ويكيبيديا

    "gideceğini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ستذهب
        
    • ذاهب
        
    • ذاهبة
        
    • ستغادر
        
    • ستذهبين
        
    • سترحل
        
    • سيغادر
        
    • سيرحل
        
    • راحلة
        
    • ذاهبه
        
    • ذاهباً
        
    • ستسير
        
    • ذهابك
        
    • مغادر
        
    • ستسافر
        
    Bu ayın kirasını ödedi ama bir arkadaşını ziyarete gideceğini söylemişti. Open Subtitles لقد دفعت إيجار الشهر كاملاً، لكن قالت أنّها ستذهب لزيارة صديق.
    Ben sadece onca sağlıklı organın çöpe gideceğini düşünmeye dayanamadım. Open Subtitles وأنا لم اتحمل فكرة ان كل تلك الاعضاء ستذهب هدرا
    Sonra onlara kahvaltıya gideceğini ve soruşturmanın iyi ilerlediğini söyle. Open Subtitles اخبرهم انك ذاهب الى الفطور وان التحقيق يسير بشكل جيد
    Ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. Open Subtitles لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة
    Kız arkadaşının evine gideceğini söylediğin zaman aslında bundan kastın kız arkadaşının evine gidip yatak odanda ki çocukla buluşmak demek oluyor. Open Subtitles إذا عندما قلتي أنك ذاهبة الى منزل صديقة أنت حقيقاً كنت ذاهبة الى منزل صديقة لتلتقي بذلك الولد الذي كان بغرفة نومك
    Federal Cezaevi Bürosu kurmak için Washington'a gideceğini duydum. Open Subtitles سمعتُ بأنك ستغادر لواشنطن للتخطيط لتأسيس مكتب اتحادي للسجون
    Ben senin Catherine ile filme gideceğini sanıyordum. Open Subtitles و لكننى ظننت انك ستذهبين للسينما مع كريستينا
    Bu sorunu unutmazsam gideceğini söylüyorsun! Open Subtitles تتوقع مني أن أتخطي الأمر الآن وإلا سترحل
    Prokosch aradığında ona Capri'ye gideceğini söyle. Open Subtitles عندما يتصل بوركوش قل له أنك ستذهب إلى كابري
    Çünkü diğer adımımın nereye gideceğini bilmiyorum artık. Open Subtitles لأني لا أعلم بعد الآن أين ستذهب قدمي الأخرى
    Odanın nereden başladığı, kaç hareket yaptığı ve nereye gideceğini gösteren bir harita gibi. Open Subtitles مثل خريطة تخبرك من أين بدأت الغرفة كم مرة تتحرك ، وإلي أين ستذهب
    Şükran günü için Kuzen JoeI'lere gideceğini söyledi. Open Subtitles هي قالت انها ستذهب للعم جولز ستقضي عنده عيد الشكر
    G amcanın yarın öğleden sonra Carlton Otel'de büyük bir toplantıya gideceğini biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أن عمى ذاهب لإجتماع كبير غداً بعد الظهيرة فى فندق كارلتون
    Çünkü Tascosa'ya gitmiş ve orada da birileri onun nereye gideceğini duymuş. Open Subtitles وهذا لأن أحدهم سمع داتش يقول أنه ذاهب إلى هناك
    Bir akşam bazı işleri denetlemeye gideceğini söyledi. Open Subtitles أتذكر أنه ذات ليله قال أنه ذاهب لـتـفـقـد بـعـض الـمـشـاريـع الـجـديـده
    Nasıl oluyor da ben tekneye çıktığımda içinde sadece sen vardın... hem de giyinik ve hazır bir şekilde adeta bir yere gideceğini biliyormuş gibi? Open Subtitles وكيف انك كنتى الاولى على ظهر قارب النجاة ومرتدية كل تلك الثياب المتأنقة كأنك ذاهبة في مكان ما؟
    Bu sabah Los Angeles'e gideceğini niçin söylemedin? Open Subtitles لماذا لم تخبرينا انك ذاهبة الى لوس انجلس هذا الصباح
    İşten, bir saat önce çıktı. Eve gideceğini söylemişti. Open Subtitles هي خرجتَ من العمل منذ ساعة قالت أنها ذاهبة للبيت.
    -Kızın gideceğini biliyordun. -Evet, gazetede okudum. Open Subtitles عَرفتَ بأنّها كَانتْ ستغادر البلدةَ نعم، قَرأتُ الصُحُفَ
    Seninle ön kapıda buluşuruz. Onlara eve gideceğini söyle. Open Subtitles وألقاك عند الباب الأماميّ أخبريهما أنك ستذهبين إلى المنزل
    Eninde sonunda burdan gideceğini biliyordum. Open Subtitles وكنت أعلم أنه سيأتى اليوم الذى سترحل فيه وتتركنا
    Ayrıca ne zaman ve nasıl gideceğini de bilmemiz lazım. Open Subtitles و نريد أن نعرف ايضا متى و كيف سيغادر المدينة
    Kasabadan ayrılacağını söylemişti. Nereye gideceğini söylemedi. Open Subtitles قال أنّه سيرحل من البلدة لكنه لم يذكر وجهته
    Bu gece gideceğini biliyorum, ama sana bir şey söylemem lazım. Open Subtitles ... أعلم أنكِ راحلة اليوم، ... . ولكن يجب أن أُخبركِ
    Sutton'la kütüphaneye ders çalışmaya gideceğini söyledi ve ben ona inandım. Open Subtitles اخبرتني انها ذاهبه للمكتبة مع ساتن لتذاكر و صدقتها حتي اتصلت ساتن في المنزل
    - Taksici hiç para almadı çünkü başka bir işe gideceğini söyledi. Open Subtitles سائق الأجرة ... لميأخذأيمال لأنه قال كان ذاهباً إلى عمل آخر
    Benim senden tek istediğim beklemen ki işlerin nasıl gideceğini görelim. Open Subtitles كل ما أطلبه منك هو أن تنتظري وأنظرى كيف ستسير الإمور
    Ama sadece sen tuvalete nasıl gideceğini düşünmediğin için ve bence bu çok komik. Open Subtitles فقط لأنك لم تفكر في ذهابك إلى الحمام والذي أعتقد أنه مضحك
    Neal'ın California'ya gideceğini ve onu benim de yolcu etmemin iyi olacağını söylemek için aramıştı. Open Subtitles اتصلت لتخبرنى ان نيل مغادر الى كاليفورنيا وانه سيقدر ذلك باننى اودعه
    Eyalet dışına, sponsorunu aramaya gideceğini söyledi. Open Subtitles قالت أنها ستسافر خارج الولاية بحثاً عن كفيلتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد