TESS adında bir uydu olacak ve güneş sistemimizin dışındaki gezegenleri keşfedecek. | TED | وسيكون هناك قمر صناعى يدعى تيس والذي سيكتشف الكواكب خارج المجموعة الشمسية. |
Sonra tekrar birleşip bir başka nesil yıldız ve gezegenleri oluşturdular. | TED | ثم تجمعت مرة اخرى لتكون جيل جديد من النجوم و الكواكب. |
Gece göğünde yıldızları bu yanıp sönme hareketi için inceleyerek gezegenleri bulabiliyoruz. | TED | وبمسح النجوم في السماء ليلاً لرصد هذه الحركة الوميضية، نستطيع إيجاد الكواكب. |
Teknoloji geliştikçe yıldızların yörüngelerindeki daha küçük gezegenleri de görebileceğiz. | Open Subtitles | عندما تتحسّن تقنيتنا سنرى كواكب أصغر وأصغر تدور حول النجوم |
Yani, yaşanılabilir dünyalar ararken yıldızlarının arasında yaşanılabilir bölgeler olan gezegenleri aramak istiyoruz. | TED | لذا عند البحث عن عوالم صالحة للحياة، علينا بالتأكيد أن نبحث عن الكواكب الموجودة ضمن النطاق الصالح للحياة حول نجمها. |
Eğer bunların milyonda birinin gezegenleri olsa ve eğer bunların milyonda birinde hayat olsa ve bunların milyonda birinde düşünsel hayat olsa orada milyonlarca uygarlık olur... | Open Subtitles | لو واحد فى المليون لديه كوكب لو واحد فى المليون لديه حياة لو واحد فى المليون لديه حياة طبيعية |
Yani çekim kuvveti sayesinde esaretindeki bütün gezegenleri kendisine esir etmektedir. | Open Subtitles | ذلك مجالها الجاذبية ويهيمن على جميع الكواكب الجاذبية لا بد لذلك. |
Bizim için, başka yıldızların etrafında şekillenen gezegenleri görmek bize bir fikir verebilir. | Open Subtitles | لنا لكي نرى الكواكب وهي تتشكل حول نجوم أخرى مما يعطي لنا لمحة |
Dolayısıyla, diğer yıldızların gezegenlerini güneş sistemimizdeki gezegenleri incelediğimiz gibi detaylı bir şekilde inceleyemiyoruz. | TED | وهكذا، لا يمكننا فعلا أن ننظر إلى كواكب حول نجوم أخرى بنفس مقدار التفصيل الذي ننظر به إلى الكواكب في نظامنا الشمسي. |
İşte, yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk. | TED | يا سلام، التقطنا الكواكب وهي تدور حوله. |
Uzaklardaki bu gezegenlerin çokluğu ve çeşitliliği öyle hayret verici ki, en çok da Goldilocks dediğimiz gezegenleri bulmayı umuyoruz. | TED | إذن من بين جميع هذه الكواكب الموجودة والتنوع ببساطة مذهل أغلبنا يريد إيجاد كواكب نسمّيها كواكب معتدلة |
Henüz bütünüyle hazır değiliz; küçük dış gezegenleri inceleyecek teknolojiye sahip değiliz. | TED | لسنا مستعدين ليست لدينا بعد التكنولوجيا الملائمة لدراسة الكواكب الخارجية الصغيرة |
gezegenleri bulmak için birçok yol var birkaç farklı yol. | TED | حاليا, هناك طرق متعددة لإيجاد الكواكب طرق مختلفة كثيرة |
Amaç, yıldızdan gelen ışığı bütünüyle engelleyip gezegenleri doğrudan görebilmek. | TED | ودورها هو حجب ضوء النجم بدقة متناهية وهكذا سنستطيع رؤية الكواكب مباشرة |
Diğer gezegenleri ince detaylarla inceleme fırsatı bulacağız. | TED | سنكون قادرين على دراسة الكواكب الاخرى بتفاصيل رائعة. |
Biz, yıldızlarından ideal mesafede yörüngesini izleyen gezegenleri arıyoruz. | TED | لذلك نحنُ نبحثُ عن الكواكب التي تدور على البعد الصحيح تمامًا من نجومها. |
Astronomlar birer birer bu yabancı gezegenleri buluyorlar. | Open Subtitles | واحد تلو الآخر، كان الفلكيّون يجدون عوالم فضائيّة. |
Bu gezegenleri oluşturan çarpışmalar ne zaman sona erdi? | Open Subtitles | عندما تنتهي التأثيرات عملية بناء كوكب تلك ؟ |
Ve gezegenleri ikiye bölünürken, halkımın yanıp kül olmasına göz yumdu. | Open Subtitles | وتركتم شعبي يحترقون بينما كان كوكبهم يتحطم إلى نصفين |
Gittiğimiz gezegenleri adlandırmakta kullandığımız bir alfasayısal işaret. | Open Subtitles | ذلك ترتيب حرفي رقميُ نُخصّصُه إلى الكواكبِ المختلفةِ التى نَذْهبْ إليها |
Bakıp diğer dünyaları ve gezegenleri düşüneceğim ve orada dönen şeyleri. | Open Subtitles | سأنظر وأفكر في كل العوالم والكواكب الأخرى والأشياء التي تحلق هناك |
İçeride bu güç kuvvetlenip gezegenleri hızlandırıyor, ve dışarıda zayıflayıp hareketleri yavaşlatıyordu. | Open Subtitles | قوة كبيرة تؤثر على الكواكب الداخلية وتجعلها أسرع وقوة أضعف للكواكب الخارجية وتجعلها أبطأ |
Onların gezegenleri çok büyük. Jüpiter'den bile daha büyük. | Open Subtitles | كواكبها عملاقة أكبر بكثير من كوكب المشتري |
- En başından beri bu diğer gezegenleri çevirmeye çalışmalıydık. | Open Subtitles | كان ينبغي علينا ان نقوم بالاتصال بالكواكب الاخري من البداية |
Bütün gezegenleri gözümle görebildiğim zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أه، أذكر عندما كان كل هذا كواكباً على مد البصر |