ويكيبيديا

    "gizlice" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التسلل
        
    • تسللت
        
    • خلسة
        
    • السر
        
    • تتسلل
        
    • نتسلل
        
    • سري
        
    • بسرية
        
    • يتسلل
        
    • بالسر
        
    • الخفاء
        
    • سرية
        
    • سرّاً
        
    • خفية
        
    • سرّا
        
    Adam karısına yalan söyleyip gizlice başka bir kadınla özel duygularını paylaşıyor, Doug! Open Subtitles دوغ، والرجل الكذب على زوجته، التسلل حول مع امرأة أخرى، تقاسم المشاعر الحميمة.
    Hayatımıza gizlice mi girdi yoksa onu arayıp kucaklayan biz mi olduk? Open Subtitles هل تسللت لحياتنا ، أم أننا نحن من بحث عنها و اعتنقها
    Bu insanları gizlice izleyen ve düzgün şekilde davranmalarını sağlayan bir organizasyon. Open Subtitles بل هي منظمة هدفها مراقبة الناس خلسة. للتأكد من أن تصرّفاتهم طبيعية.
    Lâkin nehirden saldırması için gizlice başka bir ordu daha gönderiyor. Open Subtitles لكن في السر أرسل قوات أخرى و التي ستهجم من النهر
    Bu sabah seni eve gizlice girerken gördüm. Bütün gece dışarıdaydın. Open Subtitles لقد رأيتكـ صباحا تتسلل الى البيت لقد بقيت بالخارج بقية الليله
    Onların erken uyarı sisteminden mekiklerini kullanarak gizlice sıyrılıp Autobot kentini yok edersek, Autobotlar sonsuza dek yok olurlar. Open Subtitles عندما نتسلل إلي أنظمة الأنذار الأولية لديهم في المكوك الخاص بهم وندمر مدينة الأوتوبوت سيكون الأوتوبوت قد هزموا للأبد
    Ben gerçekten acıktım, Evangeline. Bana gizlice biraz reçel ile tost getirebilir misin? Open Subtitles أنا جائع إيفانجلين , أيمكنك أن تحضري لي خبز محمص سري و مربى؟
    50 sene önce eski Sovyetler Birliği'nde, bir grup mühendis, büyük bir objeyi gizlice tenha bir kırsala taşıyordu. TED منذ خمسون عام في الإتحاد السوفيتي القديم كان فريق من المهندسين ينقلون بسرية جسما كبيرا عبر الريف المهجور
    Eve, ilk kez gizlice girmiyor sanırım, ama sonuncu olacağına eminim. Open Subtitles ربما ليست المرة الأولى التي يتسلل فيها لكني أضمن إنها الأخيرة
    Dikkat çekmeden. Yani... gizlice, asla yüz yüze gelmeden, sogukkanlılığını yitirmeden. Open Subtitles التسلل يعني الدخول خلسةً، وليس من الباب الأمامي، حيث يمكنهم رؤيتنا
    Dikkat çekmeden. Yani... gizlice, asla yüz yüze gelmeden, sogukkanlılığını yitirmeden. Open Subtitles التسلل يعني الدخول خلسةً، وليس من الباب الأمامي، حيث يمكنهم رؤيتنا
    Çamaşır bacasından gizlice dışarı çıkmama yardım ettiler ve yatağıma kağıt bebek koydular. Open Subtitles ساعدوني على التسلل من نافذة الغسيل وتركوا دمية من الورق الممضوغ على فراشي.
    Onları kötüye kullanan ve sonradan gizlice hayatlarına giren kadından. Open Subtitles من المرأة التي اساءت معاملتهم ثم تسللت نحو حياتهم مجدداً
    Çocuklarının hokey antrenmanının bitmesini beklerken üstü başı gizlice içtiği mentollü sigara kokuyordur. Open Subtitles ورائحتها كسيجار المينتول التي دخنتها خلسة بينما كانت تنتظر لتوصل اولادها لتدريب الهوكي
    Bir üniversitenin kopyalama odasına sızarak ve tüm gece gizlice çalışarak 52.000 broşürü teksir makinesi ile çoğaltmak zorunda kaldılar. TED لذا كان عليهم طبع 52,000 منشور عن طريق التسلل إلى غرفة التصوير بجامعة والعمل طوال الليل فى السر.
    Çünkü kameraların nerede olduğunu ve eve gizlice girerken nasıl yakalanmayacağını biliyordun. Open Subtitles إذن أنت تعرف بالضبط أين وُضعت وكيفيّة تجنبها عندما تتسلل إلى المنزل.
    Bu şekilde, karanlıkta etrafta gizlice dolanmayı, gelecekte çok yapıyor muyuz? Open Subtitles اذا هل نفعل ذلك كثيرا في المستقبل نتسلل في الظلام ؟
    Bu, hafta boyu kampüste gördüğüm gizlice gözlem yapanları açıklar. Open Subtitles هذا يفسر ملاحظتي لأناس يراقبوس الحرم بشكل سري هذا الأسبوع
    Şimdi eğer nükleer silahların yayılmasının nükleer enerjinin yayılması ile bağlantılı olduğu gerçeğini değerlendirirseniz, çünkü bunu biliyoruz, örneğin: Hindistan ve Pakistan nükleer silahları, nükleer enerji tesislerinde uranyum zenginleştirerek gizlice geliştirdi. TED الآن إذا وضعت في الإعتبار حقيقة أن إنتشار السلاح النووي مرتبط بانتشار الطاقة النووية، لأننا نعلم على سبيل المثال، الهند وباكستان طورتا أسلحة نووية بسرية عبر تخصيب اليورانيوم في منشآت الطاقة النووية.
    Bu kişi kapıdan dışarı gizlice çıkmaya çalışıyor kaçmak, atlatmak. TED هذا الشخص يتسلل عبر الباب، مما يعني فرار، تهرب
    Dikkatimize çarptı ki, bazı uşaklara gizlice çocuğa ulaşabilmek için rüşvet veriyormuşsunuz bay Beethoven'ın buna izin vermediğini bildiğiniz halde... Open Subtitles لقد بلغنا أنك كنتِ ... ترشين الخدم للوصول إلى إبنك بالسر بينما أنت تعلمين أن ... السيد بيتهوفين لن يسمح
    Ayrıca seni gizlice destekleyen pekçok Onbir'in olduğunu da biliyorum. Open Subtitles وأعلم أيضا أن الكثير من الإحدى عشرية يؤيدونك في الخفاء
    Fakat Xander Betsy'le ilşkisi sürerken gizlice kız kardeşi Angelica'yla da aşk mektupları ve gizli buluşmalarla macera yaşıyor. TED و لكن من دون علم بيتسي، كان زاندر يتودد لأختها أنجيلكا. برسائل حب و مواعيد سرية خلال فترة علاقتهم.
    Onca zaman boyunca sizinleyken gizlice benimle, taslağı sizden alıp getirmek için çalışıyordu. Open Subtitles عندما كانت معكم طوال الوقت حين كانت تعمل معي سرّاً لتحضر المخطوطة منكم
    Birçok kız Laura gibi gizlice bırakır kontrolün kendilerinde olduğunu ispatlamak için. Open Subtitles الكثير من البنات في سنها يتوقفون خفية لاثبات انهم يتحكمون في الموقف
    Bu kadar utanç verici şeydir, o Madan Chopra'nın kızıdır gizlice birini sevdi. Open Subtitles هذا الشىء المخزي من بنت مادن شوبرا وهو أن تحب شخص ما سرّا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد