"hayaleti" - ترجمة من تركي إلى عربي

• شبح
• الشبح
• شبحاً
• أشباح
• الأشباح
• شبحه
• شبحها
• شبحا
• بشبح
• روحها
• الشبحِ
• شبحنا
• شبحُ
• كشبح
• شبحًا

Bir zamanlar cansız bir nesne, tekerlekli sandalyedeki çocuğun akılsız hayaleti olarak görüldüm.
في مرة كان ينظر لي ككائن جماد شبح أبله لصبي في كرسي متحرك.

Zombi değil de bir su hayaleti gördüğünü söylemiştin değil mi?
بدلاً من الزومبي، أنتِ قُـلتِ أنكِ رأيتي شبح مياه أليس كذلك؟

Eğer öldürdüğün adamın hayaleti kafanı karıştırmıyorsa, kafanda bir sorun var demektir.
وإذا لم يكن شبح رجل ميت كافياً لإخافتك فهناك مشكلة في دماغك

Fakat bana dediler ki çoban hayaleti bir su torbasına hapsetti.
لكن الجميع أخبرني إن إن الراعي أسر الشبح فى حقيبة الماء

Ve böylece onun Casey'nin değil Drake ailesinin hayaleti olduğunu öğrenmiş olduk.
ونحن نعلم بأن الشبح ليس متصلاً بكايسي بل كان متصلاً بعائلة دريك

Görünüşe göre birinin oynadığı oyunun hayaleti cadılar bayramında onu avlamaya geliyor.
يبدو أن شبح خداع أحداهن يجب أن يرجع ويلاحق عيد الهالووين هذا

Ben hala Candy adında bir hayaleti çağırıyor olmamız kısmına takıldım kaldım.
دب؟ ما زلت لم أهضم فكرة أننا هنا لإستدعاء شبح يُدعى كاندي.

Savcının çok iyi planlanmış davasını düşüren yeni kanıtın hayaleti
شبح الدليل الجديد إضعاف مكانة المُدعي العام في أتم صورة

...hayaleti ile konuşabildiğini söylediğinde bu insanların canını çok yaktı.
او شبح لها وتتكلم معها يسبب لأشخاص الكثير من الألم

Kayba karşı bir duyarlılık yoksa aşk diye bir şey de yoktur, ve o çaresizliğin hayaleti samimiyetin lokomotifi olabilir.
لا يوجد حب دون ترقّب الخسارة، و هذا شبح اليأس يمكن أن يكون الدافع للمودة.

Su hayaleti değilse ne olabilir?
إذا لم يكُن شبح ماء، ماذا يُمكن أن يكون؟

Bir su hayaleti gördüğünü söylemiştin değil mi?
أنتِ قلتِ أنكِ رأيتي شبح ماء من قبل، صحيح؟

Bir tenis kortu vardı, daha doğrusu bir tenis kortunun hayaleti, çizgileri silinmiş ve filesi parçalanmıştı.
كان هناك ملعب تنس أو بالأحرى شبح لملعب تنس بعلامات أرضيه باهتة وشبكة متدلية

hayaleti öldürmemi engelleyen tek şey havası biraz sönmüş bir yüzme kolluğu.
الشيء الوحيد الذي يحول بيني وبين قتل الشبح هو طوق النجاة هذا

Annem ilk kitabımdan beri bunun büyük annemin hayaleti olduğunu söylerdi, çünkü bilmemem gereken şeyleri bildiğim ortaya çıkardı.
كانت امي ستقول انه الشبح الخاص بجدتي من الكتاب الاول القديم لأنه يبدو انني عرفت اشياءا لم يكن من المفترض ان اعرفها.

Düşman hayaleti vücudundan atacağız. Öğleden sonra gidiyoruz.
انها ستحتاج لطريق الشبح العدو سنذهب بعد الظهيرة

İyice piştiğinde hayaleti çevirelim diye mi?
حسناً , لذا يمكننا تقليب الشبح عندما يتحول إلى أسمر ذهبي لطيف

Gazetede yazdığına göre, bir hayaleti Leeds'de milletvekili seçmişler.
يقولون في الجرائد أن شبحاً قد انتخب ليكون نائباً عن مدينة لييدز

Uzay hayaleti mi, cidden, onlara böyle mi diyorsun?
أشباح فضائية , حقا , هل ذلك ما سندعوهم ؟

Evet! Sana doğru gelen hayaleti üzerime çekmeye çalışıyordum.
نعم , لقد كنت احاول ان . اسحب الأشباح بعيدا عنك

Babamdan daha iyi olduğumu düşünüyordum. Ama hayaleti hâlâ bana yön veriyor.
كنت أظن أننى أفضل من أبى . لكن شبحه لا يزال يغطينى

hayaleti orada avlanıyor. Onunla şahsen tanışırsınız.
يطارد شبحها ذلك المكان أنت سوف تقابلينها شخصيا

Belki de hayaleti falandı.
ربما كان شبحا او شئ ما

Daha çok Gelecek Noel'in hayaleti'ne benziyordu.
يبدو اكثر شبها بشبح عيد الميلاد في المستقبل

Yedek beynindeki tüm belirtiler bir hayaleti olduğunu gösteriyor.
في دعامة دماغها ظهر هناك ليكون دلاله على ان روحها جديده

Sana dadanan bu hayaleti bulmama ve ne istediğini anlamama yardım edebilirsin.
يُمْكِنك مُساعدتي فى العثور على ذلك الشبحِ الذي يُطاردكِ وإكتشافْ ما تُريد

Bakalım hayaleti bulabilecekmiyiz.
سنرى لو بوسعنا العثور على شبحنا

Şimdi de Loewen'ın hayaleti istifanı sağlayacak.
و سيُطيحُ بكَ شبحُ (لوين) الآن

Yarın geçmiş Noel'lerin hayaleti gay sahilinde gezintiye çıkacak gibi görünüyor.
سيكون الأمر كشبح الحياة الماضية للكريسماس يشق طريقه غداً عبر شاطئ المثليين.

Çünkü bir hayalet görmen , her hayaleti görürsün demek değildir..
و فقط لأنك ترى شبحًا واحدًا لا يعني أنّك ترى كلّ شبح