Ama bunu para için yaptığını söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك قلت أنك فعلتها من أجل المال؟ |
Benim için yaptığını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرينى أنك فعلتها من أجلى |
Ve biliyorum benim için yaptığını ya da bu sebeble Mellie bunu benim için yaptığını düşündü. | Open Subtitles | وأعلم أنكِ فعلته من أجلي أو لأن ميلي جعلتكِ تظنين أنكِ تفعلينه من أجلي |
Senin beni için yaptığını akrabalarım bile yapmaz. | Open Subtitles | لن يفعل أقاربي ما فعلته من أجلي |
Seni unutmamak için yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | قال أنه فعل ذلك لكي لا ينساك أبداً |
Seni unutmamak için yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | قال أنه فعل ذلك لكي لا ينساك أبداً |
Onlar için yaptığını öğrenecekler ve sana baba demekten gurur duyacaklar. | Open Subtitles | هم يعرفون أنك فعلت ذلك لاأجلهم وسوف يكونوا فخورين بالدهما ويتصلوا بك |
-Evet. Bunu dans derslerini geçmek için yaptığını söyledi. | Open Subtitles | نعم، ويقول انه فعل ذلك فقط لوضع نفسه من خلال دروس الرقص. |
Benim için yaptığını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرينى أنك فعلتها من أجلى |
Bunu onun için yaptığını anlayacak. | Open Subtitles | ستعلمُ بأنك فعلتها من أجلها |
Bak, Clem için yaptığını biliyorum ve Mitch için de. | Open Subtitles | أعرف ما الذي فعلته من أجل (كليم) و(ميتش) |
- Sakın bizim için yaptığını söyleme! | Open Subtitles | - لا تجرؤ على قول إنك فعلته من أجلنا ! - (واندا) ! |
Bizi korumak için yaptığını bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أنك فعلت ذلك لحمايتنا. |
Bunu aileler için yaptığını söylemiştin. | Open Subtitles | تقول أنك فعلت ذلك من أجل العائلات. |
Babamın, yaptıklarını ailemizi korumak için yaptığını söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن كل ما فعله، انه فعل ذلك لحماية الأسرة. |
Ve ben bunu düğmeye basmayı bırakacağı için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | واعتقد انه فعل ذلك كي لا يضغط على الزر |