| Ama onca lafın üstüne hala benim yaptığım bardaktan içiyor. | Open Subtitles | ولكن بعد كل هذا الكلام ولا يزال يشرب من الكوب |
| Dumanlar dağıldığında, Abraham Lincoln Hintçe konuşup naneli kokteyl içiyor olacak. | Open Subtitles | عندما ينجلي الدخان إبراهيم لينكولن سيتكلم بالهندي و يشرب نبيذ النعناع |
| Eğer hala içiyor olsaydın, nerede olacağına dair hiçbir fikrim olmazdı. | Open Subtitles | ، إذا لم تكن مازلت تشرب النبيذ لم أكن سأعلم مكانك |
| şimdi bifteğinizle beraber bir bira içiyor olabilirsiniz | TED | حسناً .. عندما تأكل اللحم .. قد تشرب بعده البيرة |
| Amfizemin ilk belirtileri. En az 12 yıldır içiyor olmalı. 18. | Open Subtitles | علامات مبكرة لانتفاخ الرئة إنه يدخن منذ 12 عام على الأقل |
| Yine kapuçino içiyor bak! | Open Subtitles | أنظري إلى نفسك وأنت تشربين الكابتشينو مرة أخرى |
| Bu sıcaklıkta, herkes soğuk su içiyor, fanları veya klimaları var. | Open Subtitles | في هذا الحـرّ، الجميع يشربون الماء، لديهم مروحة أو مكيف للهواء. |
| Tamam güzel. Kamış yok. Bundan sonra herkes içeceğini kutusundan içiyor. | Open Subtitles | حسناً لا مصاصات بعد اليوم الجميع يشرب من العلبة من الان |
| Bir beyin cerrahına göre, bu adam görev yapmadığı zamanlarda epey bira içiyor. | Open Subtitles | بالنسبة لجراح دماغ ذلك الرجل يشرب الكثير من البيرة عندما لايكون يجرح الادمغة |
| 5. ipucuna göre yeşil boyalı evin sahibi kahve içiyor. | TED | المقتاح الخامس يقول أن صاحب المنزل ذو الطلاء الأخضر يشرب القهوة. |
| İçebileceği tatlı suyu yok. Ama sisten su içiyor. | TED | و ما من ماء عذب يمكنه شربه. لكنه يشرب الماء المستمد من الضباب. |
| Çok iğrendirici! Bir hayvan gibi içiyor. | Open Subtitles | إنه مثير تماماً للإشمئزاز إنه يشرب كالحيوان |
| Ben değil, Sandra. İyi kız, ama sünger gibi içiyor. | Open Subtitles | كلا يا صديقي انها ساندرا هي فتاة لطيفة لكنها تشرب كسمكة |
| Baksana, çarımızın kızı Kazaklar gibi içiyor. | Open Subtitles | ليتنا احتفظنا بذات الشعر الأحمر ابنة القيصر تلك كانت تشرب مثل الجنود الروس |
| İçki içiyor ve yüksek sesle gülüyor. Beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | إنها تشرب,وتضحك بصوت مرتفع إنها تقضّ مضجعي |
| Annem içiyor ve bazen en garip yerlerde uyuya kalabiliyor. | Open Subtitles | فقط كل مافي الأمر أمي تشرب كثيراً وبعض الأحيان تنام في أماكن غريبة |
| Düşünün ki bir adam var ve günde 20 tane sigara içiyor. | Open Subtitles | لنقل أن هناك رجل يدخن عشرين سيجارة يومياً |
| Burada çok fazla içiyor olmalısın. | Open Subtitles | . اعتقد بأنك قضيتي الكثير من الوقت تشربين هنا |
| Benim efendim. Romalılar domuz gibi içiyor ama iyi para veriyorlar. | Open Subtitles | سيدي هؤلاء الرومان يشربون مثل الخنازير لكنهم يدفعون جيدا |
| İşte bu yüzden. Çünkü Tic Tack içiyor. Şişesi 17 cent. | Open Subtitles | هذا هو السبب, لانه شرب زجاجة تيك تاك ب 17 سنت |
| Annem şimdi Merits içiyor, eskiden Viceroys'du. | Open Subtitles | أمي الآن تدخن ميريت كانت معتادة أن تدخن فايسروي |
| Şampanya içiyor ve deniz mahsulü yiyor, saçı yıkanmış, dudakları kırmızı ve dişleri beyaz. | Open Subtitles | لقد شربت شامبانيا .. وأكلت أطعمة بحرية وشعرها مغسول وشفتيها باللون الأحمر |
| O, ağzına ne zaman birşey koyarsa, biz içiyor muyuz? | Open Subtitles | أن كل ما يضع شيئاً في فمه نشرب كأساً ؟ |
| Babam Koltukta yatıyor... bira içiyor, Televizyon izliyor. | Open Subtitles | إنه أبي، يرقد هناك على الأريكة، يتناول البيرة ويحملق في التلفاز. |
| Roma İmparatoru'nu böyle bir keyifle içiyor görmek bir zevk. | Open Subtitles | من دواعي سروري ان ارى إمبراطور الرومان الشرب مع مثل هذا المذاق. |
| Ama azaltmıştı. Eskisi kadar içiyor mu? | Open Subtitles | لكنه كان مُضطراً إلى أن يُخفف منه هل عاد للشرب كما كان بالسابق؟ |
| Şu anda eğleniyorum! İçiyor, kağıt oynuyor, iyi vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | انا جالس لاستمتع بالشرب و لعب الورق , واقضى وقتا سعيدا |
| Genelde çocukların yanında sigara içiyor musunuz? | Open Subtitles | هل تدخنين بالداخل بجوار الاطفال أحيانا ؟ |
| Alıcı kim, Nate'i nerede tutuyor, sabah kahvaltıda ne tür portakal suyu içiyor, bilmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعرف من مشتريه واين وضع نايت ما ماركة عصير البرتقال الذي يشربه في الصباح |