ويكيبيديا

    "gerçeklik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الواقع
        
    • الحقيقة
        
    • الواقعية
        
    • للواقع
        
    • بالواقع
        
    • واقع
        
    • الواقعي
        
    • واقعية
        
    • حقيقة واقعة
        
    • واقعنا
        
    • والواقع
        
    • الواقعيّة
        
    • حقائق
        
    • بحقيقة
        
    • للحقيقة
        
    Şimdi ise daha da ileri teknolojilerden bahsediliyor: artırılmış gerçeklik gibi. TED ويجري الآن زيادة هذا بطبقات أخرى من التكنولوجيا مثل زيادة الواقع.
    Örneğin, belki de gerçeklik, bilinçli deneyimlere neden olan kocaman bir makinedir. TED مثلا ، يجوز أن يكون الواقع ماكنة كبيرة تتسبب في خبرتنا الواعية
    Ona şimdi sanal gerçeklik diyoruz, ama simule edilmiş gerçekleri geçince ne oluyor? TED نحن نسميه الواقع الإفتراضي حالياً، لكن ما الذي سيحدث عندما نتجاوز تقليد الواقع؟
    Bu da kendimizle ilgili hayat boyunca değişmeyen sabit bir gerçeklik gibi. TED وأن هذه هي الحقيقة الدائمة حول أنفسنا، شيئًا سيظل ثابتًا طوال الحياة.
    Ben buna bilinçli gerçeklik diyorum. Aslında oldukça farklı bir yaklaşım. TED أنا أسميها الواقعية الواعية وهي تختلف فعلا
    Yaptıkları şey, bizi psikologların ortak gerçeklik dedikleri şeye davet etmek. TED ما يفعلونه هو دعوتنا إلى ما يسميه علماء النفس الواقع المشترك.
    telefonu icat etmek yarım yüzyıl aldı, ilk görsel gerçeklik teknolojisi. TED لقد استغرقنا الأمر نصف قرن لتبنى الهاتف، تكنولوجيا الواقع الافتراضي الأولى.
    Burada çok garip bir gerçeklik baskı izi sendromu mevcut. Open Subtitles .هناك نوع جد غريب من النزيف خلال الواقع يحدث أمامي
    Dr. Brennan, gerçeklik ve algı arasındaki farkı öğrenmeniz gerek. Open Subtitles يجب أن تتعلمي الفرق بين الواقع و مسألة الإدراك الحسي
    Her ikisi de, bilinçli akıllarında kendi gerçeklik dünyalarını kurmuşlar. Open Subtitles كلّ منهم يخلق فقّاعاته الصغيرة من الواقع في عقله الواعي
    Gerçekliğin o olduğunu sanıyorlar, ama aslında gerçek gerçeklik bu. Open Subtitles يظنون بأن ذلك هو الواقع ولكن هذا هو الواقع الحقيقي
    Bak ne tür bir ailen olursa olsun, gerçeklik görecelidir. Open Subtitles حسنا انظر ايا كانت العائله التي تملكها الحقيقة هي الواقع
    Ve şimdi geri döndüğümde bu hayal gerçeğe dönüşmüştü, kırılgan bir gerçeklik olmasına rağmen. TED وها الآن ربما أعود، ليتحقق ذلك الحلم على أرض الواقع، برغم ضعف الواقع
    Bu da dilin belki de gerçeklik yaratmadığını yansıtıyor. TED حسناً، هذا يقترح أن اللغة ربما لا تصنع الواقع.
    Ben bunu gerçekliğin farklı parçalarını alıp, başka bir gerçeklik yaratmak için bir araya getirdiğimiz bir yap-boz olarak görüyorum. TED أراها فقط كلغز للواقع حيث يمكن أن تجمع قطعا مختلفة من الواقع معا لتخلق واقعا بديلا
    Kurgu ve gerçeklik arasındaki farkı söyleyen birkaç test var. TED هناك العديد من الأختبارات لتحكي لك الفرق بين الحقيقة والخيال.
    Bu yüzden, televizyon bir gerçeklik gerçeklikse, televizyonun daha azı. Open Subtitles ولذلك التليفزيون هو الواقعية والواقعية اقل من التليفزيون
    Bu türden sanal gerçeklik kullanımları sadece insanları yaşlı göstermeye yaramıyor. TED وهذا الاستخدام للواقع الافتراضي ليس الهدف منه فقط اظهار الاوجه حين التقدم بالعمر
    Sanal gerçeklik benim için alışılmadık bir yerde başladı. TED بدأت علاقتي بالواقع الإفتراضي بشكل غير متوقع.
    Sahte bir gerçeklik yaratırız, insanları olmaları gereken yerde varmışlar gibi gösteririz. Open Subtitles نحن نخلق واقع مُزيف, نجعل الناس بالأماكن التي من المفترض تواجدهم بها
    ABD Ulusal Bilim Vakfı finansmanlığıyla sanal gerçekliği, kişiselleştirilmiş dijital günlüğüyle kombine edilmiş bir gerçeklik programı geliştirmeye başladık. TED وبتمويل من المؤسسة الوطنية للعلوم، بدأنا في تطوير برنامجنا الواقعي الموسَّع والذي جمع الواقع الافتراضي مع السجل الرقمي الشخصي.
    Bilim insanları ayna kutusu terapisinin daha da gerçekçi kılacak sanal gerçeklik tedavileri geliştiriyor. TED قام العلماء بتطوير علاج بواسطة الواقع الافتراضي. ما يجعل صندوق المرآة تجربة أكثر واقعية.
    Ebedi hayatın sadece bir rüya değil gerçeklik olduğu bir dünya. Open Subtitles في أي الأبدي الحياة ليست مجرد حلم، ولكن حقيقة واقعة.
    Yine de Dünya'daki fiziksel gerçeklik bu uzak, görünmez galaksilerle yakından bağlantılı. TED واقعنا الفيزيائي هنا على الأرض مرتبط بصفة وثيقة لتلك المجرات البعيدة الغير مرئية.
    gerçeklik, insan mutluluğu için iyi bir rehber değildir. TED والواقع تحديداً ليس دليلاً جيداً لسعادة الانسان
    Tahmin edilemez gerçeklik. Open Subtitles عدم القدرة على التنبؤ، الواقعيّة.
    Nesnel gerçeklik değillerdir. Homo sapiens olmanın biyolojik etkisi değillerdir. TED فهي ليست حقائق موضوعية؛ وهي ليست تأثيراً عضوياً ما على الإنسان العاقل
    Diğer tüm yalanlarını sana yutturmak için küçük bir gerçeklik payı oluşturmak için. Open Subtitles لأنّها تُشبعك بحقيقة كافية بحيث تبلع الأكاذيب بسهولة.
    Fakat onun bu gerçeklik tutkusu tehlikeli. Open Subtitles ولكن هذه الحاجة للحقيقة تشكل خطراً عليها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد