ويكيبيديا

    "getirmek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إحضار
        
    • جلب
        
    • تحضر
        
    • تجلب
        
    • احضار
        
    • لجلب
        
    • أجلب
        
    • إحضاره
        
    • يجلب
        
    • لإحضار
        
    • إعادة
        
    • لجعل
        
    • نجلب
        
    • إحضارها
        
    • بإحضار
        
    Ölen bir kızı kiliseye getirmek geçmişten gelen bir kutsal ritüeldir. Open Subtitles .. إحضار فتاة ميتة إلى مذبح الكنيسة .أحضار جثة من الماضي
    Ayrıca bir arkadaşını ya da çalıştığın insanları getirmek istersen sana kalmış ayrıca tekrardan böyle karşılaşmamız da çok iyi oldu. Open Subtitles لأنني متفرغ جدا، كما تعلمين؟ لذلك إذا كنتي ترغبين في جلب أحد الأصدقاء أو الناس الذين تعملين معهم هذا متروك لك
    Canlı bir tanesini buraya getirmek gerçekten de güvenli mi? Open Subtitles هل تعتقد أنه آمن أن تحضر واحد حي إلى هنا؟
    ...ve bağışçılar... ...barışı getirmek için... ...binalar, okullar ve yollar ile bunu destekliyor. TED والدول المانحة يتوجب عليها ان تجلب الامن والاستقرار لذلك البلد عن طريق بناء المدارس .. والطرقات
    Anneni geri getirmek istemen çok doğal. Keşke getirebiIsek ama bu mümkün değil. Open Subtitles بالطبع تريدين احضار أمك مرة أخري وأتمني بأننا نستطيع , ولكن هذا مستحيل
    Biz onu, insanları yüz yüze getirmek için, birbirleriyle iletişim sağlayıp, gerçek ilişkiler kurabilmeleri için ve iş bulabilmelerini desteklemek için kullandık. TED لقد قمنا باستعمال ذلك لجلب الناس ومواجهة بعضهم البعض والربط بينهم، بناء علاقات حقيقية ودعم الناس لإيجاد عمل.
    Aslında yaban domuzunu getirmek istemiştim. Ama seni buraya daha çabuk getireceğimi biliyordum. Open Subtitles أردت أن أجلب الخنزير ، لكنّي أدركت أن جلبك إلى هنا سيكون أسرع
    Öğrencileri derse geri getirmek zordur, ama mümkündür de. TED من الصعب إحضار الطلاب بعد الحصص ولكنه ممكن
    Bunu yapmanın tek yolu da veriyi uçakla geri getirmek. TED والطريقة الوحيدة لفعل ذلك هي إحضار البيانات باستخدام الطائرة.
    Yine de, Lurleen'i buraya getirmek istemiyorum. Open Subtitles إننى أفكر أنه لا يمكننى إحضار لورلين هنا بعد كل هذا
    Ot temizlemeyle başlayacağız, çim biçme, taş ustasından mezar taşlarını getirmek. Open Subtitles سنبدأ بإزالة الأعشاب وقص العشب و جلب شواهد القبور من النحّات
    Tek yapmamız gereken tüm bu elementleri bir araya getirmek ve doğanın kontrolü ele almasına izin vermek. TED كل ما نحتاجه هو جلب هذه العناصر مع بعضها البعض بعدها نترك للطبيعة تولي زمام الأمور.
    Bugün, ABD'nin eğitimine yeni bir bakış açısı getirmek istiyorum. TED اليوم، أود جلب منظورٍ للتعليم في الولايات المتحدة.
    Benim işim düzenleyicileri almak. Senin işin de yeni paralar getirmek. Open Subtitles انا عملى ان اتخطى القوانين وانت عملك ان تحضر اموال جديدة
    Eve ekmek getirmek, eve bebek getirmek ve evde orgazm olabilmek. Open Subtitles تجلب الحاجيات إلى المنزل، تجلب الطفل، تجلب لذة الجماع
    Dünyaya bebek getirmek için o kadar uzağa gitmek artık yok. Güvenli değil. Open Subtitles لامزيد من السفر بعيداً جداً ،من اجل احضار الاطفال للعالم الوضع ليس آمناً
    Ve işlerimizi akıllı makinelerin çağı için yeniden tasarlarken hepinizi çalışma hayatımıza daha fazla insanlık getirmek için yanımda çalışmaya davet ediyorum. TED و بينما نحن نقوم بإعادة تصميم العمل لتمهيد عصر من الآلات الذكية، أدعوكم جميعًا للعمل بجانبي لجلب المزيد من الإنسانية لحياتنا العاملة.
    Ve bebeğimi hastaneden sahilde bir daireye getirmek istemiyorum. Open Subtitles وأنا لا أريد أجلب طفلي من المستشفى الى شقَة خاصة على الشاطيء
    Parmağım içine sıkıştı, yanımda getirmek gerekti. Open Subtitles أنا آسف ، إصبعي علق بالخرطوم وكان على إحضاره معى
    Çünkü başaramazlarsa, Aguila geçidi canavarlardan oluşan bir orduyu buraya getirmek için kullanacak ve dünya yok olacak. Open Subtitles إن لم يحصل ذلك، فإنّ أغيلة سيستخدم المدخل لكي يجلب جيشًا شرّيرًا، وسيتمّ فقدان العالم.
    Koya tatlı suyu geri getirmek için yavaş yavaş bu projelere girişiyoruz. TED تولينا انجاز مشاريع بطريقة بطيئة لإحضار المزيد من المياه العذبة إلى الخليج.
    Kremasyon oranlarının artması ve dinsel ilişkinin azalmasıyla geçen yüz yıl boyunca seyreltilmiş ayin görüşünü geri getirmek istiyoruz. TED نريد إعادة بعث مفهوم الطقوس التي تمّ طمسها على مدى مئات السنين الماضية بارتفاع تكاليف الحرق ونقص الوازع الديني.
    Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. TED إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة.
    Her zaman bu dünyaya huzur getirmek için doğduğumuzu söylerdi. Open Subtitles إنها تقول دائما بأنّنا ولدنا لكي نجلب الخير إلى العالم
    Erkek değil, bayan, ve onu sorgulamak için getirmek, biraz problem olacak. Open Subtitles انها ليست رجلا بل فتاة إحضارها للاستجواب قد يكون مشكلة
    İhtiyacım olan bilgiyi getirmek için gönderdiğim adamım hainlik edebilecekmiş gibi görünmeli. Open Subtitles بإحضار المعرفة التي أحتاجها فثاني حاجتي هي أن أبدوا غير مؤهل للولاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد