Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. Çok geç olmadan onu karanlığa gömmeliyiz. | Open Subtitles | التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان |
Çok geç olmadan, o tahtayı almalı ve buradan uzağa göndermeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نأخذ اللوح و نبعده من هنا قبل فوات الأوان |
Bu güne kadar. Keşke çok geç olmadan konuşmuş olsaydım. | Open Subtitles | حتى هذا اليوم أتمنى لو أني تحدثت قبل فوات الأوان |
Burns her şeye sahip oluyor! Çok geç olmadan onunla konuşmak zorundayım. | Open Subtitles | بيرنز يمتلك كل شىء لابد لى من التكلم قبل أن يفوت الأوان |
Ama sen çok geç olmadan iğneler için aceleyle çıkmışsın. | Open Subtitles | لا, لكن, اسرعت للخارج لانك اردة الحُقن قبل فوات الاوان |
Çıkmayacak. İşte bu yüzden çok geç olmadan döngüyü durdurmam lazım. | Open Subtitles | رقم هذا هو السبب الذي لدي لوقف دورة قبل فوات الأوان. |
Nereye gidiyorsan, yönünü değiştirmeni öneririm, çok geç olmadan yani. | Open Subtitles | أينما أردت الذهاب، أقترح عليَك بتغيير إتجاهُك. قبل فوات الأوان. |
Haklısın. Çok geç olmadan vazgeç. Düşündüklerini söyle O'na. | Open Subtitles | أنت محق ، توقف عن ذلك قبل فوات الأوان أخبرها عما يجول فى خاطرك |
Çok geç olmadan önce yazacak gücü kendimde bulmalıyım ve belki yazdıkça, bize olanlarının asıl nedeninin, birbirimizi anlayamayışımızdan kaynaklandığını görebilirim. | Open Subtitles | يجب أن أجد القوة لأكتب الآن قبل فوات الأوان و بينما أكتب ، ربما سيتضح أن ما قد حدث لنا كان له سبب أبعد من سوء فهمنا |
Çok geç olmadan tedavi olmalı! | Open Subtitles | يجب أن يذهب إلى مكان للعلاج قبل فوات الأوان |
Denizler tanrısı bizi terk etti. Daha geç olmadan geri dönelim. | Open Subtitles | إله البحار هجرنا عُد بنا قبل فوات الأوان |
Dave, çok geç olmadan bunu yapmamız lazım. Bütün kasabayı maskara ediyor. | Open Subtitles | ديف ، يجب أن نفعل هذا قبل فوات الأوان إنه يسخر من البلدة بأكلها |
Çok geç olmadan önce, ben bunun ne kadar yanlış olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | , و قبل أن يفوت الوقت . . انا أدركت كم هو خاطئ |
Onun için çok geç olmadan önce bu şey boyunca hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج أن نزيح هذا الشيء جانباً قبل أن يفوت الأوان بالنسبه له |
Halk Majestelerinin harekete geçmesini istiyor. Çok geç olmadan imzalayın. | Open Subtitles | انهم يطالبونك مولاي بالتصرف وقع علي هذا قبل فوات الاوان |
Daha çok, bulduğum şeyi geç olmadan Dr. Blake'e iletmekle ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر بإخبار الدكتور بليك عما وجدته، قبل فوات الآوان |
Özel birime izin verin, bende çok geç olmadan Amon'u durdurayım. | Open Subtitles | صوتوا لصالح هذه الفرقة. وسوف أوقف آمون قبل ان يفوت الاوان |
Çok geç olmadan hastalığın eski biyolojik belirteçleri için araştırma yapmaya başlayabilecek fırsatımız var. | TED | ولدينا الفرصة للبدء في البحث عن المؤشرات الحيوية المبكرة للمرض قبل أن يتأخر الوقت. |
Django, git! Kendini kurtar, çok geç olmadan kaç. | Open Subtitles | أنقذ نفسك جانجو إهربْ قَبْلَ فوات الأوآن. |
Çok geç olmadan bütün bunlara sırtını dönmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تبتعد عن كلّ هذا قبل فوات الأوآن. |
geç olmadan takviye göndermeleri gerektiğini bildirin! | Open Subtitles | اخبرهم بان الامدادات يجب ان ترسل بدون تأخير |
Tövbe et, Tanrı'ya git, çok geç olmadan günah çıkar, baştan başla. | Open Subtitles | التوبة ، فلتتوب إلى الرب ، قد يُزيل جميع خطاياك قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً لذلك |
Her ne oluyorsa, geç olmadan halletmen gerek. | Open Subtitles | أيا كان ، لا بد أن تحل الأمر قبل أن يطول |
Çok geç olmadan ben de onu yemek için uyandırmaya gidiyordum. | Open Subtitles | كُنت على وشك إيقاها للعشاء . قبلما يتأخر الوقت |