ويكيبيديا

    "gemideki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السفينة
        
    • السفينه
        
    • على القارب
        
    • متنها
        
    • متن السفن
        
    • على السفينةِ
        
    • على متن المركبة
        
    • بالسفينة
        
    • بالقارب
        
    • السّفينة
        
    • على متن هذه المركبة
        
    Bu gemideki herkesi seviyorum en az oğlu oğullarım kadar. Open Subtitles ..أحب كل شخص على متن هذه السفينة مثلما أحب أولادى
    Şüphe yok ki bu gemideki askeri disiplinde bir başı bozukluk oluştu. Open Subtitles لا يوجد من سيعاقبنا هناك توقف في الانضباط العسكري علي هذا السفينة
    gemideki oksijen seviyesi kritik seviyenin altına düştüğünde konsantre olmak gittikçe zorlaşacak. Open Subtitles عندما يكون الاوكسجين علي هذه السفينة منخفض مستواه سيكون حينها من الصعب
    Sen dahil bu gemideki insanların yarısı ya vuruldu ya da yaralandı. Open Subtitles نصف الناس على هذه السفينه تم ضربه أو جرحه بما فيهم أنت
    Diğer gemideki adamlar, seçimlerini cinayet ve hırsızlıktan yana yaptılar. Open Subtitles هؤلاء على القارب الآخر اتخذوا قرارهم قرروا أن يقتلوا يسرقوا
    Nasıl yapayım? Sözü geçen birisin. gemideki insanlar bu sayede evlerine döneceklerine inanmalılar. Open Subtitles لديك التأثير, الجميع في السفينة لابد ان يعتقد ان الطريقة ستعود بهم للوطن.
    Bu gemideki kimliği bilinmeyen iyi niyetli bazı şerefsizler asla almadığımız şu imdat çağrısını kumanda merkezi günlüğüne kaydetmiş. Open Subtitles نداء الإستغاثة هذا لم نستقبله تم تسجيله في المقر الرئيسي عن طريق شخص مجهول قذر على متن تلك السفينة
    Bu kaptan gemideki herkesin hayatını riske atmak pahasına şarkıyı dinlemeyi seçiyor. TED تعريض حياة كل من على السفينة للخطر لكي يستطيع اوديسيوس الاستماع للاغنية ولما كانت تلك هي الخطة كما اعتقد فقد
    İşe yarayacağını düşünmemiştik çünkü gemideki titreşimlerin lazerin odağını saptıracağını sanmıştık. ama gerçekten işe yaradı. TED لم نكن نعتقد أنه سيعمل، لأننا اعتقدنا أن اهتزازات السفينة ستعترض طريق تركيز الليزر، لكنه حقاً اشتغل مثل السحر.
    Bir fotoğrafa bakıp gemideki tonajı basit bir hesap makinesiyle tahmin edebiliriz. TED يمكننا النظر إلى صورة وتحديد حمولة السفينة باستخدام آلة حاسبة بسيطة.
    Neyse ki ekipteki ve gemideki tek kadın olduğum için yerde uyumaktan yırttım. TED وكنت أنا الفتاة الوحيدة في الفريق وعلى متن السفينة، فتمكنت من تجنب النوم على مسطح السفينة.
    Sen bana, onun gemideki aynı pirzola olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun? Open Subtitles هل تحاول أن تقول لى انها ليست فتاة السفينة
    - Tıpkı gemideki bir kıza-- - Gemide bir kız mı vardı? Open Subtitles انه فقط أن هذه الفتاة على السفينة أكانت هناك فتاة على السفينة ؟
    gemideki herkes bizim hem görsel hem de radar temasımız olduğunu biliyor.. Open Subtitles كل فرد على هذه السفينة يعلم بأن لدينا إتصال بصرى ورادارى
    İçinizden bazıları bu gemideki disiplinin birazcık katı olduğunu düşünebilir. Open Subtitles لو حدث أن شعر بعضكم أن النظام على متن هذه السفينة. ‏. ‏.
    Döndüklerinde gemideki bütün silahlarla onları bekliyor olacağız. Open Subtitles سنعد لهم كل سلاح على السفينة لدى عودتهم. ‏
    gemideki hiçkimsenin ondan hoşlandığını sanmıyorum, fakat cidden... kimin onu öldürmek için sebebi olur ki? Open Subtitles أعتقد أنه لم يكن هناك أحد على السفينة قد أحبها و لكن .. من سيكون لديه السبب ليقتلها ؟
    Bu gemideki bir yerde geçmişteki gibi olmamızı sağlayacak bir anahtar var. Open Subtitles في مكان ما في هذه السفينة المفتاح الذي سيغيرنا مرة أخرى
    Yaptığım şeyle gurur duymuyorum ama bunu gemideki herkesin iyiliği için yaptım. Open Subtitles أني لست فخورا بما فعلت ولكني فعلته لافادة جميع الأشخاص على السفينه
    Büyük gemideki partiye, benden başka kim hazır? Open Subtitles لذا ، من على أستعداد ليكون طرف على القارب الكبير بجانبى؟
    Bu bağlamda, gemideki diğer kimseden pek de farklı değilsin. Open Subtitles وبهذا الصدد أنتِ لستِ مختلفة عن أي شخص على متنها
    29 gemideki en iyiler arasından seçildiniz. Open Subtitles تم اختياركم من بين الأفضل على متن السفن التسعة و العشرين
    gemideki herkesle görüştüğümü anlıyorsun değil mi? Open Subtitles تفهمين أنني أستجوب الجميع على متن المركبة
    gemideki diğer herkesin sınavdan çekildiğini çoktan kurula bildirdim bile. Open Subtitles وقد أبلغت هيئة المُمتحنين أن باقي من بالسفينة اُصيبوا بدوار البحر.
    Onu denizaltının ön kısmındaki özel bir aletle yakaladık, ki bu cihaz hiç zarar vermeden denizanasını gemideki laboratuvara getirmemizi sağlıyor. TED لقد قبضنا عليه في جهاز خاص في مقدمة الغاطسة الشيء الذي أتاح لنا بإحضاره في حالته الاصلية الحقيقية، أحضرناه الى مختبر بالقارب.
    Bu gemideki hiç kimseye zarar verme gibi bir niyetim bulunmamakta. Open Subtitles لا نيّة لديّ في إيذاء أي شخص على متن هذه السّفينة.
    O gemideki 600 kişinin hiç şansı kalmaz. Başarısız olursunuz. Open Subtitles لن تكون هناك فرصة للـ600 شخص على متن هذه المركبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد