Ulusal güvenliğimizi tehdit eden mahkumlara birinci sınıf tıbbi imkanlar sağlanmıştır. | Open Subtitles | محجوزون يمثلون تهديد إلى أمننا القومي تم إعطائهم أعلى الوسائل الطبية |
Bununla birlikte, güvenliğimizi korumak açısından, bazen müstesnai ölçütler olması gerektiğini anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بأن التدابير الاستثنائية مطلوبة في بعض الأحيان للحفاظ على أمننا |
Evliliğin ekonomik bir yatırım olduğunda, aldatma bizim ekonomik güvenliğimizi tehdit ederdi. | TED | عندما كان الزواج مؤسسة اقتصادية الخيانة تهدد أمننا الاقتصادي |
Bir merdivende ilerlediğimiz zaman, merdivenin biçimi bizim hareketimizi, hislerimizi, güvenliğimizi ve çevremizdeki alanla olan ilişki ve etkileşimimizi düzenliyor. | TED | وبينما ننتقل عبر الدرج، فإن النموذج يملي علينا السرعة، شعورنا، سلامتنا وعلاقتنا ومشاركتنا بالمساحة التي تحيط بنا. |
Kimin nesisin bilmem ama hükümetlerimiz güvenliğimizi sağlamak için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | أجهل مَن تكون، أو ماذا تريد، لكن يمكنني إخبارك بهذا. حكوماتنا لن تألوا جهدًا في تأكيد سلامتنا. |
Ancak madem şimdi evlilik romantik bir düzenleme, aldatma bizim duygusal güvenliğimizi tehdit ediyor. | TED | لكن الآن الزواج هو ترتيب رومانسي الخيانة تهدد أمننا العاطفي |
Bizden, mücadeleye devam edebilecekleri uçak gibi, tank gibi, silah gibi, yük gemisi gibi kendi özgürlüklerini ve bizim güvenliğimizi mümkün kılacak yardımlar talep ediyorlar. | Open Subtitles | أنهم يسئلونا أن نزودهم بأدوات القتال بالطائرات ، الدبابات بالسفن ، بالذخيره أشياء تدعم دفاعهم عن حريتهم و عن أمننا نحن |
Echelon sistemi, milli güvenliğimizi tehdit eden durumları tespit etmekte çok başarılı oldu. | Open Subtitles | المستوى كان ناجح بلا حصر في الإشارة إلى التهديدات إلى أمننا القومي. |
Hiç doğal kaynak yok, mühim bir ekonomik bağımız yok, ulusal güvenliğimizi tehdit eden hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك مصادر طبيعية ولا روابط اقتصادية كبيرة و لا شيء يهدّد أمننا القومي |
Öngörümde, Jericho'nun ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şeyler yapmış olduğu açıktı. | Open Subtitles | كان واضحاً في رؤياي أنّ "جيريكو" اقترفتْ شيئاً هدّدَ أمننا القوميّ |
Bu yaratıklarda, ulusal güvenliğimizi yıllarca koruyacak potansiyel mevcut, ve uygulanabilme alanları limitsiz. | Open Subtitles | إمكانيات هذه المخلوقات الحادة قد تؤمن أمننا القومي لعقود وفوائدها بلا حدود |
Sally deniz aşırı görev yapan askerlerimizin güvenliğini ve ulusal güvenliğimizi tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إن سالي تهدد أمننا القومي وسلامة قواتنا الشجاعة التي تؤدي خدمتها في بلاد العالم إنها توصل رسائل |
Bırak da güvenliğimizi ben düşüneyim. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، دعيني أنا أنشغل بأمر أمننا. |
Daimi barış içinde yaşıyorduk ve müttefiklerimiz de bizim güvenliğimizi sağlıyordu. | Open Subtitles | عشنا في ظل هدنة دائمة, ويضمن سلامتنا حلفائنا. |
Eğer emir kesin ve geri çevrilemezse bizim de mutlaka kendi güvenliğimizi düşünmemiz gerekir. | Open Subtitles | إذا كان القرار لا رجعة فيه، من الواضح أنه ينبغي علينا ضمان سلامتنا |
- Şu anda ise güvenliğimizi sağlamalıyız. | Open Subtitles | لكن في الوقت الحالي يجب أن نبحث عن سلامتنا |
Ama şimdi kendi güvenliğimizi sağlamalıyız. | Open Subtitles | لكن في الوقت الحالي يجب أن نبحث عن سلامتنا |
Sana garanti ederim ki tüm hedefler... Ulusal güvenliğimizi sağlamak için. | Open Subtitles | وأضمن لك أن كل أهدافنا يشكلون تهديداً لأمننا العام |
Hem kendinin hem bizim güvenliğimizi hiçe saydı. | Open Subtitles | بإستخفاف واضح بأمننا و سلامتنا أجمعين |
güvenliğimizi kesin kılacak tek şey zaferdir. | Open Subtitles | -النصر هو السبيل الوحيد لضمان أماننا |
Özgürlüğümüzü ve güvenliğimizi korumak için gereken her türlü önlemi alacağız. | Open Subtitles | سنتخذ أي من الإجراءات الضرورية من أجل الدفاع عن حريّتنا وأمننا |
Günlük güvenliğimizi tehdit edenlere karşı ABD hükümetinin açtığı savaştan beri, federal hükümetin yeterli çalışmadığı için eleştiriliyor. | Open Subtitles | منذ ان اعلنت الولايات المتحدة الحرب على من يهدد امننا اليومى تعرضت الحكومة للانتقاد على انها لا تقوم بواجبها |