Um, bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim, ama birşeyler öğreniyor olmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لم أتوقع من نفسي قول هذا لكن ألا يجب أن نتعلم شيء؟ |
Sence de ölümümüzün ucuz bir gösteriden fazlası olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أن موتنا يجب أن لا يكون مجرد تسلية رخيصة |
Siz ne yapıyorsunuz çocuklar? Sizin Noel alışverişi yapmanız gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تقوموا بالتبضع قبل ليلة رأس السنة ؟ |
Rakamlar gerçekten şaşırtıcı ve o kadar uzağa bakmamız gerekmiyor. | TED | إن الأرقام صاعقة حقًا، ونحن حتى لسنا بحاجة للنظر بعيدًا. |
Güzellik salonu yada benzeri bir yerde olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا ينبغي أن تكوني في صالون تجميل أو ما شابه؟ |
Homer, eşinle yarım saat kadar önce buluşman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | هومر، ألم يكن يفترض أن تقابل زوجتك قبل نصف ساعة؟ |
Çünkü hayatın koca bir şakadan ibaret bana da bu şekilde davranman gerekmiyor. | Open Subtitles | .. لان حياتك المزحة الكبيرة لاتعني . يجب ان تبعد عن هذا الطريق |
Evet, ama gözetleme işi değildi. Bu görevde gözetleme gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن ليس فى مراقبة هذه المهمة لا تحتاج إلى مراقبة |
Mucizevi şey ise bunu başarmak için daha çok para harcamanız gerekmiyor. | TED | الشيء المذهل هو: ليس عليك أن تنفق المزيد من المال لتحقيق ذلك. |
Hayır, bunu yapman gerekmiyor. Bak, almaları için birilerini göndereceğim. | Open Subtitles | لا يجب أن تفعلى هذا انظرى, سأرسل أحد ليأخذه فحسب |
Bu adamları ikna etmenin daha da kolay olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | الا يجب أن تكون أخف فى محاوله إقناع هذا الفتى ؟ |
Eğer mahkûmunuz bu ilacın yaratılışının anahtarını tutuyorsa bundan yararlanmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لو سجينك يحمل مفتاح خلق هذا المخدّر ألا يجب أن نستغلّ هذا؟ |
Yanlış hiçbir şey yapmadım, sana hiçbir şey söylemem gerekmiyor. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء خطأ، ولا يجب أن أخبرك بشيء |
Perşembe, Cuma ve Cumartesi geceleri çalışıyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تعمل ليلة الخميس والجمعة والسبت ؟ |
Bunu yapmadan önce odadaki bütün Dünya tabanlı ekipmanlarını kapatmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن نطفئ كل الأجهزة الأرضية في الغرفة قبل ذلك؟ |
- Ne sana ne de başkasına sebebini kanıtlamam gerekmiyor. | Open Subtitles | ولست بحاجة لإثباته لك أو لأي شخص أخر أنت مُخطئ |
Bu yüzden de artık bu psikiyatrik tesiste tedavi edilmen gerekmiyor. | Open Subtitles | وهذا يثبت انك لست بحاجة الى تلك العناية الطبية بعد الان |
Senin şu Craig'in büyük tekne işi için yolda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون في طريقك إلى كريغ، كبيرة، اه، وظيفة القارب؟ |
Senin de gençler gibi dövüş kulübüne katılman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض أن تنضم لنادي القتال مع بقيّة الفتية الأشقياء؟ |
İkincisi de, hepimizin burada durması gerekmiyor o yüzden... biraz ilerleyelim. | Open Subtitles | وثانياً, أننا جميعاً لا يجب ان نبقي هنا لذا هيا .. |
Burada neler döndüğünü anlamak için adının başına Dr. eklenmesi gerekmiyor. | Open Subtitles | لا تحتاج لأن تكون طبيبا حتى تعرف ما الذي يحدث هنا |
Hayır, gerekmiyor. Sayılarla ve insanlarla aranın iyi olması yeterli. | Open Subtitles | لا ضرورة لذلك، عليك أن تتقن الحساب وتحسن معاملة الناس |
Çünkü web sitemi kullanman için benim görüşlerimi paylaşman gerekmiyor. | Open Subtitles | لأنه لا يجب عليك ان تشاركنى فلسفتى لتستخدم موقعى الالكترونى |
Şimdi şunu anladık ; tarihin illede ileri doğru gitmesi gerekmiyor. | TED | فنحن نعلم الآن أنه ليس من الضروري أن يتحرك التاريخ للأمام. |
Kütüphaneci olduğunu biliyor yani bu utandırıcı bilgiyi nasıl söylesem diye kaygılanman gerekmiyor. | Open Subtitles | هى تعلم بأنك رجل مكتبى لذا فلا حاجة لكسر تلك الأخبار المحرجة إليها |
Kendini ispatlamak için canavara dönüşmesi de gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس مضطراً أن يتحول إلى حيوان مفترس لكى يثبت ذلك |
Bak, gelmen gerekmiyor, tamam mı? Yani, her şeyi unutabilirsin. Sadece unut, tamam mı? | Open Subtitles | لست مضطرة إلى الذهاب, يمكننا أن ننسى كل شيء, حسناً؟ |
Bu taco dürümlerinin sert veya yumuşak olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | هل من المفترض ان تكون قشرة التاكو صلبة ام لينة؟ |