| Ölmüş olman gerekirdi ama anlaşılan buna da hazır değildin. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون ميتاً لكن يبدو أنك لم تكن مستعداً لهذا أيضاً |
| Sana karşı dürüst davranmadım. - Ama gerçeklere hazır değildin. | Open Subtitles | لم أكن صريحاً معك، ولكنك لم تكن مستعداً للحقيقة |
| Sana yıllar önce söylemeliydim ama hazır değildin. | Open Subtitles | كان عليّ إخبارك قبل سنوات ولكنك لم تكن مستعداً |
| Sana seninle evlenmek istediğimi söyledim bir ev inşa edip seninle bir hayat kurmak istediğim söyledim, ve sen hazır değildin. | Open Subtitles | انا أخبرتكِ أني اريد الزواج منكِ , أني أريد بناء منزل لنا و نعيش معاً و أنتِ لم تكوني مستعدة |
| Evet, o gün restoranda sana söylemek istedim ama henüz bana inanmaya hazır değildin. | Open Subtitles | أجل، أردت إخبارك بذلك ذاك اليوم في المطعم، ولكنك لم تكوني مستعدة للتصديق |
| Sadece, sen ne kadar zor olacağını duymaya hazır değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن مستعد لكي تسمع كم هو صعب ذلك |
| Bir şeyler olduğunu biliyordun. Sadece inanmaya hazır değildin. | Open Subtitles | لقد كنت تعلم أن هناك شيئاً ما خطأ لكنك لم تكن مُستعداً لتصدق |
| Onunla ben evlendim. Sen daha kıza bileklik hediye etmeye hazır değildin. | Open Subtitles | اسمع، لقد تزوجتها وأنت لم تكن مستعداً لمنحها سواراً كعربون صداقة |
| hazır değildin bu yükü omuzlamaya. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً لتحمل ذلك العبء. |
| - ...ama o sayfa açılmıyor. - Değişmeye hazır değildin ve bunda bir sorun yok. | Open Subtitles | لكن الصفحة لا تقلب - لم تكن مستعداً للتغيير - |
| hazır değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن مستعداً |
| Çünkü duymaya hazır değildin. | Open Subtitles | لأنّك لم تكن مستعداً لسماعه |
| hazır değildin. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً. |
| - Dünya'nın sonuna hazır değildin. | Open Subtitles | لم تكن مستعداً لنهاية العالم. |
| Sanırım hazır değildin. | Open Subtitles | واعتقد انك لم تكوني مستعدة لذلك |
| Sana söyledim mesajı almaya hazır değildin. | Open Subtitles | قلت لك لم تكوني مستعدة لتلقي الرسالة |
| İkinci kez hazır değildin. | Open Subtitles | اليوم لم تكوني مستعدة للمرة الثانية |
| Uzay atlayışına henüz hazır değildin HJ. | Open Subtitles | لم تكن مستعد للسفر الفضائي بعد، جونسون |
| Çünkü hazır değildin ve dürtülmeye ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | لأنك لم تكن مستعد و أردت دفعه |
| Bir şeyler olduğunu biliyordun. Sadece inanmaya hazır değildin. | Open Subtitles | لقد كنت تعلم أن هناك شيئاً ما خطأ لكنك لم تكن مُستعداً لتصدق |
| hazır değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن مُستعداً |