Ne kadar da geç olmuş! Siz çocuklara kahve yapalım. | Open Subtitles | انظروا كم تأخر الوقت لنحضر لكم بعض القهور يا أطفال |
Çok geç olmuş, artık dönsem iyi olur. | Open Subtitles | تأخر الوقت. ينبغي علينا العودة إلى المنزل |
Oh, sevgilim... geç olmuş. | Open Subtitles | أوه يا عزيزي , لقد تأخر الوقت كثيرا |
Tanrım. Çok geç olmuş. | Open Subtitles | أوه، الله، أنا لَمْ أُدركْ هو يَصِلُ متأخّر جداً. |
Evet, saat bayağı geç olmuş. | Open Subtitles | الوقت متأخّر نوعاً ما، أصحيح؟ |
Birkaç gün için gidemeyecek çok geç olmuş olacak. | Open Subtitles | في غضون أيّامٍ، لن يكون قادرًا، سيكون الوقت قد تأخّر. |
Epey geç olmuş. Gitsem iyi olur. Batı yakasına gideceğim. | Open Subtitles | أتعلمون، تأخّر الوقت، ويجب أن أذهب للجانب الغربيّ. |
- 2:30. - Çok geç olmuş! | Open Subtitles | الثانية و النصف - لقد تأخر الوقت كثيراً - |
İnsanlara camı sizin kırdığınızı söylememde sakın yok, değil mi? Saat geç olmuş. Geri dönsem iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن أعود , لقد تأخر الوقت سيقلقون |
geç olmuş. | Open Subtitles | حسنا, تأخر الوقت |
Epey de geç olmuş. | Open Subtitles | إذن، لقد تأخر الوقت |
Ne kadar da geç olmuş farkında değilim. Gitmem lazım. | Open Subtitles | لم أدرك تأخر الوقت علي الذهاب |
Muamele için biraz geç olmuş. | Open Subtitles | تأخر الوقت قليلاً لإصلاح صمام |
Dün akşam beraber dışarı çıktık, sonra dans ederken biraz geç olmuş. | Open Subtitles | ) أجل خرجنا معاً البارحة و تأخر الوقت . . |
Çok geç olmuş, Hank. | Open Subtitles | اوه، اه... تأخر الوقت, هانك. |
geç olmuş. | Open Subtitles | تأخر الوقت. |
Lanet olsun, saat çok geç olmuş. | Open Subtitles | اللعنة، الوقت متأخّر جداً. |
Saat de geç olmuş. | Open Subtitles | l أدرك بأنّه أصبح متأخّر. |
Vay, geç olmuş. Bırakayım da çalış. | Open Subtitles | لقد تأخّر الوقت سأترك الأمر لكِ |
- Sanki çok geç olmuş gibi söylüyorsun. | Open Subtitles | تقولين ذلك ، و كأنّ الأمر قد تأخّر |