ويكيبيديا

    "gelmiş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جاء
        
    • أتى
        
    • أتت
        
    • وصل
        
    • جاءت
        
    • وصلت
        
    • عاد
        
    • جائت
        
    • حان
        
    • اتى
        
    • حضر
        
    • عادت
        
    • ظهر
        
    • أتوا
        
    • الإطلاق
        
    Moskova'ya futbol maçı için gelmiş biriyle tanıştım İtalyanlardan birini görmüş. Open Subtitles إننى أعرف أحد جاء إلى موسكو من أجل لعبة كرة القدم
    - Kan testini yapacak kişi ne zaman buraya gelmiş? Open Subtitles متى جاء فاحص الدم هنا ؟ حوالي الساعة 10 :
    Hayır, hayır, hayır, bekle. Bu imkânsız. Buraya nasıl gelmiş? Open Subtitles لا، لا، لا، هذا لا يُصدق، كيف أتى إلى هنا؟
    Dinle, karım, dün gece buraya gelmiş olabilir. - Belki görmüşsündür? Open Subtitles إسمع , زوجتي أتت إلى هنا الليلة الماضية ربما رأيتها ؟
    Ve bu mektup 21:30 akşam postası ile gelmiş öyle mi? Open Subtitles و هذا الخطاب وصل في بريد الساعة التاسعة و النصف ؟
    Sana anlattım ya o toka saçıma nerden gelmiş bilmiyorum. Open Subtitles لكنني أخبرتك ، لا أعرف كيف جاءت ربطة الشعر برأسي
    Eğer biraz daha önce gelmiş olsaydık onu kurtarma şansımız vardı. Open Subtitles لو كنت وصلت مبكراً لكنت استطعت أنقاذه ولم يحدث أي خطأ
    Bacağı yerine gelmiş gibi hissediyordu, vücuduna yeniden kavuşmuş gibi. TED إنه يشعر وكأنه عاد لقدمه، وأن جسمه قد عاد إليه.
    Çocuklar! Bakın aramadan kimler gelmiş? Büyük anne ve babanız. Open Subtitles أطفال , أنظروا من جاء دون إتصال مسبق جدتك وجدك
    Bunca yolu bana iyi görünmediğimi söylemeye mi gelmiş, Flori? Open Subtitles جاء كلّ هذا الطريق لإخباري أني لا أبدو بخير، فلوري؟
    Ardından ejderha, Kensei'nin sarayına gelmiş ve prensesin hayatını istemiş. Open Subtitles , بعدها جاء التنين إلى قصره و طلب حياة الأميرة
    Bir gün genç çocuğun evine gitmesi gerektiği haberi gelmiş. Open Subtitles في يوم ما جاء خبر بأن الشاب سيعود إلى موطنه
    Bay Watson size gelmiş ve "CIA, bir saldırı olabileceğinden çok endişeli" demiş. Open Subtitles تقول أنه أتى إليك وقال أن وكالة الإستخبارات على يقين بحدوث هجوم وشيك
    Gördünüz mü, size söyledim, buraya gelmiş olamazlar. - Bay Herşeyi Bilen. Open Subtitles قلت لك لا أحد أتى من هنا لا بد أنهم عادو أدراجهم
    Buraya, beni bugünkü terörist saldırılarla... ilişkili olmakla suçlamaya gelmiş. Open Subtitles لقد أتى إلى هنا ليتهمني بالتواطؤ في هجمات اليوم الارهابية
    Buraya uyuşturucu almaya gelmiş olabilir, güvenlik görevlisi ortaya çıkar ve... Open Subtitles من المحتمل أنها أتت لتحصل على جرعة ..ففاجئها الحارس الأمني، و
    Bu şey soğutma sistemi çökmeden birkaç dakika önce gelmiş. Open Subtitles لقد وصل هذا بالبريد قبل دقائق من انهيار نظام التبريد
    Her zaman olduğu gibi, duvarın öbür tarafından gelmiş olmalılar. Open Subtitles لا بد وأنها جاءت من الجانب الآخر من الحائط، كالعادة
    Polise bir fidye mesajı gelmiş. Üzerinde Korece tuhaf bir şiir var. Open Subtitles وصلت إلى مكتب البلديّة ملاحظةٌ عن مساومة فدية، وعليها قصيدة كوريّة خبِلة.
    Gelecekle ilgili taze umutların güveni askerlerle geri gelmiş gözüküyordu. Open Subtitles شعور بالثقة فى أمل جديد للمستقبل قد عاد مع القوّات
    O bir oğlanla evlenmek için buraya gelmiş olmalı ve o çocuk onu buraya hille ile getirip aşağıya itti.. Open Subtitles من المحتمل أنها جائت إلى هنا للزواج من شخص ما ويبدو أن هذا الشخص هو الذى دفعها من هنا
    Pekâlâ, çocuklar şuna bakın, açık hava eğitimi zamanımız gelmiş. Open Subtitles حسناً، يا أطفال، إنظروا إلي ذلك حان وقت التعلّم العملي
    Onlara Kızıl Müze'nin Kilisesi denir. Buraya üç yıl önce gelmiş, bir çiftliği olan, Odin adında bir liderleri vardır. - O ismin bir anlamı var mı ? Open Subtitles إنه متحف خاص شخص نباتى اتى من ولايه اخرى ويدور حوله وجماعته الشكوك
    - İngilizce bilmez. Cebinden masraf ederek kardeşine destek olmaya gelmiş. Open Subtitles و قد حضر على نفقته الخاصة لمساندة أخاه فى ظل هذه الظروف العصيبة
    Hope doğum günüm için yılda bir kez geri gelmiş. Open Subtitles انظري ، لقد عادت مرة في السنة في عيد ميلادي
    Ama önemli olan, herkesin dünya üzerindeki her insanın başına gelmiş olması. Open Subtitles لكن المهم، أن الأمر قد حدث للجميع لكل إنسان على ظهر الكوكب
    Buraya geldiklerinde araba sesi duymadım. Yayan gelmiş olmalılar. Open Subtitles لم اسمع صوت سيارة عندما أتوا, ربما جاءوا سيرا على الأقدام
    Biliyorum, herkes çocuklarının dünyaya gelmiş en şahane, en güzel çocuklar olduğunu düşünür. TED أعرف أن الجميع يظن أن أطفالهم هم الأكثر روعة، والأكثر جمالاً على الإطلاق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد