Biliyorum, hepsiniz hemşiresiniz ve biliyorum, aynen benim gibi siz de hizmet etmek, güzel şeyler yapmak için bu iştesiniz. | Open Subtitles | أنهم يعلمون أنكن تعملن كممرضات وأنا اعلم انكم فى هذه الحرفة مثلى تؤدون واجبكم فى خدمة المرضى على أكمل وجه |
Ve eğer bu böyleyse düşünüyorum da, belki, sadece belki, beyinlerimizin asıl amacı itibarımıza hizmet etmek olabilir. | TED | كما تعلمون إذا كان ذلك قد حدث معي فإن هناك احتمال وهو مجرد احتمال بأن الهدف من أدمغتنا خدمة الكرامة الخاصة بنا |
Razan, 19 yaşında, bir mimari mühendislik öğrencisi olarak yaratıcılığını çevresindekilere hizmet etmek için kullandı. Mahallesindeki evsizlere bakım paketleri hazırlamak gibi projelerde çalıştı. | TED | رزان بعمر 19 استخدمت إبداعها كطالبة في الدراسة المعمارية في خدمة الناس الذين حولها تساعد في إنتاج مواد مساعدة للمشردين من ضمن مشاريع أخرى |
Görünüşe göre General, üstadına mezarın ötesinde hizmet etmek istemiyor. | Open Subtitles | يبدو أن الجنرال ليس على استعداد لخدمة سيده في القبر |
Seninle balığa çıkamasam da, sana bir şekilde hizmet etmek istiyorum. | Open Subtitles | إن لم يمكنني الصيد معك فأنا أريد أن أخدم بطريقةٍ ما |
Mezuniyet kraliçesi seçilmek okuluna hizmet etmek demektir. | Open Subtitles | اختيارك كملكة مباراة العودة هذا بخصوص خدمتك للمدرسة |
Amacımız herkese açık sohbete hizmet etmek ve buna yönelik bir dizi saldırı oldu. | TED | هدفنا هو خدمة الحوار الاجتماعي، ولكننا رأينا عددًا من التعدّيات عليه. |
Ortaklığa hizmet etmek benim için onurdur, ücretin canı cehenneme! | Open Subtitles | بالنسبة لي, الأهم هو خدمة الشركة بفخر و تبا لشيك المرتب |
Yaptığımız ve bize öğretilen her şeyin yalnızca geleceğe hizmet etmek için olduğunu hissetmiyor musunuz? | Open Subtitles | أعني ، ألا تشعر بأن كل ما نقوم به وكل ما تعلمناه هو خدمة للمستقبل؟ |
Bir gün tahta değer bir krala hizmet etmek. | Open Subtitles | انه فى يوما ما سنكون قادرين على خدمة ملك يستحق العرش |
Zengin bir Yahudiyi bırakıp yoksul bir beyefendiye hizmet etmek istiyorsun. | Open Subtitles | إذا اعتبرتها ترقية أن تترك خدمة يهودي غني لتصبح تابعاً لنبيل فقير جدا |
Ülkeme hizmet etmek istedim ve Teşkilat'ta çalışanların çok ciddi sorunlarla başa çıkması gerektiğini öğrendim. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أردت خدمة بلدي ووجدت أن الأشخاص الذين يعملون في الإستخبارات لابد لهم أن يتولوا بعض القضايا الجادة |
Bu kadar nüfüsa hizmet etmek için kaç personel çalışıyor? | TED | كم شخص وظف لديه لخدمة هذا الحجم من السكان؟ |
Burada kısır tartışmalar için değil, adalete hizmet etmek için bulunuyoruz. | Open Subtitles | لسنا هنا لنستمع لتلك المشادات، بل لخدمة العدالة |
Bilmeni isterim, ne olursa olsun, seninle beraber hizmet etmek bir onurdu. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنه مهما حدث كان شرفا لي أن أخدم معك |
Affedin beni, Tanrım, bu adamların sana hizmet etmek istemediği değil. | Open Subtitles | سامحني، يا مولاي يبدو أن الرجال لا يريدون خدمتك |
Kendimize, onlara hizmet etmek için burda olduğumuzu söylediğimiz insanlardan biri. | Open Subtitles | مثل الكثير من الاشخاص الذين يخبرون انفسهم اننا هنا لان نخدم |
İmparatorluğa böyle bir hasar vermekten tatmin olmamış gibi aynı zamanda hırslarına hizmet etmek amacıyla kalıcı bir ordunun kurulmasını talep ediyorsun. | Open Subtitles | غير راض عن سبب هذا الضرر الذى لحق بالإمبراطورية، انت ايضا طالبت بأقامة جيش دائم هذا وحده يخدم الغرض لأرضاء طموحاتك. |
İyi bir adama hizmet etmek kötü olanla hüküm sürmekten iyidir. | Open Subtitles | الافضل أن تخدم رجل جيد من أن تحكم مع آخر شرير |
Ülkeme hizmet etmek ve donanmanın en iyi pilotu olmak. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن اخدم وطنى وأكون أفضل طياريها |
Bize hizmet etmek istiyorsan beni Kikui'nin evinde görmeye gel. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بخدمة عشيرة. تعال وقابلني في بيت المراقب |
Sana hizmet etmek zorunda değildi bile, l yine de yapacağını, | Open Subtitles | حتى لو كنت مربوطة بخدمتك فسأفعلها على كل حال |
hizmet etmek zevktir, efendim. Zevktir. Odayı görmek ister misiniz? | Open Subtitles | مسرور للخدمة سيدى مسرور بالطبع هل تريد ان ترى الغرفة؟ |
Başkalarına hizmet etmek için doktor olmak istedim.. | Open Subtitles | أردت أن أصبح طبيباً لأخدم الناس |
Size hizmet etmek ve güçlü bir adama dönüşmenizi seyretmek bir zevkti. | Open Subtitles | كان شرفاً لي أن أخدمك وأشاهدك تكبر لتصبح رجلاً قوياً. |
Efendimizin gözüne girmiş ve ona hizmet etmek için seçilmişsin. | Open Subtitles | لقد نلتِ إعجاب مولانا وستعملين على خدمته |
Bu görev hayatıma mal olsa bile ulusumuza hizmet etmek adına hayatımı memnuniyetle feda ederim. | Open Subtitles | وإذا تطلب الأمر حياتي فسوف أضحي بها لأكون خادماً مطيعاً لأمتنا |