ويكيبيديا

    "gibi bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مثل
        
    • نوع
        
    • مثلك
        
    • أشبه
        
    • شابه
        
    • نوعاً
        
    • من هذا القبيل
        
    • ك
        
    • النوع من
        
    • كأنك
        
    • كما
        
    • نوعا
        
    • بمثابة
        
    • مثلكِ
        
    • مثله
        
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Bayan Tic'in adası gibi bir ada. -Bayan Tic mi? -Ja. Open Subtitles من المحتمل أنه نوع من واجبهم المدرسي ـ التعلم بالتعايش ـ
    Senin gibi bir serseri ile iş yapmamam gerektiğini bilmeliydim. Open Subtitles كان يجب أن أحرص أكثر من التعامل مع متسكع مثلك
    Okyanusun ortasinda teknesiz kalmisken çapayi kurtarmaya çalismak gibi bir sey bu. Open Subtitles أنه أشبه بإنقاذ مرساة بينما أنت عالق بدون مركب فى منتصف المحيط
    Ona Trixie, Miss Kitty Fantastico gibi bir isim koyabiliriz. Open Subtitles تعلمين، يمكننا تسميتها تريكسي أو كيتي فانتاستيكو أو ما شابه
    Ve bana ne düşündürüyor biliyor musunuz, biraz rahat ve pofuduk gibi; bir yatağın üstüne serilmiş yorgan gibi. TED وتعرفون ما الذي تجعلني أفكر به هو أنها نوعاً ما دافئة ومنتفخة كما لو أنها لحاف منتشر على سرير
    Veya "Kaybetmek ne demekmiş, öğreteceğim sana." Bunun gibi bir şey. Open Subtitles أو سأجعلك تتعلم كيف تكون الخسارة أو شئ من هذا القبيل
    Dediğim gibi laboratuvarda numuneleri ısıtmak için bunun gibi bir endüstriyel makinemiz var. TED و قد قلت أن لدينا مثل هذه الآلة في المعمل لرفع حرارة العينة
    Ve bunu gizli bir Oprah'ın Melekleri ağı gibi "kanseri düşünerek yenebilirsiniz" gibi bir şey ima ederek söylemiyorum. TED ولا أعني بذلك تلك الأشياء مثل: شبكة أوبرا آنجل السرية أو، تستطيع أن تتصور لنفسك مهرباً من الشعور بالسرطان.
    Bu, Multi-Health Systems gibi bir şirketin elindeki verilerle ne yapacağını bilmediğinden değil. TED وذلك ليس لكون شركة مثل أنظمة الصحة المتعددة لا تعرف ما تفعله بالبيانات.
    Ama katil muşta ya da yüzük gibi bir şey takmış. Open Subtitles لكن القاتل كان يرتدي سوار نحاسي أو نوع ما من الخاتم
    Bak, eğer gelseydi bunun buralarda ne gibi bir etkisi olurdu? Open Subtitles النظرة الجيّدة، إذا جاءَ إذن الذي نوع إشارةِ هَلْ الذي يُرسلُ؟
    Senin gibi bir kadınla beraber olan her adamın başına gelebilirdi. Open Subtitles يمكن أن يحدث هذا لأي رجل لو كان لديه أمرأة مثلك
    Söyler misin, senin gibi bir adam neden küçük çocukları korkutuyor? Open Subtitles كم رجل كبير مثلك يقوم بتخويف الأولاد الصغار عن قدوم الهنود؟
    Dostum burası Grimmoloji'nin ulusal arşivi ya da Smithsonian Müzesi gibi bir şey. Open Subtitles لكن هذا المكان أشبه بالمحفوظات الوطنية يا صاح أو مؤسسة سميثسونيان لتاريخ غريم
    Sanki karnına saplanmış bir bıçağın azar azar etini kazıması gibi bir şey. Open Subtitles الأمر أشبه بوجود شفرة في بطنكِ تقوم بتكوين غرز على جسدكِ لايمكنِ إخفائها
    Evet, belki hastaydı ya da sigara gibi bir şeyler yedi. Open Subtitles صحيح, أعتقد أنها مريضة أو ربما إبتلعت سيجارة أو ما شابه
    Aslında, şerif, elektrikle birbirlerini tatmin ediyorlar gibi bir şeydi . Open Subtitles بالتأكيد يا شريف لقد كان نوعاً من الضّبط أو شىء كهذا
    İstismara maruz kalmış ya da onun gibi bir şey. Open Subtitles هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل.
    RH: İnsanları mutlu etmekten oldukça zevk alıyoruz, Bazen rahatlamak ve "Nailed It" gibi bir program izlemek istersin. TED ر.ه: نحن نشعر بالاستمتاع عندما نجعل الناس سعداء، في بعض الوقت نريد فقط أن نسترخي ونشاهد شئ ك"نايلد إت!"
    Ve bunu takvim resmi olarak yapmakta herzaman basarisizdim, ya da onun gibi bir sey, ve bundan kurtulamadim. TED وبقيت متعلقاً بهذا النوع من صور التقويم، او شيء ما من تلك الطبيعة، ولم اتمكن من الابتعاد عن ذلك.
    Yerel güvenliğe teşekkürler, üniversite kampüsünde olmak elektronik tasma takmak gibi bir şey. Open Subtitles حسنا، بفضل الأمن الداخلي أن تكون في حرم جامعي كأنك تلبس سوارا إلكترونيا
    Kaybolmuş gibi bir haliniz var, size yardımcı olayım dedim. Open Subtitles رايت انكم نوعا ما تائهون. واعتقدت ان علي الحضور لمساعدتكم
    Ama benimki gibi bir bölgede büyürseniz pozitif ayrımcılık sizin gibi insanları engellemek için bir araçtır TED لكنكم إذا ترعرعتم في منطقة مثل هذه، فسترون أن التمييز الإيجابي هو بمثابة أداة لإبقاء الناس كما كنتم سابقًا.
    Ve, senin gibi bir kızı mezuniyet balosuna götürmekten gurur duyardım. Open Subtitles . . و لكنت ساتشرف بمصاحبة فتاة مثلكِ إلى حفل العودة
    Siz gerçekten Marlon gibi bir çocuğun kütüphaneye gittiğini düşünüyor musunuz? Open Subtitles هل تظنون حقاً فتى مثله يقضي أي وقت في المكتبة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد