| Hayatımın yarısını askerde geçirdim... ülkemi savundum. | Open Subtitles | لقد قضيت نصف حياتي في الجيش أخدم فى الدفاع عن بلدي |
| Bütün siparişler benden geçer bu demektir ki Hayatımın yarısını burada geçiriyorum. | Open Subtitles | كل طلبات الشحن عن طريقي . و هذا يعني بأني أقضي نصف حياتي هنا |
| Şimdi eminim ki Bay Kierney... Hayatımın yarısını, hayatımın çoğunu hapislerde geçirdiğimden bahsedecek. | Open Subtitles | والان انا واثقا ان مستر كيرني سيخبركم انني قضيت نصف حياتي بالسجن معظم حياتي |
| Hayatımın yarısını ona kızarak geçirdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنني هدرت نصف حياتي وأنا غاضبة عليه |
| Hayatımın yarısını ve içindeki tüm güzellikleri... o ileze hergele ve pis, içine kapanık, kahrolası gizli dünyası ve içindeki tüm pislikler yüzünden heder ettim. | Open Subtitles | لقد أضعت نصف عمري وما فيه من أشياء جميلة بسبب هذا الوغد المريض و عالمه السري المريض وكل من فيه ومافيه |
| Ya, evet. Bu bir lanet. Hayatımın yarısını insanları beklemekle geçirdim. | Open Subtitles | ، نعم ، حسنا ، إنها لعنة قضيت نصف حياتي أنتظر الناس |
| Hayatımın yarısını Hamlet ile | Open Subtitles | لقد قضيت نصف حياتي وأنا أحاول أن أكون بمثابة |
| Hayatımın yarısını sarhoş olarak ve her türlü insanı inciterek geçirdim. | Open Subtitles | قضيت نصف حياتي بالشرب و آذيت بعض الأشخاص |
| Neredeyse Hayatımın yarısını bu dava üstünde harcadım. | Open Subtitles | لقد قضيت تقريبا نصف حياتي على هذه القضيه |
| Hayatımın yarısını odaların içine girip çıkmak için bekleyerek geçiriyorum. | Open Subtitles | قضيت نصف حياتي بأنتظار المشي بداخل وخارج الغرف |
| Ben Hayatımın yarısını evli geçirdim. Altı aydır bekarım. Özgürlüğün tadını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا كنت متزوجة لأكثر من نصف حياتي و أنا مطلقة منذ ستة أشهر , و انا أريد الإستمتاع بحريتي من الزواج |
| Hayatımın yarısını, bir tek günde olanları inceleyerek geçirdim. | Open Subtitles | قضيت نصف حياتي التحقق من أحداث جرت في يومٍ واحد |
| Yani, burada tek başımayım hem de Hayatımın yarısını birlikte geçirdiğim ve evleneceğimi sandığım kızın düğününde. | Open Subtitles | أعني ها أنا وحيدًا في حفل زفاف الفتاة التي قضيتُ نصف حياتي في افتراض أنني سأتزوجها، ولماذا؟ |
| Burası Hayatımın yarısını geçirdiğim yer şimdiyse sadece konserler ve yemek festivallerini yazıyorum. | Open Subtitles | هنا قد قضيت نصف حياتي و الان انا اكتب عن حفلات الفرق الموسيقية و عروض المخابز |
| Hayatımın yarısını, annemin tek başına dünyaya açılamayacağı konusunda endişelenmekle geçirdim. | Open Subtitles | قضيت نصف حياتي قلق على آمي حول عدم قدرتها على الخروج بمفردها |
| Hayatımın yarısını donanmada geçirdim, Steve. | Open Subtitles | لقد امضيت نصف حياتي في سلاح البحرية ستيف |
| Hayatımın yarısını bunları aşırarak geçirdim. | Open Subtitles | كما تعلم، أمضيت نصف حياتي أسرق تلك المصنّفات. |
| İlk başta, Hayatımın yarısını burada harcadığım için garipseyeceğini düşündüm ama şimdi o kadar zaman geçti ki bir şey saklıyormuşum gibi gelecek. | Open Subtitles | في البداية اعتقدت ان هذا غريب لأنني امضيت نصف حياتي هنا والان اشعر انني انتظرت طويلاً |
| Bilmiyorum, belki de Hayatımın yarısını sıradan inekleyen bir profesör olarak geçirdiğimdendir. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ربما , بسبب قضيت نصف حياتي البروفيسور المبتذل المهووس بالدراسة |
| Şimdiye kadar neredeyse Hayatımın yarısını bu işe verdim. | Open Subtitles | لقد بذلت فيه إلى الآن تقريبا نصف عمري. |
| Hayatımın yarısını seriyi okuyarak geçirdim tam 6 yıl! | Open Subtitles | لقد داومت على قراءة تلك الكتب لأكثر من نصف عمري ست سنوات! |