İçtenlikle senin için dua ediyor ve... mum yakıyorum Meryem Ana'ya. | Open Subtitles | أنت حلمي الوحيد وحقا أصلي من أجلك وأضيء شمعة لمريم العذراء |
Diz çök oğlum ruhun için dua edeceğim. | Open Subtitles | أجلس على ركبتيك ولدى0000 بينما أصلى من أجل روحك0000 |
Mektubunu beklemiyordum. Her gün haber almak için dua ettim. | Open Subtitles | الرسالة جائتني كمفاجأة، كل يوم أصلي لأجل خبر |
Ruhun için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نصلى على روحك |
Hâlâ bunun, orta yaş arzusu olması için dua ediyorum. | Open Subtitles | ما زلت أدعو الرب بأن يكون هذه مجرد نزوة في سن اليأس |
Çoğunlukla da Tanrı'ya, onun hayatını daha da kötüleştirmemek adına bana güç vermesi için dua ediyorum. | Open Subtitles | وغالباً، أصلي لكي يكون قوياً حتى لا تصبح حياته أسوأ |
İnsanları öldürtecekler. Yerlerinin tespit edilmemesi için dua et. Helo Müfrezesi 1. | Open Subtitles | انهم رعاة بقر سوف يتسببون فى قتل الناس من الافضل ان تصلى لكى لا يكتشفوا |
Bütün yolunu kaybedenler için dua ediyoruz Tanrım, özellikle henüz doğru kızı bulamamış olan Dean için. | Open Subtitles | ونحن نصلّي من أجل كلّ المنحرفون امثال لورد لكن خصوصا لدين وفي هذا الوقت نعتقد انه وجد البنت الصحيحة له |
Peder, ölü için dua ederken bir Damien Karras'tan bahsettin. | Open Subtitles | أبتي .. لقد ذكرت داميان كاراس في صلاتك على الموتى |
Kutsal Mary, kutsal annemiz, şimdi ve ölüm saatimizde biz günahkârlar için dua et. | Open Subtitles | مريم المقدسة والدة الله صلي لأجلنا نحن أخطئنا الآن وفي ساعة موتنا |
Zamanında yeşermen için dua ettim. Ben sana yardım ettim. | Open Subtitles | تمنيت و صليت من أجل أن تنضج عند الوقت المحدد أيها الزرع |
Tekerlekli sandalyede iyileşmek için dua eden insanların elini tuttum. | TED | أمسكت أيدي أصحاب الكراسي المتحركة أصلي من أجل شفائهم. |
Sana hep bağlı kalacağım sevgi sözleri söyleyip, mutluluğun için dua edeceğim. | Open Subtitles | سأكرس حياتي لك الى الأبد أتكلم كلام الحب و أصلي من اجل سعادتك |
Ondan hiç nefret etmiyorum. Hayır. Onun için dua ediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أكرهه أبدا أوه ، لا ، فأنا أصلي من أجله |
Evet. Arkadaşımın kocası ölmek üzere, benden onun için dua etmemi istemişti. | Open Subtitles | لا ، زوج صديقتى يموت من المرض وهى طلبت منى أن أصلى من أجله |
Hayatım boyunca yardım edip yol göstereceğim büyük bir aktris için dua ettim. | Open Subtitles | طوال حياتى وانا أصلى من أجل الحصول على ممثله رائعه أساعدها وأوجهها |
Operasyonun başarılı geçmesi için dua ediyorum ve hepinizden de kocam için, başkanınız için ettiğim dualara katılmanızı istiyorum." | Open Subtitles | أنا أصلي لأجل عملية ناجحة, وأسألكم جميعاً بأن تنضموا إلي في الصلاة لزوجي ورئيسكم |
Ruhun için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نصلى على روحك |
Tanrım, karımın sana ve bana karşı sevgisinin artması için dua ediyorum. | Open Subtitles | أبي، أدعو الرب أن ينمو حب زوجتي إليك وإليّ. |
Nerede olduğunu bilmiyorum ama o kahrolası piçi tekrar hapse atmaları için dua edeceğim. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أعرف أين هو لكني أصلي لكي يضعوه مرة أخرى في السجن |
Alamayacağın birşey için dua etmek gibi. | Open Subtitles | من النوع الذى تصلى لكى لا يكون زميلك فى الزنزانه . |
Senin kurtulman için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نصلّي من أجل اصلاحك. |
Ne için dua ettin? | Open Subtitles | ماذا سألت في صلاتك ؟ |
Bizler, karanlıkta bırakılanlar için geride kalanlar için dua et. | Open Subtitles | صلي من أجلنا نحن الذين تُركنا في الظلمات تُركنا خلفك على هذه الأرض البائسة |
Bu gece, korkunç ama cesur bir şekilde ölenler için dua ediyorum... ama kişisel bir zafer için de dua ediyorum. | Open Subtitles | الليلة صليت لارواح من ماتوا . موتات شنيعة . كما صليت من أجل النصر |
Şanslı olmamız için dua etsen iyi olur, ve şimdi benimle geliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تصلي بأن نكون محظوظين, والآن ستركب معي. |
Tanrı'nın bizi senden ayırmaması için dua ettiğimizi bilmiyor muydun? | Open Subtitles | هل انت لا تعرف بان امك تصلي من اجلك بأنَّ الله لن يتركنا |
Artık annen için dua etmemen güzel | Open Subtitles | من الجيد أنك لم تعد تصلّي لأجل أمك. |
Ağabeyinin kılıcının, kaleminden daha keskin olması için dua etmen gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن تأمل أن يكون سيف أخيك أكثر حدة من قلمه |