Pek çok hasta için, doktorlar en çok güvendikleri ve en çok borçlu oldukları kişilerdir. | Open Subtitles | ، بالنسبة للكثير من المرضي .. طبيبهم يكون أكثر شخص يثقون به وكل ما يملكونه يُنسب له |
Gardiyanlar, taşları güvendikleri birine vermişler. | Open Subtitles | الغارديان أعطت الأحجار إلى شخص ما يثقون به |
Gardiyanlar, taşları güvendikleri birine vermişler. | Open Subtitles | الغارديان أعطت الأحجار إلى شخص ما يثقون به |
Sana güvendikleri için yanlarına aldılar, ve sen onların inancını boşa çıkarmadın. | Open Subtitles | لقد وضعوا ثقتهم فيك وأنت أثبت أنك أهل لها |
Onun yerine işimle evlendim, ve gurur duydum milyonlarca California'lı için yaptıklarımla, bana güvendikleri için. | Open Subtitles | ثم تزوجت وظيفتي، وأنا أفتخر كثيرًا بما قدمته للملايين من سكان كاليفورنيا الذين وضعوا ثقتهم بي |
Babalarım sorumluluk sahibi davranacağıma güvendikleri için beni evde tek başına bıraktılar. | Open Subtitles | لا, أبوايَ تركاني لوحدي بالمنزل لأنهم وثقوا بي أن أكون حريصة |
Bazıları güvendikleri arkadaşlarını veya akıl hocalarını. | Open Subtitles | وآخرون يواجهون أصدقاءهم الموثوقين ومعلّميهم. |
Sayın Başkan, bu insanların birbirine bizden az güvendikleri olur. | Open Subtitles | نصف هؤلاء الرجال لا يثقون ببعضهم كما انهم لا يثقون بنا ايضا |
Ormanın bu kadar içine ona güvendikleri için girmiş olabilirler. | Open Subtitles | اظن انهم تعمقوا في هذه الغابات لأنهم يثقون به |
O kadının sağ kurtulmasının tek yolu... dışarıda güvendikleri birini görmelerine bağlı. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي تجعل المرأة تخرج حرة هي أن يذهب إليهم من يثقون به |
Erkekler için, ünlülerin çıplak resimleri ve kadınların güvendikleri erkeklerden gelen taciz mesajları. | Open Subtitles | للرجال لأيجاد صور إباحية للمشاهير وللنساء في كشف و ترصد الرجال الذين يثقون بهم |
Ama, onların güvendikleri, önemsedikleri ve hayatlarını beraber yaşadıkları kişileri arıyoruz. | Open Subtitles | صحيح، لكن ما نبحث عنه هو من يثقون به كم كانوا حريصين، كيف عاشوا حياتهم |
Bununla uygulama satın alabiliyor ve bu uygulamaların içinde de başka şeyler satın alabiliyorsunuz, Ama Amazon'u düşünüyorsunuz gösterdiğim güven barometresine bakıyorsunuz. Bu barometreye göre insanlar işletmelere güvenmeye başlıyorlar. Özellikle de inandıkları ve hükümetlerden daha fazla güvendikleri işletmelere. | TED | مما يمكنك من شراء تطبيقات وغيرها لكن اذا فكرت في امازون فأنت تنظر إلى مقياس الثقة الذي عرضته من أن الناس بدأو يثقون بالشركات خصوصاً الشركات التي يثقون بها أكثر من ثقتهم بالحكومات |
Dave, genellikle insanlar önemli bir karar vermeleri gerektiğinde, güvendikleri birilerine danışırlar... | Open Subtitles | ديف, في أغلب الأوقات عندما يريد ...الناس أن يتخذوا قراراً كبيراً فإنَّهم فقط يتحدثون إلى من يثقون بهم فعلاً |
Topluluğumuzdaki herkese bana güvendikleri için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بشكر جميع الجالية على ثقتهم. |
Federaller Nesbitt'e güvendikleri sürece bütün bunlar boşa gidecek. | Open Subtitles | و كل شيء سيذهبُ سُدىً طالما أنّ الفيدراليين (يضعون ثقتهم في (نيسبيت |
Sonuna kadar güvendikleri kişi oluyorsun. | Open Subtitles | وتصبح موضع ثقتهم. |
Amerikalılar, kararlarına güvendikleri için seni seçtiler Allison ve bu konuda da doğru kararı vereceğine güveniyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف لقد اختاركِ الأمريكيون لأنهم وثقوا بحُكمك، (اليسون) |
güvendikleri biri. | Open Subtitles | شخص ما وثقوا به. |
Varlıklı olduğunu söylemiştin ama ailem güvendikleri birilerinden senin meteliksiz olduğunu ve ailenin ...savaşın bitiminde bulduğu paralarla inek aldığını duymuş. | Open Subtitles | تقول أنك تجني المال ولكن والديّ علموا من بعض الأشخاص الموثوقين بأنك شخص "لا تملك ولا نكلة" |