ويكيبيديا

    "gelmişler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جاؤوا
        
    • جاءوا
        
    • وصلوا
        
    • جائوا
        
    • اتوا
        
    • أتوا إلى
        
    • قدموا
        
    • لقد أتوا
        
    • أتيا
        
    • إنهم هنا
        
    • جاءا
        
    • جائو
        
    • وهم هنا
        
    • هنا بن
        
    • قد أتوا
        
    Çocukken, buraya onu almaya gelmişler. Onu öldürmek için. Open Subtitles هنا حيث جاؤوا لاخذه عندما كان طفلا لقتله
    Listedeki dört hasta iş saatleri dışında ofise gelmişler. Open Subtitles وجدت شيئَأ أربعة مرضى خارج القائمة جاؤوا بعد ساعات من عملياتهم
    Yeni Dünyadan... bizi yeni bir çağa götürmek için gelmişler... hepimizin sevdikleri yavaşça çürürken... ve yok olup giderken. Open Subtitles من العالم الجديد جاءوا ليرشدونا داخل العصر الحديث قبل أن ننتهى ببطىء
    Yeni Dünyadan... bizi yeni bir çağa götürmek için gelmişler... hepimizin sevdikleri yavaşça çürürken... ve yok olup giderken. Open Subtitles من العالم الجديد جاءوا ليرشدونا داخل العصر الحديث قبل أن ننتهى ببطىء
    Sizin küçük yeşil adamlarınız buraya milyonlarca yıl önce gelmişler. Open Subtitles الرجال الغرباء الخضر الصغار وصلوا الى هنا منذ ملايين السنين مضت
    Rahip ve karısı... gelecek hafta kilisedeki partiye davet etmeye gelmişler, David. Open Subtitles القسّ وزوجته... جائوا لدعوتنا إلى اجتماع في قاعة الكنيسة الإسبوع القادم، ديفيد.
    Malzeme aramaya gelmişler. Birkaç dükkan sahibi onlara direndi ve onlar da şiddete başvurdular. Open Subtitles . لقد اتوا بحث عن الادادت . بعضا من اصحاب المحلات قاوهم واصبحوا عنفين
    Çünkü şu ikisi babama gelmişler ve hesaplarda oynama yapmasını istemişler. Open Subtitles لأنّ هذين... أتوا إلى والدي وطلبوا منه أن يقوم بتلاعب مُحاسبي،
    Buraya bir yıl önce gelmişler yaklaşık bir ay önce de, paralı evleri soymaya başladılar. Open Subtitles جاؤوا إلى هنا قبل سنة، يتم سرقة منازل الأثرياء حوالي مرة في الشهر.
    Kesinlikle aynı su kaynağından gelmişler. Open Subtitles على هيئة بيضاوي كِلاهما بالتأكيد جاؤوا من نفس مصدر الماء
    Sen defalarca katledildiğin sırada bu üç adam senin canlanmana şahitlik etmek için gelmişler. Open Subtitles وحينما قتلت مراراَ جاؤوا ليشهدوا انبعاثك الجديد
    Babama gelmişler ve hesaplarda oynama yapmasını istemişler. Open Subtitles جاءوا لأبي و أمروه بالقيام بحسابات بارعه
    Kudüs'teki Yahudiler yüzün üstünde farklı ülkeden buraya gelmişler. Open Subtitles اليهود في القدس جاءوا من مئات الدول المختلفه
    Görgü tanıklarının dediğine göre doğruca gelmişler parayı alıp kan dökmeden olay yerinden ayrılmışlar. Open Subtitles الشاهد يقول بأن الطاقم جاءوا اخذوا المال واراقوا الدماء قبل رحيلهم
    Irak'tan üç hafta önce dönmüşler. Lejeune'a gelmişler. Open Subtitles لقد عادوا من العراق قبل ثلاثة اسابيع, ثم وصلوا لمعسكر لوجون
    Efendim, kaynaklarımıza göre, ...Kazakistanlılar çoktan Dubai'ye gelmişler. Open Subtitles سيّدي، وفقاً لمصادرنا، فالكازاخستانيين قد وصلوا بالفعل
    Arazide yaşayan aileler iyi dileklerini sunmak için gelmişler. Open Subtitles العائلات التي تعيش على الأرض جائوا ليتمنّوا لنا الخير
    Bir kaç ay önce, epey bir para kazanmışlar ve Vegas'a gelmişler. Open Subtitles الان وقبل عدة اشهر لقد جنوا العديد من الاموال و اتوا الى فيجاس وبداو بالاحتفال لاسابيع
    Atalarım buraya, biraz kuralları çiğnemek ve sıradan ölümlülerin aksine, olağandışı anılar yaşamak için gelmişler. Open Subtitles أسلافي أتوا إلى هذا المكان على سبيل التغيير فقط ولاستعادة بعض الذكريات ...
    500 yıl önce Portekizliler ve İspanyollar ülkeyi ele geçirmek üzere buraya gelmişler. Open Subtitles منذ خمسمائة عام، البرتغاليون والأسبان قدموا لهنا، كلّهم حاولوا استغلال البلاد بأساليبهم،
    Mağazayı almak için gelmişler gibi yaptılar. Open Subtitles لقد أتوا في هيئة مشترين يريدون شراء المتجر
    Ailelerimiz bu ülkeye gelmişler zulümden, sefaletten ve açlıktan kaçarak. Open Subtitles والدينا أتيا إلى هذه الدولة هربوا من الإضطهاد والفقر والجوع
    Bizim için değil, ekipmanlar için gelmişler. Open Subtitles ليسوا هنا من أجلنا إنهم هنا من أجل الآلة
    Onlar da bizim gibi her şeyden kaçıp buraya gelmişler. Open Subtitles لقد جاءا إلى هنا هرباً من كل شيء، مثلما فعلنا تقريباً
    Barselona'ya Red Rover isimli bir hackerin yaptığı bir bilgisayar virüsünü satın almaya gelmişler. Open Subtitles جائو إلى " برشلونة " لشراء فيروس " مصنوع يودياً بإيداع من مخترق يعرف بـ " ريد روفر
    Büyük bir maç için gelmişler ve "Kaç Para?" yarışmasına katılmaya çalışıyorlarmış. Open Subtitles وهم هنا من اجل مباراة كبيره ويحاولون توفير المالر
    - Merhaba. - İşte gelmişler. Open Subtitles ها هم هنا بن رايتمان تكلمنا على الهاتف
    Bu ekibin yaptığı işten hiç kuşkusu yokmuş. Bunu yapmak için de silahlı gelmişler. Open Subtitles هذا الطاقم لم يسواره أي شك بما سيفعلونه و قد أتوا مُسلحين لذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد