Burada olmamam gerekiyor, ama Gidecek başka yerim yok. | Open Subtitles | أعلم أنـّي لا يفترض أنّ أكون هنا، لكنـّي لا اعلم مكاناً آخر لأذهب إليه. |
Hâlâ burada dikiliyor olmamın tek sebebinin Gidecek başka yerim olmaması, bunu sen de biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أن تعلمين أن السبب الوحيد لوجودي واقفًا هنا أنه لايوجد لدي أي مكان آخر لأذهب اليه,اليس كذلك؟ |
Oyunu görmeye gelmeseydim, Gidecek başka yerim yoktu. | Open Subtitles | حسنا، إذا لم أحضر لرؤية المسرحية، لم يكن لدى أي مكان آخر أذهب إليه. |
Üzgünüm, Bob, Gidecek başka yerim yok. | Open Subtitles | أنا آسف يا بوب لكن ليس لدى مكان آخر أذهب إليه |
Orduya katıldın çünkü Gidecek başka yerin yoktu ya da belki kaybolmuştun ve ordunun kurtuluş yolun olduğunu düşündün. | Open Subtitles | هذه هي المشكلة معك،أيها المساعد التنفيذي. قمت بالإنضمام لأنه ليس لديك مكان آخر للذهاب إليه. أو ربما كنت ضائع. |
Ama Gidecek başka yeri yok ve o benim kardeşim. | Open Subtitles | ولكن لديها أي مكان آخر تذهب إليه، وهي أختي. |
Gidecek başka bir yer kalmadı. | Open Subtitles | ليس هنالك مكانٌ آخر نذهب إليه. |
Aklıma Gidecek başka yer gelmedi. | Open Subtitles | ولكن ليس لدي مكان آخر لأذهب إليه، حسناً؟ |
Gidecek başka bir yerim olsa giderdim ve teyzemi de yanımda götürürdüm. | Open Subtitles | لو أنّ هناك مكانٌ آخر لأذهب إليه لفعلت و من ثمّ أصطحب خالتي معي |
- Evet. Evet, beni daha önce kontrol etmişti. Lütfen, Gidecek başka yerim yok. | Open Subtitles | نعم، لقد رأني من قبل رجاءً، ليس هناك مكان آخر لأذهب له |
Geri dönmeyeceğime söz vermiştim biliyorum ama Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | حسنًا، أعلم أنني قد وعدت ألا أعود هنا لكن ليس لديَّ مكان آخر لأذهب له |
Umarım uğramamın sakıncası yoktur. Evden yeni çıktım ve Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | آمل ألا تمانع زيارتي، ليس لديّ مكان آخر أذهب إليه |
Artık hiç değerleri yok. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | إنهم بلا قيمة، وليس لدي مكان آخر أذهب اليه |
Artık hiç değerleri yok. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | إنهم بلا قيمة، وليس لدي مكان آخر أذهب اليه |
- Gidecek başka yerim yok ki. Freedom, cevap ver. | Open Subtitles | ربما لا يجب عليك أن تكونى هنا لا اعرف مكان آخر للذهاب إلية |
Gidecek başka bir yeri olmayan ya da kaybedecek bir şeyi olmayanlardan başka kimse buraya gelmez. | Open Subtitles | لذا قاموا بإغلاق المنطقة ، لا أحد يخرج من هنا إلا إذا لم يكن هناك مكان آخر للذهاب مع عدم وجود ما يمكن خسارته |
Bana birlikte bir gece geçirdiklerini söylemişti. Gidecek başka yeri olmadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرتني انهما ناما ليلة واحدة معا لا اصدق انه ليس لديها مكان آخر تذهب اليه |
Gidecek başka yerimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا مكاناً آخر نذهب إليه |
Gidecek başka bir yer yoktu. | Open Subtitles | . لم يكن لدى مكان أخر أذهب إليه |
Ama dışarısı karanlık ve Gidecek başka bir yerimiz yok. | Open Subtitles | ولكن الجو مظلم بالخارج وليس لدينا مكان آخر لنذهب اليه |
Gidecek başka bir yeri yok. | Open Subtitles | وليس لديه أيّ مكان آخر ليذهب له |
Sana önce de söyledim, Gidecek başka yer yok. | Open Subtitles | قلت لك من قبل ، لقد حصلت على مكان آخر يذهبون اليه. |
Gidecek başka bir yerim yok. Burası son şansım. | Open Subtitles | لا أملكُ مكان آخر أذهبُ إليه، هذه خلاصة القول |
Gidecek başka kimse olmadığı için ona gittim. | Open Subtitles | لقد لجأت إليها فحسب لأنه ما من ملجأ آخر ألجأ إليه |
Gidecek başka yerim yoktu. Eski karım bütün kahrolası gezegeni boşanırken aldı. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، ليس لي مكان آخر اذهب إليه زوجتي السابقة أخذت الكوكب اللعين كله في الطلاق |
Kontrol de ettim ama Gidecek başka yeri yok. | Open Subtitles | ولقد تفّحصت الأمر، لا يوجد لها أي مكان آخر لتذهب إليه |
Gidecek başka yeri yokmuş. | Open Subtitles | قالَ بأنّه ليس عِنْدَهُ مكانَ آخر للذِهاب. |
Gidecek başka yerim yok. Ve koltuğa benim için yatak hazırlaman çok inceydi. | Open Subtitles | ليس لدي أي مكان أخر لأذهب إليه ثم ذلك كان شهامة منك |