ويكيبيديا

    "gerçeğe" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الحقيقة
        
    • حقيقة
        
    • للحقيقة
        
    • واقع
        
    • تتحقق
        
    • بالحقيقة
        
    • للواقع
        
    • لحقيقة
        
    • الحقائق
        
    • الحقيقةِ
        
    • واقعاً
        
    • يتحقق
        
    • حقائق
        
    • حقيقيا
        
    • واقعية
        
    Bu düşünce anlayışı bizi gerçeğe ulaştırır değişime uğramamış gerçekliğe. Open Subtitles هذا التفكير يمكنه قيادتنا للحقيقة الحقيقة المحضة دون أن تميل
    Gezegenin üzerindeki herkes bir çeşit gerçeğe inanmak üzere büyütülür, Open Subtitles كل شخص على الكوكب رُبيَ ليُؤمِن بنسخةٍ ما من الحقيقة
    gerçeğe yolculuk yapmak daha tatlıyken neden senin yalanlarını dinleyeyim ki? Open Subtitles ولم أستمع إلى أكاذيبك؟ بينما طريق الوصول الى الحقيقة أجمل بكثير
    Bana bir şans ver, tüm yalanları gerçeğe dönüştürebilmem için. Open Subtitles إعطيني فرصة واحدة وسوف أحول كل تلك الأكاذيب إلى حقيقة
    Ve çok yakında, Astra'nın bu dünya için olan hayali gerçeğe dönüşecek. Open Subtitles و، قريبا جدا، استرا حلم لماذا الأرض يمكن أن تصبح سيصبح حقيقة.
    Ama bu bilimsel gerçeğe rağmen, ensest konusunda eyalet yasaları hala tutarsız ve ne yazık ki çağ dışı. Open Subtitles و لكن على الرغم من هذه الحقيقة العلمية لا تزال القوانين بخصوص نكاح المحارم متعارضه و عفى عليها الزمن
    Yaptığı veya yapmadığı şeyleri yargılamak bana düşmez ama hem mahkeme hem de sizin için gerçeğe ulaşmaya çalışacağım. Open Subtitles ليس من حقي الحكم عليه بسبب ما ربما فعله أو لم يفعله لكني سأحاول الحصول على الحقيقة للمحكمة ولكِ.
    Tüm önemli hikâyelerde olduğu gibi gerçeğe dayanan bir kurgu. Open Subtitles رواية، كما هو حال جميع القصص؛ لها جذور مع الحقيقة.
    Demokrasinin temel iddiası şu, farklı bakış açılarının çatışması bizi gerçeğe götürür. TED ولكن هذه هي الفرضية الأساسية للديموقراطية، أن الصراع بين وجهات النظر المختلفة يؤدي إلى الحقيقة.
    Bu da ortaya şöyle soruları çıkarır; gerçeğe ulaşmak için hislerimize mi, yoksa aklımıza mı güvenmeli miyiz? TED ذلك يُثير تساؤلات مثل هل نعتمد على حواسنا للوصول إلى الحقيقة أم على أسبابنا الخاصة؟
    Ama insanın yaşam süresi ağaçlardan anlamlı derecede kısadır, bu sıradan gerçeğe tamamen habersiz olabiliriz. TED لكن لو أن حياة إنسان كاملة كانت بشكل ملحوظ أقل من حياة تلك الأشجار، فلسوف نكون غافلين تمامًا عن هذه الحقيقة البديهية.
    Bir mucit olarak fanteziyi gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorum. TED وكمخترع، أحاول أن أُحوّل الخيال إلى حقيقة.
    Kollarını sıvayarak, borca batarak çok çalıştılar. Hayallerini gerçeğe dönüştürerek ilerlediler. Bu yüzden, bir hümanist olarak maceracı ve hatta gözü pek TED شمّرا عن سواعدهما وعملا بكدٍ، غارقين في الدَّين، وحرثا مقدمًا، وكبرت أحلامهما وتحولت إلى حقيقة.
    Ve bence, hiç küçümsenmeyecek bir şey, bu çok temel bir gerçeğe bağlı: herhangi bir notasyon sistemine bağımlı değiller. TED واعتقد بأن ذلك يعود وبشكل أساسي الى حقيقة جوهرية وهي أنهم ليسوا ملزمين بنظام منهجي
    Şimdi, normalde kanıt toplayıp analiz ederiz ve bu da bizi gerçeğe götürür. Open Subtitles الان , عادةا نحن نجمع الأدلة ثم نحللها وتقودنا للحقيقة لكن مالدينا هنا
    Şimdi kurguladıklarımı gerçeğe dönüştürmeliydim. TED بعدها توجّب عليّ فقط أن أحول تخيلاتي إلى واقع.
    Eski Çadır Derisi, daha önce de gerçeğe dönüşen rüyalar görmüştü. Open Subtitles أنها ليست المرة الأولي التي تتحقق فيها أحلام جدي
    Sana vurmaya başladığım an, gerçeğe olan ilgim yok olmuştu. Open Subtitles لقد فقدت اهتمامي بالحقيقة عند اللحظة التي بدأت أهزمك بها
    Eğer günümüze dair gerçeğe dayalı bir dünya görüşünüz varsa, gelecekte ne olacağını anlamak için bir fırsatınız olabilir. TED إذا كان لديكم وجهة نظر للواقع اليوم، قد يكون لديكم فرصة لفهم ما سيأتي بعد ذلك في المستقبل.
    Mutlak gerçeğe ve insanoğlunun cevap aradığı sorulara ışık tutacak kesin kanıtlara ulaşmanın bundan başka hiçbir yolu yoktu. Open Subtitles لا يوجد طريقة للوصول لحقيقة مطلقة حجة ثابتة
    Yani evet, sanırım bir şirketin gelecekte gerçeğe dayalı kararlar alması için bu sertifikayı kullanması iyi bir fikir. TED لذا نعم، أعتقد انها فكرة جيدة للشركة ما لاستخدام هذه الشهادة للتأكد في المستقبل من اتخاذ القرارات المبنية على الحقائق.
    İyi bir ajandım. Ama gerçeğe fazla yaklaşmıştım. Open Subtitles كَنت وكيل جيد، لَكنَّه لَمْ يَحْصلْ عليي أي شيءّ أقرب إلى الحقيقةِ.
    Yazdıkları fantastik kurgu olarak değerlendirilmişti ama çoğu gerçeğe dönüştü. Open Subtitles ...ما كتبه أعتبر خيال جامح و لكن غالبه أصبح واقعاً الآن
    Bu koronun parçası olmak rüyanın gerçeğe dönüşmesi, çünkü daha önce hiç bir koroda bulunmadım. TED انه حلم يتحقق ان اكون جزء من هذه الجوقة حيث اني لم اكن جزء من واحدة من قبل
    Geçmişteki bazı olaylar gerçeğe dayanır bazıları da yalana. Open Subtitles بعض التاريخ مبني على حقائق وبعضه الآخر على أكاذيب
    Bırak da yapalım şunu. gerçeğe benzesin. - Düş yakamdan! Open Subtitles دعنى اجعل الامر يبدو حقيقيا اجعل الامر يبدو حقيقيا
    Sabit bir aracı olan ışınsal fiber ile yapılabilir ve hiper hızlı kablosuz bağlantı gerçeğe dönüşebilir. TED يمكنها القيام بذلك بواسطة وسيط مستقر، وجعل الاتصال اللاسلكي الفائق السرعة حقيقة واقعية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد