Kendisi hafta sonları mafya için çalışıyor. | Open Subtitles | الذي يعمل لصالح المافيا في عطلات نهاية الأسبوع |
Babasının iyi bir idareci işi var, ve bu adam için çalışıyor. | Open Subtitles | أبيه مدير تنفيذي ذو نفوذ يعمل لصالح هذا الرجل |
Raj artık Sheldon için çalışıyor, artık ona şoförlük yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | بما أن راج يعمل لدى شيلدون فلا يتحتم علي توصيله بعد الآن |
Kahrolası biri, biriniz için çalışıyor, birkaç milyon dolar alacağını umuyor. | Open Subtitles | شخص حقير يعمل لحساب أحد منكم آملا أن يجنى عدّة ملايين |
Hala NASA için çalışıyor musun? | Open Subtitles | كانت أخباراً وطنية هل لازلت تعمل لدى ناسا؟ |
Kral için çalışıyor ve şimdi de ekibimizin bir parçası olacak. | Open Subtitles | انه يعمل مع الملك ، ولكنه سيصبح جزء من فريقنا |
Birileri için çalışıyor ve sanırım bizle değil. | Open Subtitles | إنها تعمل لحساب شخص ما و لا أظن أنها تعمل لحسابنا نحن |
İnanıyoruz ki kız arkadaşın bir terörist grubu olan Sleeper Cell için çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا سبب للإعتقاد أن صديقتك تعمل لصالح خلية إرهابية نائمة |
- Hayır. Bay Bronson yirmi beş yıldır bu şirket için çalışıyor. | Open Subtitles | لا , السيد برونسون كان يعمل لصالح هذه الشركة منذ خمس وعشرون عاماً |
O adam devlet için çalışıyor, kimi arayacağını bilir. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي يعمل لصالح الدولة ، أنه يعرف بمن يتصل |
Ona güvenilmez. Stanton Parish için çalışıyor. | Open Subtitles | فهو لا يأتمن حيث انه يعمل لصالح ستانتون باريش |
Anson için çalışıyor olabilir; fakat Benny de pekala Anson tarafından gözetleniyor olabilir. | Open Subtitles | قد يكون يعمل لدى آنسون لكن ممكن أن يتجسس آنسون بسهولة على بيني |
Bu adam yabancı bir ülke için çalışıyor. | Open Subtitles | لقد فهمت الأن. هذا الرجل يعمل لدى حكومة أجنبية. |
Ama o Savunma Bakanlığı için çalışıyor, CTU için değil. | Open Subtitles | .ولكنه يعمل لحساب وزارة الدفاع وليس الوحدة |
Adı Helena Standler. Lipovsky için çalışıyor. | Open Subtitles | تدعى هيلين ستنادلير وإنها تعمل لدى ليبوفسكى. |
Ama dövüş yalansa, o zaman Shaw, Ring için çalışıyor demektir. | Open Subtitles | لكن لو كان القتال مُعدّاً له هذا يعني ان شاو يعمل مع الرينغ وسارة معه |
Olivia Pope Remington dosyasını biliyor, ve şu an Josephine Marcus için çalışıyor. | Open Subtitles | بل كان تحذيرًا أوليفيا بوب تعرف عن رمنغتون والآن هي تعمل لحساب جوزفين ماركوس |
Sigorta şirketi için çalışıyor gibisiniz. | Open Subtitles | يشعرني كلامك أنّك تعمل لصالح شركة التأمين. |
Kocam bölge için çalışıyor ve bazı mahkeme kayıtlarını baktı. | Open Subtitles | زوجي يعمل في المقاطعة و قام بالإطلاع على بعض السجلات في دار العدل |
- Kimin için çalışıyor o zaman? | Open Subtitles | - من الذي كان يعمل ل ثم ؟ |
Elinde, kapısının önünde korkmuş bir kadın var. BYSK için çalışıyor. | Open Subtitles | لديك مرأة مذعورة على الباب و هي تعمل في لجنة إعادة الترشيح |
Hükümet için çalışıyor. Böyle şeylere erişme yetkisi var. Bekle bir saniye. | Open Subtitles | انه يعمل لدي الحكومه ، يمكنه الوصول الى هذه الاشياء ، انتظر لحظه |
Onun için çalışan herkes artık benim için çalışıyor. | Open Subtitles | كل من كان يعمل لصالحه أصبح يعمل لصالحي |
Firmam bazı girişimlerde bulunup en kısa sürede onları eve göndermek için çalışıyor. | Open Subtitles | إنهم جيدين بقدر ما نأمل شركتي تعمل على إرجاعهم الى وطنهم بأسرع ما يمكن |
Kimin için çalışıyor? | Open Subtitles | لحساب من تعتقد ان هذا الشخص يعمل على اية حال؟ |
Kitap kulübünde ortaya çıkan adam Severenson Klemah adında birisi için çalışıyor. | Open Subtitles | البلطاجيون الذين كانو في نادي الكتاب يعملون لصالح رجل إسمه سيرفرسون كليما |