Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Burada sadece bir yıldır bulunan biri için çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّكِ تعرفين الكثير بالنسبة لشخص مضى على وجوده هنا سنة واحدة |
Benim için çok şey yaptı, birlikte çok şey atlattık. | Open Subtitles | لقد عمل الكثير لأجلي ولقد مررنا بالكثير معا |
Ama Odile'i avutmak için çok şey vermiş olacaktı. | Open Subtitles | ولكنه كان ليعطي الكثير من أجل أن يواسي أوديل |
Bu ışıklar ve süslemeler birçok insan için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | هذه الاضواء والديكورات تعنى الكثير ل مجموعة كبيرة من الناس |
Kısa zaman önce benim için çok şey ifade ediyordun. | Open Subtitles | منذ فترة ليست بالطويلة كنتي تعنين الكثير لي |
Şu hukuk kitaplarının senin için çok şey ifade ettiğini biliyorum, ama burada işe yaramazlar. | Open Subtitles | انا اعرف ان كتب القانون تعني لك الكثير , لكن ليس هنا |
Zaman Luke Healy'i suçlama zamanı değil hatırlatırım ki bütün ailesi bu parti için çok şey yaptı. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت للوم لوك هيلي الذي عائلته، دعوني أذكركم، قامت بالكثير من أجل هذا الحزب |
Bence siz de onun için çok şey ifade ediyorsunuz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتقد أنك تعنى الكثير بالنسبة لها |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Arkadaşlığın benim için çok şey ifade ediyor. Başka ne var? | Open Subtitles | صداقتك تعني الكثير بالنسبة لي على كل حال، ماذا أيضا؟ |
İşte bu yüzden bu fiş benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في هذه الشريحة يعني الكثير بالنسبة لي. |
- Teşekkürler, bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكرا، هذا يعني الكثير بالنسبة لي. |
Kendimi kötü hissediyorum, çünkü benim için çok şey yaptı. | Open Subtitles | إلا أني أشعر بالسوء، لأنه فعل الكثير لأجلي |
Tabi, çünkü o benim için çok şey yaptı. | Open Subtitles | بالطبع، لأنها تفعل الكثير لأجلي. |
Bu kent için çok şey yaptı. French Quarter'ı restore ettirdi. | Open Subtitles | انه فعل الكثير من أجل المدينة وجدد ملهى الكوارتر |
Lütfen alınma fakat benim için çok şey ifade ediyorsun ve sana hizmetinden çok daha fazla değer veriyorum. | Open Subtitles | أرجوك لا تشعري بالإساءة ولكنك أصبحت تعنين الكثير لي وأنا أقدر ليس مجرد خدمتك |
Senin için çok şey ifade ediyor, değil mi? | Open Subtitles | هو بهذه الكثرة يعني لك ؟ |
Bu geziye katıldığın için. Bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لحضورك هذه الرحلة معنا هذا يعني لنا الكثير |
Bak, Ryan, benim için çok şey tehlikeye attın biliyorum. | Open Subtitles | انظر يا (رايان), أعلم أنّك خاطرت بالكثير لأجلي وأقسم لك أنّي سأنهي هذه القضيّة بأسرع مايمكنني. |
Tamam, bakın, bu benim için çok şey ifade ediyor yarın geceki nişanıma gelmenizi istiyorum çocuklar. | Open Subtitles | حسنا اسمعوا انه حقا يعني الكثير بالنسبه الي اذا اتيتم الى حفلتي ليله الغد |
Ama ne kadar iyi olduğunu... ve bunun senin için çok şey ifade ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أعرف كم أنتي بارعة وأعرف بأن ذلك يعني الكثير لك |
Bunu hak etmiyor. O kaptanımız, Bu takım için çok şey yaptı o. | Open Subtitles | إنها الكابتن المُغَادِرةُ لقد عَمِلتْ الكثير لهذا الفريق |
Seni buraya getirdim çünkü burası benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لقد أحضرتك إلى هُنا لإن ذلك المكان يعنى الكثير لى |