| Batıdan gelen insanların demografik değişimlerine baktığımız zaman öyle görünüyor ki şimdi şahit olduğumuz şey üzümlerin gazabı. | TED | عندما ننظر إلى التغيرات في الإحصائيات الديموغرافية للأشخاص القادمين من الغرب، يتبين أنه ما نراه الآن هو غضب العناقيد. |
| Aksi takdirde, Piper gazabı ile uğraşmak zorunda olacak. | Open Subtitles | خلاف ذالك, نحن علينا التعامل مع غضب بايبر |
| Tanrı'nın gazabı uyanınca, en güçlüler bile karşı gelemez. | Open Subtitles | , عندما يزداد غضب الإله حتى المُستبِدون يجب أن يقعوا |
| Fırtına yaklaşıyor, adeta Tanrı'nın gazabı Gotham üzerine çökmek üzere. | Open Subtitles | عاصفة قادمة، وكأنّها عقاب من الرب على وشك ضرب (غوثام). |
| Tanrı'nın gazabı bizi bir kez daha günahlarımız için cezalandırmaya geliyor. | Open Subtitles | الله كان سيحل غضبه مرةً أخرى لعقابنا على ذنوبنا |
| Söylediğim gibi Allah'ın gazabı, ona inanan ve İslam'ı seçmiş mütevazi kullarına zulüm edenlerin üzerinde olacaktır. | Open Subtitles | كما كنت أقول، سيتعلم الروس بأصعب طريقة أن يخافوا من غضب الله على أولئك |
| Gezginler bu çölü Tanrı'nın gazabı ve Ölüm Denizi diye adlandırmasına şaşmamak lazım. | Open Subtitles | لا عجب المسافرون اعتبر هذا المكان غضب من الله وبحر الموت. |
| Peki neden Tanrı'nın gazabı gibi buraya inip hepimizi hemencecik öldürmüyorlar? | Open Subtitles | اذا لم لا ينقضون علينا هنا مثل ما ينقض غضب الله؟ ويقضون علينا الان وهنا؟ |
| Hayatta kalıp volkanlardan bihaber olanlar ise, bunun sadece tanrıların gazabı olduğunu düşüneceklerdi. | Open Subtitles | بالنسبة للناجين الذي لا يفهمون طبيعة البراكين اعتبروا أن هذا بمثابة غضب من الآلهة |
| Başka biri rolü alırsa, buna ben de dâhilim, Sondheim'in gazabı Shubert Alley çekirge salgını gibi William McKinley'nin üstüne çöker. | Open Subtitles | اذا حصل اي احد آخر على دور توني بالإضافة الي فإن غضب سونديم سوف يقع على ثانوية ميكنلي |
| "Günahkâr insanlara karşı Allah'ın gazabı gökten açıkça gösterilmektedir." Romalılar 1:18 | Open Subtitles | غضب الرب كُشف من السماء على كل الرجال الآثمين إنجيل رومان 1: |
| Ancak Tanrı'nın gazabı altında her şeyin yok olmasına gerek yoktur. | Open Subtitles | لكن الجميع لا يحتاجون للهلاك تحت غضب الرب |
| Belki de Fishlegs'in "tanrıların gazabı" teorisi o kadar da çılgınca değildir. | Open Subtitles | كنت أعرف، ربما فيشلجز غضب الآله نظرية ليس مجنونا في ذلك |
| Aşkta reddedilmiş bir kadının gazabı cehennemde bile görülmez. | Open Subtitles | حسناً ، الجحيم ليس له غضب كغضب متعرية تم إحتقارها |
| Ya da bunu açarım Tanrının gazabı üzerimize olur. | Open Subtitles | أو أنا يمكن أن يفتح هذا الأمر. الافراج عن غضب الله على كل واحد منا. |
| Cidden aşkı reddedilmiş kadının gazabı cehennemde bile görülmezmiş. | Open Subtitles | غضب الجحيم حقاً لا يُعادل غضب إمرأة شعرت بالإحتقار |
| Aşırı dinci birinin gazabı cehennemde bile görülmez. | Open Subtitles | الجحيم ليس لديه غضب أكثر من غضب المُتطرفين |
| Tanrının gazabı kimin üzerine parlayacak? | Open Subtitles | من الذي يستحق عقاب الرّب؟ |
| "Denizi tuza çevirdiğine şahit oldular. Böylece gazabı, taşlara miras kaldı." | Open Subtitles | ،وعندما يحل غضبه على الأمم تجد الماء العذب أصبح مالحاً |
| Tanrı'nın gazabı üzerinizde artık! | Open Subtitles | إنتقام الرب واقع بكم |
| bir zamanlar fikir danıştığı herkes hızla onun gazabı ile tanıştı. | Open Subtitles | "وكلّ أولئك الذين نشد مشورتهم ذات يوم" "قضى عليهم غضبها سريعًا" |
| Tanrı'nın gazabı daha önce bir Başmeleğin üzerine olmadı. | Open Subtitles | فغضب الرب لم يُطلق من قبل على ملاكٍ سام |
| Büyürken etrafımda rahibeler vardı ve onlar bu şekilde konuşurdu çocukları Tanrı'nın gazabı hakkındaki hikâyelerle korkutuyorlardı. | Open Subtitles | لقد كنت محاطة ببعض الراهبات في صباي، وكن دوماً يتحدثن على هذا النحو تخفن الأطفال بقصص حول غضبة الرب |