقمة العيش. |
Bir grup sağır dilsiz korkunç gürültü yapıyorlardı. | Open Subtitles | مجموعة من الصم والبكم قامت بإحداث جلبة مرعبة |