"güvenmiyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يثق
• لم تثق
• تثق بها

Onu KGB'nin elinden kurtardı ama CIA'e de güvenmiyordu.
لقد قام بتهريبها من المُعتقل ولكنه لم يثق بالإستخبارات المركزية أيضاً

Adam, senin dışında kimseye güvenmiyordu. Belki de birazcık kuşkucu olmasında haklıydı.
لم يثق بأيّ احد عداك ربما كان محقاً بشكه

Polis departmanı da dahil kimseye güvenmiyordu ve sonrasında öldürüldü.
وهو لا يثق بأي شخص، بما في ذلك قسم الشرطة، بعدها قُتل.

Richard bana söylememişti. Çünkü sana güvenmiyordu. Bir şeylerin peşinde olduğunu biliyordu.
ذلك لأنّه لم يثق بكِ، كان يعرف أنّكِ تخططين لشيء.

Sanırım Itachi bana güvenmiyordu.
يبدو أن إيتاتشي لم يثق بي أبدا

Gerard beni kiraladı, çünkü o sinsi aileden hiç kimseye güvenmiyordu.
أتعلم ان "جيرارد" استخدمني لأنه لم يستطع ان يثق بأحد في عائله الثعابين تلك

O, ben dahil kimseye güvenmiyordu.
هو لا يثق بأحدٍ فحسب بما فيهم أنا

Beni çok sevdiğini sanmıyorum ve eminim ki bana hiç güvenmiyordu.
وواثـق تمـاماً أنـه لـم يثق بي

Birlikte çalıştığı insanlara güvenmiyordu.
لم يكن يثق بالناس الذي كانَ يعمل معهم

- Departmandaki kimseye güvenmiyordu.
مما يعني لم يثق بأي شخص في القسم.

Yusuf hapiste çünkü bana güvenmiyordu.
يوسف في السجن ل انه لا يثق بي.

O, ben dahil kimseye güvenmiyordu.
إنه فقط لا يثق بأحد بما فيهم أنا

Kıza hiç güvenmiyordu. Konuşur diye korkuyordu.
انه لا يثق بها و كان خائفا من ان تتحدث

Çünkü sisteme güvenmiyordu, ben de dâhil.
بسبب انه لا يثق بالنظام وانا ايضا

O zamanlar bile Rose Red'e güvenmiyordu.
"لم يثق بـ "روز ريد على الرغم من ذلك

Kimseye bu konuda güvenmiyordu.
لم يثق بعمل أحد أخر

Terk edildim çünkü Declan sırların konusunda bana güvenmiyordu.
لقد تخلى عني ( داكلين ) لأنه لم يثق بي مع اسرارك

Gordon işi konusunda hiç kimseye güvenmiyordu.
{\pos(200,230)} لم يثق (غوردان) بأيّ أحد بخصوص العمل

Bu mümkün olmayacak. Henrik sana güvenmiyordu Arayıcı.
هذا لن يكون مُمكنا، (هنريك) لمّ يثق بكَ أيها الباحث.

Jackie, Melanie'ye güvenmiyordu. O, Jackie'yi kandırmaya çalıştı.
جاكي لم تثق بميلاني لأنها حاولت أن ..تقنعها بالهروب معها

Her zaman Brezilya'ya gelmek istemiştir ama annem yalnız gitmesine izin vermiyordu, ayrıca Amy ile ikisine güvenmiyordu ben de erkek arkadaşı gibi geldim, böylece erkekler rahatsız edemeyecekler.
هي دائمآ كانت تود المجيء إلى البرازيل أمي لم تكن تريدها ان تذحب لوحدها ولم تثق بها مع إمي... لذا تضاهرت بأنني صديقها عندما يضايقونها الشباب