ويكيبيديا

    "hak ettiği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الذي يستحقه
        
    • التي يستحقها
        
    • التي تستحقها
        
    • الذي تستحقه
        
    • يستحقّون
        
    • كَانتْ ما هي إفترضتْ لِكي
        
    • التى تستحقها
        
    • الذى كانت تستحقه
        
    • يستحقّه
        
    • يستحقونه
        
    • ماتستحقه
        
    • مايستحقه
        
    • ما تستحقه
        
    • لقد نال ما
        
    • الذى تستحقه
        
    Amerikan halkı bu kitabı hak ettiği şekilde fırtına sonrası sessizliğine gömecektir. Open Subtitles فإن الرأي العام الأميركي سيستقبل هذا الكتاب بهتافات بهدوء وغضب شديد الذي يستحقه
    Ona hak ettiği saygı gösterilerek muamele edilmesini istiyorum. Open Subtitles أريدن أن يتم معاملته بالحترام الذي يستحقه
    Editörlerden oluşan takımımız..., ...erkeklerin hak ettiği mutluluğa ulaşabilmesini kendilerine amaç edindiler. Open Subtitles فريقنا يتكون من المحررين هدفهم الوحيد إيصالك ،للسعادة التي يستحقها كل الرجال
    Ed Exley gibi liderlerle elma çalan polis imajı geride kalacak Los Angeles de hak ettiği polis gücüne kavuşacak. Open Subtitles مع رؤساء كإكسلاي، ستمحى صورة رجال الشرطة الفاسدين، وستنعم لوس أنجلوس أخيراً بالشرطة التي تستحقها.
    Çünkü Gotham'ın hak ettiği, ama henüz ihtiyacı olmayan kahraman o. Open Subtitles "لأنه البطل الذي تستحقه "غوثام و لكنه ليس الذي تحتاجه الآن
    Bu özellikler ona çok hak ettiği derin bir saygı kazandırdı. Open Subtitles هذه الصفات التي يملكها تكسبه الإحترام الراسخ الذي يستحقه بجداره
    Jack'i bu hak ettiği kadere niye terk edemediğini de. Open Subtitles ولماذا لم استطع ترك جاك في المصير الذي يستحقه
    Geçen sene, şayet bu ülke ona hak ettiği saygıyı gösterseydi asla gerçekleşmeyecek bir suçtan dolayı hapse girdi. Open Subtitles وفي العام الماضي، دخل السجن لجريمة ما كانت لترتكب لو أن هذا البلد منحه الإحترام الذي يستحقه
    Umalım da bunu yapan, hak ettiği gibi buradan sürgün edilir. Open Subtitles لنأمل ان الشخص الذي فعل هذا يتلقى العقاب الذي يستحقه
    Bu gece herkesin hak ettiği şeyleri almasına karar verdim. Open Subtitles أنا قررت الليلة أن على كل واحد ان يحصل على الشيء الذي يستحقه
    Geri dönüp ona hak ettiği hayatı vereceğim, zorla yaşadığı hayat değil. Open Subtitles وأنا سوف أعود وأمنحه الحياة التي يستحقها ليس الحياة التي أُجبر عليها
    Bu onu hak ettiği yere taşır. Open Subtitles سيضعه هذا حيث يجب ان يكون يجني الاموال التي يستحقها
    Kardeşine hak ettiği huzuru vermenin zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت الذي تعطي فيه أخوك الراحة التي يستحقها
    Ona hiç hak ettiği gibi davranmadım. Open Subtitles لقد كنت دوما لا أعاملها بالطريقة التي تستحقها
    En azından hak ettiği cenaze törenini yapmıştık. Open Subtitles على الأقل حصلت على الجنازة التي تستحقها.
    En sonunda onu hak ettiği gibi gösterebileceğimiz bir odaya sahibiz. Open Subtitles أخيراً لدينا المتسع كي نعرضها بالطريقة التي تستحقها
    En azından hastayken onu onurlandırıp ona hak ettiği yuvayı verebilir ve elimden gelen en iyi şekilde bakabilirim. Open Subtitles أقل مايمكنني فعله أن احترمها في مرضها وأن أعطيها المنزل الذي تستحقه وأفضل رعاية ممكنة.
    Onların hak ettiği şey bir teşekkür anlamsız kaprislerin değil. Open Subtitles هم يستحقّون شكرا منك لا مزيد من نوبات غضبك المشهورة عالميا
    Herhalde aklımdan çıktı, ama Purple Pit hak ettiği üne asla kavuşamadı. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّ إنزلقَ رأيي، لكن الحفرةَ ما سَبَقَ أَنْ كَانتْ ما هي إفترضتْ لِكي تَكُونَ، بالسمعةِ، على أية حال.
    Bebeğinin hak ettiği özel bakımı görebileceği bir yere gidiyoruz. Open Subtitles سنذهب إلى مكان ستتلقى فيه طفلتك الرعاية المخصصة التى تستحقها
    Benden görmeyi hak ettiği sevgiyi ona verecek birini bulmasını istiyorum. Open Subtitles أُريدُها أَنْ تَجدَ شخص ما يعاملها بكُلّ الحبّ الذى كانت تستحقه منّي.
    İkimizin de sonuna dek hak ettiği münasip birleşmeyi istediğim için arayamazdım. Open Subtitles إلاّ إذا أردتُ لمّ الشمل السليم الذي يستحقّه كِلانا
    Ve bütün müşteriler hak ettiği saygıyı görürler. Open Subtitles وجميع الزبائن سيحصلوا على الأحترام الذي يستحقونه.
    Princeton'lı iyi kızları evlenmeden fakir bir Suudi'yle yaşadı ve sevgili ülkelerine hak ettiği 'siktir'i vermeyi planlıyordu. Open Subtitles ان فتاة برينستون الصغيرة الجيدة متورطة مع فقير سعودي اسمر, ويخططون بإعطاء محبوبتهم الولايات المتحدة ماتستحقه من جزاء.
    Keşke sen olsaydın. Ama ölen gence hak ettiği onuru verdim. Open Subtitles و كنت اتمنى ان يكون انت ولكننى اعطيت الصبى القتيل كل مايستحقه من شرف
    Beni eski halime döndürecek misin? Buffy hak ettiği şeyi alabilsin diye? Open Subtitles اجعلني ما كنت عليه حتي يمكن لبافي أن تحصل علي ما تستحقه
    hak ettiği cezayı buldu. Velour'u sırf kabarık ve mavi bir Cadillac'ı olduğu için suçladı. Open Subtitles لقد نال ما يستحقه، فقد ركّز على الرجل الأسود لأنّه كان منتفخ الشعر و يملك سيارة زرقاء.
    Leydi Catrina saygıdeğer bir konuğumuz ve sen de ona hak ettiği saygıyı göstereceksin. Open Subtitles السيده كاترينا هى ضيفتنا الكريمه وستظهر لها أحترامك الذى تستحقه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد