ويكيبيديا

    "hoşgörü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التسامح
        
    • التساهل
        
    • والتسامح
        
    • تسامح
        
    • تساهل
        
    hoşgörü hakkında ders veren bir kişiye göre, gerçekten çok tuhaf dostları var. Open Subtitles بالنسبة لشخص يعطي محاضرات عن التسامح من المؤكد أنه يحتفظ ببعض الشركات الشخصية
    hoşgörü yayar, özgürlük şampiyonudur, eğitimi parlak bir fikir gibi gösterir. TED يمكن للإبداع الجيد أن ينشر التسامح والحرية وأن يجعل التعليم يبدو وكأنه فكرة براقة
    hoşgörü her zaman iyi olmayabilir. Şeytana hoşgörülü olmak insanın da şeytan olmasını sağlar. Open Subtitles ليس التسامح جيد بالضرورة ، إن التسامح فى الشر يمكن أن يكون الشر فى حد ذاته
    Sıfır hoşgörü temelli programım sayesinde seçildiğimi biliyorsunuz. Open Subtitles هل تدرك بأنني أدير موقعاً خالياً من التساهل ؟
    Ve başkalarına acı çektirmemek için yeterince hoşgörü ve olgunluğa ulaşmaya çalışacaksın. Open Subtitles وبعد ذلك سيجب عليك ان تجد بعض الحكمة والتسامح ليس لكى تسبب المعاناة للاخرين
    Artık aptallara karşı yüksek hoşgörü sahibiyim özellikle hayal kırıklığına uğramış aptallara karşı. Open Subtitles أنا أملك تسامح عالي للبلهاءالآنفقط، خاصهمعالبلهاءبخيبةأمل.
    Sadece ondan bir saat önce davranarak, bu kuruldan hoşgörü görmek umuduyla suçunuzu itiraf etmediniz mi? Open Subtitles وبأنّك ضربتها إلى اللكمة فقط بواسطة في السّاعة لكي يضمن درجة تساهل من هذا الجسم؟
    Gerçek aşka giden yolu bulabilmek için, karşılıklı anlayış ve hoşgörü gereklidir. Open Subtitles يستغرق التسامح والتفاهم للعثور على قناة الحب الحقيقي
    hoşgörü, hepimizin eşit olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles لا يعني التسامح أن الجميع متشابهون، سيكون هذا غباءا
    O halde, bu yeni politik anlaşmanın sembolü olarak, hıristiyan olsun ya da olmasın, bütün dindar partiler için, hoşgörü politikasının süresini uzattıgımızı belirten bir bildiri yayınlayalım. Open Subtitles كرمز لهذه التسوية السياسية الجديدة، لنصدر مرسوماً يقرّ على سياسة التسامح
    Beyler, bu hoşgörü hepimizin sonu olabilir! Open Subtitles أيها السادة ، هذا التسامح سوف يطيح بنا جميعاً
    hoşgörü ve saldırganlık arasındaki denge, kavgaların törensel olmasını sağlıyor. Open Subtitles الشعرة الرفيعة بين التسامح والعدوان يؤدى إلى معركة مُطقسَة
    İş saldırıya geldiği zaman, asla hoşgörü göstermeyiz. Open Subtitles لدينا سياسة بعدم التسامح عندما يتطور الأمر للإعتداء
    Balıkçılar için en büyük erdemler sabır, hoşgörü ve tevazudur. Open Subtitles لصياد السمك, كل الفضائل هي الصبر, التسامح و الانسانية
    Suşi lokantaları, 60 ekran sinema salonu, hoşgörü Müzesi. Open Subtitles ،مطعم سوشي قاعة عرض بشاشة مقاس 60 إنش متحف التسامح
    Yarınki hoşgörü Festivali gecenin erken saatlerinde başlayacağından burada yatsam daha iyi olur dedim. Open Subtitles اعتقدت أنه من الأفضل أن أدفن نفسي هنا، بما أن احتفال التسامح يبدأ مساء الغد مبكرا.
    Fakat yarınki hoşgörü Festivali iptal edilmeyecek ve festival ruhuna bürünmüş ve hoşgörülü şekilde kameraların karşısında olacaksın. Open Subtitles لكن احتفال التسامح غدا سيستمر، ومن الأفضل أن تراك الكاميرات في مزاج احتفالي ومتسامح.
    "Farklı inançlara ya da olaylara anlayış ya da hoşgörü gösterme. Open Subtitles التساهل و التعاطف مع المعتقدات والممارسات التى تختلف أو تتعارض مع افكار او ممارسات الشخص نفسه
    Sizden ifadenizin karşılığında hoşgörü mü önerdiler? Open Subtitles هل عَرضوا عليك التساهل مقابل شهادتك؟
    hoşgörü mü yoksa Net ve Ağır mı? Open Subtitles التساهل أو قوانين واضحه و عقوبات شديده.
    Sevgi ve hoşgörü duygularını arttırırken, öfkeyi azaltan bir hap. Open Subtitles انها حبة في الواقع تقلل الغضب وفي الوقت نفسه تعزز مشاعر الحب والتسامح
    Onlara göre bizim gibi yaşayan aykırılar için saygı hatta hoşgörü bile yok. Open Subtitles بالنسلة لهم، لا يوجد إحترام ولا حتى تسامح لغرباء مثلنا
    Mümkün olduğunca çok hoşgörü göstermeniz için size yalvarıyorum, Sayın Yargıç. Open Subtitles أنا أتوسل إليك حضرتك سيدي القاضي لإظهار أكبر تساهل ممكن في هذه القضية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد