Her şey içeriden halledilmiş. Cani'ni düğümü, gerçek bir tecavüz yok. | Open Subtitles | كل شيء مغلق من الداخل عقدة الخانق ، وليس اغتصاب فعلي |
Saati on dakika ileri almak? Hepsi içeriden birinin işleri. | Open Subtitles | تقديم الساعة لمدة عشر دقائق كلها عمليات تمت من الداخل |
Şirkette sorunlar olduğunu söyleyen içeriden bir bilgi aldığını söylemişti. | Open Subtitles | قال إن لديه معلومة داخلية أن هذه الشركة كانت بمشكلة |
Ama eve dönerken, içeriden bir işbirlikçinin desteğine ihtiyacım olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | ولكن في طريقي للمنزل ادركت اني بحاجه لمصدر.. داخلي ليدعم كل شئ |
İçeriden herhangi birine yaklaştığımız anda vurulabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد اقترابنا من اى فرد بالداخل سنتعرض لاطلاق النار |
Hepsini inceleyip tersine mühendislik yapıp, içeriden bilgiye kanıt bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تمشطهم وتعكس هندستهم وتجد أي دليل على التداول داخلياً |
İçeriden aldığımız bilgilere göre Joan ağır bir B.D. hastalığı geçiriyor olabilirmiş. | Open Subtitles | المصادر الداخلية تقول أن جون لديها حالة سيئة من مرض البي دي |
O yüzden size kapınızı içeriden kilitlemenizi tavsiye ediyoruz. Değil mi, tatlım? | Open Subtitles | نصيحتنا هي أن تقفل باب غرفتك من الداخل ألست محقا يا عزيزتي؟ |
İçeriden biraz bilgi alıp, onun foyasını ortaya çıkarmamız lazım. | Open Subtitles | حسنا , نحن نحتاج الي بعض المعلومات من الداخل ومنثمنقومبفضحة. |
Kapı içeriden kilitliydi ve ben kapıyı kırmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | الباب كان مغلقاً من الداخل و كان علي أن أحطمه |
Her nasılsa, kötü adamlar bizim hakkımızda içeriden bilgi alıyorlar. | Open Subtitles | بطريقة ما , الأشرار مازالوا يحصلون على معلومات داخلية عنا |
İçeriden bilgi alarak ihale almak suçtur ve cezası hapistir biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرفين أن المتاجرة بسبب معلومات داخلية جريمة يعاقب عليها القانون بالغرامة والسجن؟ |
Bunu size söylemedik çünkü içeriden birilerinin parmağı olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | نحن لم نخبرك لأننا إعتقدنا أنها عملية داخلية |
Eğer bomba burada hazırlandıysa içeriden birisinin yapmış olabileceğinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | ولكن لو صُنعت القنبلة هنا فنحن نتحدث عن عمل داخلي |
Bize tütün sektörünün topluma karşı dürüst davranıp davranmadığını söyleyebilecek içeriden birinin var olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | منظمة الأغذية والأدوية علمنا من مُطلع داخلي يمكنه أن يطلعنا إذا ماكانت صناعة التبغ |
Geçen sene bir soygun oldu ve eminim içeriden. | Open Subtitles | ..وجه لناإدّعاءالسنةالماضية. وكنت متأكّد أنه كان عمل داخلي. |
İçeriden çalışan bir casus olmalı çünkü tam ücretini biliyordu. | Open Subtitles | يمكنكم هذا بمعرفة المبلغ المعروض إذا كان لهم مصدر معلومات بالداخل |
Bazen çarpışma sahnesi çekerken yönetmen kamerayı arabanın içerisine koyup sahneyi içeriden çekmek istiyor. | Open Subtitles | أحيانا عند تصوير الإصطدام، يريد المخرج أن يضع كاميرا بالداخل ليصور الإصطدام من الداخل |
Ama Müdür ve ben bu işi içeriden halletmeye karar verdik. | Open Subtitles | آملين بالخدمة. لكني أنا والمدير شعرنا بأن من الأفضل أن نتعامل مع القضية داخلياً. |
Bazen içeriden bakıyorum. EgoCentriCity misali. ve içerideki yuvarlakdan. | TED | لذا أحيانًا ما أتأمل من الداخل بأنانية وأنظر للدوائر الداخلية |
Belki de içeriden birinin bizim için çalışıyor olması iyi bir şeydir. | Open Subtitles | ربما هذا هو شيء جيد، شخص يعمل معنا في الداخل. شيء جيد؟ |
Belki de biliyorlardır. İçeriden bilgi aldığımı varsayıyorlardır. | Open Subtitles | لعلّهم يعرفون بالفعل، يواصلون الافتراض بأنّ لديّ معلومات داخليّة |
Kokpit güvendeydi,içeriden kilitliydi. | Open Subtitles | لقد كانت مقصورة الطيّار مؤمّنة ومغلقة من الدّاخل. |
Saat 7:30. İçeriden Bilgiler vakti. | Open Subtitles | إنها السابعة والنصف موعد برنامج انسايد اكسس |
İçeriden yardım oldu, kesinlikle. Araştıracağım. | Open Subtitles | هذا كان يجب أن يكون عملا داخليا وكنت سأكتشفه |
Ya da bu, soygunun içeriden yapıldığının başka bir göstergesidir. | Open Subtitles | أو أنّ هذا سبب آخر للاعتقاد أنّه عمل داخليّ |
- Lafını ettiğimden beri Ethan'a içeriden müdahale etme fikrine karşı çıkıyordun. | Open Subtitles | -أنتِ كنتِ ضد فكرة تثبيت آلية حاكمة في "إيثان" منذ أن ذكرت الموضوع |
Demek ki sadece kancalanmış. Nasıl hareket ediyor, görüyor musun? Kancayı içeriden takmak için, biri içeride olmalı. | Open Subtitles | هذا يدل على أن الباب ليس مقفلا بالمفتاح وإنما بالمزلاج وحده ولكي يقفل بالمفتاح, يجب أن يكون أحدا داخل المنزل ليقفله |
İçeriden onun çığlığı duyuluyordu: | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَسْمعَ الصُراخ مِنْ داخل: |