Ve Necmettin orada kalıyor, herşeyi hallediyor ve hastaları bana rapor ediyordu. | TED | ونجم الدين كان قابعا هناك قائما بكل شيء وكاتبا تقارير عن المرضى. |
Sanırdım ki, herhangi bir şeyi umursarsam, herşeyi umursayacağım ve kendimi kaybederdim. | Open Subtitles | كنت أعتقد، أنه لو أهتممتُ بشيء سأهتم بكل شيء وأُجن بسبب ذلك |
Şundan bir yudum al da bana herşeyi anlat bakalım. | Open Subtitles | هنا , خذى رشفة من هذا وأخبرينى فقط كل شىء |
Bir an için hücremde yatıyordum, vahşi biri olarak, herşeyi yapabilirdim. | Open Subtitles | ,دقيقة كنت مستلقية في زنزانتي متوحشة , قادرة على أي شيء |
Zeki insanlar ve manavlar, herşeyi tartar. | Open Subtitles | الناس والبقالون الأذكياء، أنهم يَزنونَ كُلّ شيءَ. |
Ben bir kadınım. herşeyi söylemen gereken bir robot değilim! | Open Subtitles | أنا سيدة أيضاً, لست أنسانة ألية عليك إخبارها بكل شيء |
Sahip olduğun herşeyi feda edebilmeli ve kendi tutkularını gerçekleştirebilmek için güce dönüştürebilmeliydin. | Open Subtitles | أحلامك هي شيء كنت تضطر إلى التضحية بكل شيء من أجل وتحقيق لنفسك. |
Ona herşeyi anlattım. Bu işi durdurabilecek tek kişi o... | Open Subtitles | لقد أخبرتها بكل شيء إنها الوحيدة التي يمكنها إيقاف هذا |
herşeyi öğrenmeliyim. Neredeydiniz, o neler yaptı, aleti ne kadar küçüktü. | Open Subtitles | وهذا ما افعله.اريد ان اعرف كل شىء اين كنتى وماذا فعل؟ |
İşte şimdi herşeyi biliyorsun 5 alamet var ve hepsi bu 11 mayısta bir felaket olacağına mı işaret ediyor? | Open Subtitles | الأن انت تعرفين كل شىء أعطى لك خمس اشارات و كلهم يشيرون لشيئا ما، سيحدث فى الحادى عشر من مايو |
Ama daha lisedeki ilk aşkımdan başlayarak hayattaki herşeyi o aldı. | Open Subtitles | انه يربح كل شىء دائماً بداية بحبى الأول فى المدرسة الثانوية |
İşte burada hata yapıyorsun. Ekibi için elinden gelen herşeyi yapar. | Open Subtitles | أنت مخطئ بشأن ذلك هو يفعل أي شيء من أجل فريقه |
"Serenity"de kendim için istediğim herşeyi gözardı ederek zamanımı harcadım. | Open Subtitles | لقد أمضيت وقتاً طويلاً في تجاهل أي شيء أردته لنفسي |
"Onlar benim hakkımda herşeyi b ildiklerini sanıyorlar Fakat hiçbir şey bilmiyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنهم يعرفون كل شيء عني لكنهم في الحقيقة لايعلمون أي شيء |
-Asla zamanında varamayacağız oraya. -Ben Hood'un arkasından gideyim izin ver. -Yaptığın herşeyi yok edecek | Open Subtitles | دعْني أَذْهبُ خلف القلنسوةَ هو سَيُحطّمُ كُلّ شيءَ كل ما صنعته صقور الجو من مجد |
Şunu iddia ediyorum ki biz yaptığımızın herşeyi değiştirmeye çalışıyoruz. | TED | وأنا اريد أن اجادلكم بأننا نحاول أن نغير كل شي |
Dünya görüşünüz, gerçi bu hayatınızdaki herşeyi belirler, çünkü düşüncelerinizi ve aldığınız kararları kurduğunuz ilişkileri belirler, güven seviyenizi belirler. | TED | لكن نظرتك للعالم، تحدد أي شئ آخر في حياتك، لأنها تحدد قراراتك، إنها تحدد علاقاتك، إنها تحدد مستوى الثقة لديك. |
Evet, Helenik Merkezi işine bulaştım ama Rachel herşeyi karıştırdı. | Open Subtitles | نعم, انا كنت فى الجريج لكن رايتشل لعبت بكل شئ |
Önerdiğiniz şey sadece imparatoru değiştirmek değil, bu herşeyi değiştirmektir. | Open Subtitles | ما تقترحه لا يغيّر امبراطوراً فحسب، إنه يغيّر كلّ شيء. |
Pekala, ama istediğim herşeyi yapacakmısın? | Open Subtitles | حَسَناً،لكن هَلْ ستعمل كُلّ شيء أَقُولُة؟ |
Birçoğumuz, herşeyi bilen bir süper kahramanın ayakta dikilerek komutlar verdiği ve peşinden gelenleri koruduğu bir kanıya sahibiz. | TED | العديد منا يتصور هذا البطل الخارق الذي يعرف كل شيء والذي يصمد ويتولى القيادة وكذلك يعمل على حماية أتباعه. |
Benden yapmamı istediğin herşeyi yaptım ve hala tek istediğim şeyi benden esirgiyorsun. | Open Subtitles | لقد قمت بكل ما طلبته مني ومازلتي تحرمينني من الشيء الذي لطالما أردته |
Trent Seward benim ifade vermemi engellemek için herşeyi yapar. | Open Subtitles | إن ترينت سيورد سيفعل اي شيء لمنعي من الإدلاء بشهادتي |
Bana gördüğün herşeyi ve sence ne anlama geldiğini anlat | Open Subtitles | أخبرنى بكل شىء رأيتة وماذا تعتقد أنة يعنى |
Sana hayatında kaybettiğin ve tekrar bulmayı istediğin herşeyi gösterecek. | Open Subtitles | تشير نحو أيّ شيء خسره المرء في حياته ويتمنّى استعادته |
Onun için herşeyi yaparım, ama eğer kendimi bir tabutta yada kodeste... | Open Subtitles | قد أفعل أى شىء لها ولكن أن أنتهى فى صندوق أو زنزانه |