hiçbir sebep olmadan kurşun saydırmaya başladı, ve ben anladım. | Open Subtitles | بدأت العاصفة بدون أي سبب مطلقا، و أنا عرفت ذلك |
Ofisimi terk ederken tamamen tutarlı davranıyordu. Şüphelenmek için hiçbir sebep yoktu. | Open Subtitles | كان متماسكا تماما عندما غادر مكتبى ولم يكن لدى أي سبب للشك |
Eğer program başarılı olursa, bunun sadece hastaneyle sınırlı kalması için hiçbir sebep olmadığı yaklaşımındayız. | TED | نحن نسير علي منهج، إذا كان ناجحا لا يوجد أي سبب لكي يبقى داخل مستشفى. |
Benimle bu şekilde konuşman için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | انا ما اشوف اي سبب يخليك تكلمني بالطريقه هذي |
Ama kraliçe yumurta var. Bizim için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | لكن بيضة الملكة لدينا لا سبب لدينا لإحتجازهم. |
Üç yıl önce, banka aldığımız kredinin hiçbir sebep göstermeden faiz oranlarını yükseltti. | Open Subtitles | مُنذ ثلاثة سنوات رفع البنك عائد الأستثمار، على رهننا من دون أيّ سبب. |
Gözlerimi hiçbir sebep ve hiçbir uyarı olmaksızın yaş akıtırken bulurdum. | TED | كنت أجد عينيّ مليئتان بالدموع بدون أي سبب ظاهر وبدون أي إنذار. |
Kendisi için üzülmüyordu ve başkasının onun adına üzülmesi için hiçbir sebep yoktu. | Open Subtitles | 'وقال انه لا يشعر بالأسف لنفسه 'وهناك حقا أي سبب لأحد آخر أن يشعر بالأسف عليه. |
Bir gün senin o göreve gelmemen için hiçbir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | ولا أرى أي سبب لماذا لا يجب أن تكوني أنت يوماً ما |
-Yani artık seninle çırılçıplak aynı yatağa girip domuzlar gibi tokuşturmamamız için hiçbir sebep kalmadı. | Open Subtitles | لذا لم يعد هناك أي سبب يدعو للتأجيل ونتعرّى ، ونحصل على متعتنا |
Wraithlerin o gezegenle ilgilenmeleri için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي سبب يجعل الريث يريدون ذلك الكوكب |
Sana göre, onları öldürmek için hiçbir sebep yok değil mi? | Open Subtitles | فى رأيك ألا تعتقدى أنه يوجد أي سبب لقتل أي منهم .. صحيح ؟ |
Hey, daha iki hafta önce, hiçbir sebep olmadan, seni sevdiğim için yemeğe çıkarmıştım. | Open Subtitles | لقد أَخذتُك للغدّاء منذ أسبوعين بدون أي سبب ما عدا أننى أَحبُّك. |
Ortada hiçbir sebep yokken, birisi gece köye gizlice girerek boğazını kesti. | Open Subtitles | بدون أي سبب واضح تسلل أحداً ما الى قريتها و نحر حنجرتها في الليل |
hiçbir sebep olmaksızın bu topu dükkânına doğru ateşliyorum. | Open Subtitles | بدون أي سبب .. أنا سأطلق النار من هذا المدفع في جميع أنحاء متجرك |
Aynısını sana yapmamam için bu dünyada hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | وليس هناك اي سبب في هذا العالم الذي يمنعني من فعل نفس الشيء لك. |
hiçbir sebep olmadığı halde neden bir melodi vızıldamaya başlarız | Open Subtitles | لماذا نبدأ بهمهمة النغمات بدون اي سبب ؟ ؟ |
kalın ve ses geçirmez bebek odası... pencere camının arkasından bana gözlerini diktiğinde hiçbir sebep olmaksızın... gözlerimi açtım ve doğruca onun gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | عبر زجاج الحضانه الثقيل وبدون اي سبب فتحت عيناي ونظرت اليه |
hiçbir sebep yok. Ne yaptın? | Open Subtitles | لا سبب لذلك تماماً, ماذا فعلت؟ |
Bakın, kızımın odasına gitmesi için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | انظر لا يوجد لديه أيّ سبب للذهاب إلى غرفتها |
Ama dans etmemiz için hiç, hiç, hiç ama hiçbir sebep yok! | Open Subtitles | لكن ليس هنالك ما يمنعنا من الرقص طوال الليل |
Ve o anda anlamış ki korkması için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | وفي تلك اللحظة أيقن أنه لم يكن هناك داع لكي يخاف |
Bu hafta hiçbir sebep yokken üçüncü defa kenara çekiliyorum. | Open Subtitles | هذه المرة الثالثة بهذا الأسبوع التي يوقفني بها أحد دون أدنى سبب. |
Mutluluğu başka birinde bulmamam için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعني من إيجاد سعادتي مع أحد أخر |