Evet ama kasabada bu yıl yeni taşınan bir Guantanamo sabıkalısı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعم، ولكن هذا العام نشك أن هناك معتقل سابق من غوانتانامو في المدينة |
Eğer bizim daha iyi bir ürün olduğumuzu göstermeyi denersem, muhtemelen Guantanamo körfezinde olanlar gibi şeyler yapmazdım. | TED | إن كنت أحاول أن أظهر أن منتجنا أفضل، لن أقوم على الأرجح بفعل شيء مثل خليج غوانتانامو. |
Kalem hırsızı her kimse ben Guantanamo muamelesi görürken öylece durdu. | Open Subtitles | أيا كان اللص اللذي سرق القلم فهو قد جلس هناك و شاهدني أتعرض لمعاملة سجناء جوانتنامو |
Beni tuzağa düşürmeye çalışanı bulamazsam da hayatımın baharını Guantanamo'da geçiririm. | Open Subtitles | إذا لم أكتشف من أوقع بي سوف أقضي سنواتي الذهبية في جوانتنامو |
Guantanamo ve Santiago'daki birliklerimizin başarısızlıklarından dolayı, Küba'daki durumum savunulmaz bir haldedir. | Open Subtitles | بسبب الخسائر الفادحة التى تكبدها جنودنا فى جوانتانامو و سانتيجو |
Belki siz ikiniz Guantanamo'da olanları tartışmak istersiniz. Belki siz ikiniz Guantanamo'da olanları tartışmak istersiniz. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أنتم الاثنان توَدّانِ أكمال مقابلتكما في جوانتانامو |
Onlara casus demişlerdi. Peki ya Guantanamo? | Open Subtitles | لقد قالوا بأنهم جواسيس ، ماذا عن غوانتنامو ؟ |
El Kaide ve Taliban ile bağınız olduğu için Guantanamo Körfezine getirildiğinize dair bu belgeyi imzalayın. | Open Subtitles | أمهر على هذه الورقة التى تقر بأنك كنت محتجزا فى غوانتانامو لعلاقتك بالقاعدة |
O zamandan beri "Hayalet Tutsak" statüsüyle Guantanamo Körfezi'nde tutuluyor. | Open Subtitles | وتم امساكه كسجين بالسر في خليج غوانتانامو منذ ذلك |
Bence Prentiss'i de yanında Guantanamo'ya götürmelisin. | Open Subtitles | اظن انه يجب ان تأخذ برينتس معك الى غوانتانامو |
Guantanamo pisti, Küba hava sahasına dikey konumda yani iniş için, uçakların son anda 90 derecelik dönüş yapmaları gerekiyor. | Open Subtitles | مهبط غوانتانامو عامودي على الفضاء الكوبي لذا الطيارات المقتربة عليها ان تتفاوض على انعطاف بقدر 90 درجة كي تهبط |
Başarılı olduğundan, bizim Guantanamo'daki varlığımızla emin olmak istedi. | Open Subtitles | لقد اراد وجودنا في غوانتانامو لكي يثبت ان نجح |
Eğer şu anda Guantanamo'da olmasa adamımız kesin odur derdim. | Open Subtitles | سأقول انه لو لم يكن في غوانتانامو الآن فإنه رجلنا المطلوب |
Guantanamo'da levazımda bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لدى صديق فى جوانتنامو يمدنى به |
Guantanamo Körfezi Donanma Hastahanesi'ndeki Dahiliye Başkanı emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | رئيس الأطباء المحلي بخليج (جوانتنامو) بالمستشفى العسكرية يقول أنه متأكد |
Guantanamo, Gorgonzola, Hepsi aynı cehennem! | Open Subtitles | جوانتنامو, جوجونزولو! انها كلها الجحيم يا رجل |
Unutmayalım ki Guantanamo Körfezi'nde tutulan mahkumlar birer katil. | Open Subtitles | فلتتذكروا دائما أن هؤلاء الأشخاص القابعون فى جوانتانامو هم قتلة |
Guantanamo Körfezi'ndeki askeri üste şu an 186 mahkum tutuluyor. | Open Subtitles | يوجد 168 محتجزون جميعهم فى منطقة خليج جوانتانامو |
Ruhel, Şefik ve Asıf, Guantanamo'da üç ay daha kaldılar. | Open Subtitles | روول وشفيق وعاصف بقوا فى جوانتانامو لثلاثة شهور أخرى |
Ben Guantanamo Körfezi'ne yollanmadan önce gidelim buradan. | Open Subtitles | دعونا نذهب من هنا قبل أن ينتهي بي الأمر في سجن غوانتنامو |
Guantanamo'daki tutuklulara insanca davranılıyor. | Open Subtitles | المحجوزون في جوانتامو يُعالجُ إنسانياً. |
Birbirlerinin taşaklarını kurcalayıp, Call of Duty: Guantanamo oynuyorlar. | Open Subtitles | ويلعبون لعبة "كول أوف ديوتي في غوانتاناموا". |