| Eski ayakkabılarınızı, içeride yenilerini dışarıda giyin. | TED | ارتدي حذاءك القديم بالداخل، والجديد للخروج. |
| Hemen giyin. Ben de diğerlerini sabırlı olmaya ikna etmeye çalışayım. | Open Subtitles | حسناً، ارتدي ملابسك بسرعة و سأحاول إقناع الآخرين بالتحلي بالصبر |
| Alçak topuklu, ayak tabanını destekleyen doğru ayakkabılar giyin ve telefonla görüşürken kulaklık seti kullanın. | TED | إرتدي أحذية ذات كعوب منخفضة وتدعم تقوس القدم جيداً وإستخدم سماعات الأذن للإتصالات الهاتفية. |
| Donarak ölmek istemiyorsanız şu parkaları giyin. Hemen şimdi. | Open Subtitles | ارتدوا هذه المعاطف اذا لم تريدوا ان تتجمدوا بسرعة الان |
| Marianne, giyin. Lütfen hızlı giyin. | Open Subtitles | ماريان ، أرتدي ملابسك أرتدي ملابسك بسرعة، ارجوكي |
| Susmamı tekrar söyle. Git giyin. Hadi gidelim. | Open Subtitles | هيا البس ثيابك فلنذهب أريدك أن تخرج و تبدو أنيقاً لقد كنت غائباً لفترة طويلة هيا |
| Alın, bunu giyin. Şapkamı takın. | Open Subtitles | ارتدى هذا ، واعتمر قبعتي الصغيرة إنهملك. |
| Botlarınızı giyin, umarım, baş ağrın çabuk geçer. | Open Subtitles | هكذا، ارتدي سترتك الصوفية. أرجو أن يذهب صداعك رأسك سريعا |
| giyin, Marge. Bu nefrete karşı olan mücadelemize bize önderlik et. | Open Subtitles | ارتدي ملابسك، قودي إحتجاجنا ضد هذه الفظاعة |
| Acele et. giyin. 8:00'de başlıyor. | Open Subtitles | اسرع، ارتدي ملابسك، ستبدأ في تمام الثامنة |
| Her pazar bu tartışmayı yapmaktan bıktım. giyin! | Open Subtitles | تعبت من تكرار هذا الحوار كل يوم أحد ، ارتدي ملابسك |
| Kalk, giyin. Dışarı çıkıyoruz. Caddenin aşağısında bir yer gördüm. | Open Subtitles | إنهض, إرتدي ملابسك, سوف نخرج لقد فتشت هذا المكان كله إلى أسفل الشارع |
| Anlaştık. giyin haydi. Artık çıkmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكِ ذلك، و الأن إرتدي ملابسكِ فعلينا الذهاب |
| Pabuçlarınızı giyin. Dedenin teknesine gidiyoruz. | Open Subtitles | ارتدوا حذائكم سنذهب الى مركب جدكم للجمبري لاحقا |
| giyin ve çık git, çünkü seni bir daha gördüğümde, seni öldürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أرتدي ملابسك وأخرجي من هنا لإنني في المرة القادمة التي أراكِ فيها سأقتُلكِ |
| İstediğini yap. Çoraplarını istediğin yerde çıkar, domuz gibi giyin... aptal oyununu oyna. | Open Subtitles | حسناً إفعل ما يحلو لك إترك جواربك في كل أرجاء المنزل و البس كالخنزير و العب لعبتك الغبية |
| Şimdi soyunun. Bunları giyin. Hem üstünü hem de altını. | Open Subtitles | الآن فلنخلع ملابسنا ، ارتدى هذه قمم و قيعان ، بينما أرتب فراشك |
| Carol "Pazar Giysilerinizi giyin" Channing! | Open Subtitles | كارول تشانينق الاسم المستعار: إلبس ملابس يوم الأحد |
| Ama bu çok acil. Bu yüzden giyin ve daha sonra gel. Üzgünüm. | Open Subtitles | ولكن هذا أمر ملح، إلبسي ملابسك وسأعيد معاينتك، آسف |
| Kostümlerinizi giyin, en baştan tüm şarkıyı deneyelim. | Open Subtitles | ، إرتدوا ملابس العرض سنجرب الأغنية من البداية |
| Hadi, giyin ve yemeğe gidelim. | Open Subtitles | هيا، ارتد ملابسك ودعنا نخرج لتناول العشاء. |
| Bilirsin işte, "NasıI istiyorsan öyle giyin." "İstediğini yap." - "Bu ilişki burada bitti." | Open Subtitles | إن الأمر أشبه بأنها لا تحب ما ألبس و مهما فعلت فأنت لا تريد تقوية العلاقة |
| Momoko, hemen giyin yoksa üşüteceksin. | Open Subtitles | موموكو، البسي بعض الملابس قبل أن تلتقطي بردًا |
| Şimdi giyin ve evine gidip sarhoş ol. | Open Subtitles | الآن أرتدى ملابسك , أذهب للمنزل , وأحتسي الشراب |
| Pekala, çocuklar mayolarınızı giyin. Havuzda görüşürüz. | Open Subtitles | ارتديا بزاتكما و قابلانى عند الحوض |
| Bu ceketleri giyin, Kimliginizi bir nebze gizler.. | Open Subtitles | .ضعوا هذه الستر عليكم لكي تنسجموا بشكل أفضل |