Buna hiç anlam veremiyorum. O sadece bir parça genetik bilgisinden ibaret. | Open Subtitles | هذا لن يشكل أي فرق , انه مجرد جزء من شيفرة وراثية |
Yani, ben o anımsadıkları iki boyutlu adamcıktan ibaret değilim. | Open Subtitles | أعني أني لست مجرد الرجل ثنائي الأبعاد الذي يتعرفون عليه |
Çünkü benim hayatımda da böyle insanlar oldu ama Henry, gerçekten de çizim benim için sadece işten ibaret. | Open Subtitles | لاننى لدى اشخاص مثل هؤلاء فى حياتى لكن ، يا هنرى ، بأمانة الرسم الايضاحى بالنسبة لى مجرد وظيفة |
Birbirine kenetlenen iki bedenden ibaret değil. Hayat bu demek. | Open Subtitles | الأمر ليس فقط عبارة عن جسدين يتبادلان الحب ,إنها الحياة |
- Telaşa mahal yok, rahibe. Çünkü bütün bunlar, rezil bir yalandan ibaret. | Open Subtitles | لا حاجة لأن تقلقي يا أختاه لأن كل هذا هو محض كذبة كبيرة |
Tüm bunların bir dümenden ibaret olmadığını nereden biliyorsun? - Ne? | Open Subtitles | كيف تعلمي أن كلّ هذه الأشياء ليست إلا مجرّد إحتيال كبير؟ |
Propaganda sadece gazeteden ibaret değil. Mesele, siviller arasındaki direnişi yüreklendirmek. | Open Subtitles | الإعلانات أكثر من مجرد جريدة إنها بخصوص شجاعة المقاومة عبر المواطنين |
Buluşsal algoritma kullandıklarını iddia ediyorlar ama palavradan ibaret olabilir. | Open Subtitles | إنهم يدّعون استعمال الخوارزميات الارشادية لكنه لربما أنه مجرد هراء |
Yoksa kafanda tüm dünya renkler, şekiller ve rastgele seslerden mi ibaret? | Open Subtitles | أو هو العالم بأسره مجرد ألوان والاشكال العرضية والضجيج الذي في رأسك؟ |
İnsanların ne kadar kötü olduğunu söylerken alıntılar yapabilirim, istatistikler söyleyebilirim ama bunlar sadece kelimeler ve sayılardan ibaret. | Open Subtitles | عندما أتحدث عن مدى سوء البشر، فيمكنني ذكر الإقتباسات أو نشب الإحصائات، و لكن تلكَ مجرد كلمات و أرقام. |
Artık sadece pin pon ve grup terapisinden ibaret değil. | Open Subtitles | إنها ليست مجرد لعبة كرة الطاولة والجلسات النفسية بعد الآن |
Glenn için bu bir ödül değil, taahhüt altına girmekten ibaret. | Open Subtitles | ذلك لجلين، انها مجرد نوع من مثل كل التزام، لا مكافأة. |
...Sadece bir altın bilezik'ten ibaret sanıyorlar fakat, hazine benim. | Open Subtitles | يعتقدون أنه مجرد سوار واحد، لكن بقية الكنز هو لي |
Sadece kanaat veya sadece kalıplardan ibaret olmazdı. | TED | ولن يكون ذلك مجرد رأي فقط أو مناقشات فقط. |
Yazıyı çözmek, zihinsel bir bulmacadan ibaret olmayıp, Güney Asya'nın siyasi ve kültürel geçmişi ile derin bağlantıları olan bir soru durumuna gelmiştir. | TED | فك رموز النص ليس مجرد لغز فكري ؛ في الواقع لقد اصبحت سؤالا متشابك بعمق مع السياسة والتاريخ الثقافي لمنطقة جنوب آسيا. |
Fakat bastırılan bilim iklim değişikliğinden ibaret değil. | TED | لكن الأمر ليس مجرد معلومة عن تغير المناخ تم إخفائها. |
Bana göre, araba içinde birinin oturduğu büyük metal bir kutudan ibaret. | Open Subtitles | بالنسبة إلي فإن السيارة عبارة عن صندوق من المعدن وبداخلها شخص ما |
Tüm bu küçük kasaba kızı olayının numaradan ibaret olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | آداء الفتاة قاطنة البلدة الصّغيرة هذا نعلم جميعًا أنّه محض تمثيل |
Etten,kemikten ve yağdan ibaret olduğumuzu herkes unutuyor. | Open Subtitles | الجميع ينسى دائماً بأننا مجرّد لحم , دهون و عظم. |
Ama kanıtlar olmadan hepsi teoriden ibaret. | Open Subtitles | أجل، ولكن من دون دليل، فهي مُجرّد نظريّة. |
Harmana kadar burada kalacaklar. Herşey bundan ibaret. | Open Subtitles | هم يبقون هنا حتى موعد الحصاد هذا كل مافي الأمر |
Annemi ne kadar sevsemde... ..hatırladıklarımın çoğu beni korkutan anılardan ibaret. | Open Subtitles | لأن بقدر حبي لأمي لكن معضم ذكرياتي الأولى تتعلق بكوني خائفة |
CA: Bu durumda şunu merak etmeden de yapamıyoruz: Bizden başka türler, Dünya için önem taşıyan öyküleri kayda geçirseydi, öykülerimiz, Irak'tan, savaştan, politikadan ve magazinden ibaret olurdu. | TED | كريس أندرسون: لهذا عليكم التساؤل .. جميعا إذا كان هناك فصائل أخرى عدانا كانت تسجل القصص المهمة على الأرض، فقصصنا كما تعلمون تتمحور حول العراق والحرب والسياسة وأخبار المشاهير. |
Herkes aynı gerçeği biliyor ancak yaşamlarımız gerçeği çarpıtmak için yaptığımız seçimlerden ibaret. | Open Subtitles | كل شخص يعلم نفس الحقيقة و حياتنا تتكون من كيف نختار أن نشوهها |
Bu kadar dar fikirli olduğunuz için, bilim size göre sihirden ve büyücülükten ibaret. | Open Subtitles | بالنسبة لكم العلم مُجرد شعوذة وممارسة للسحر لأن لديكم عقول صغيرة. |
Ölümden sonra yaşam fikri bundan sonra benim için sadece bir masaldan ibaret. | Open Subtitles | و فكرة وجود حياة بعد هذه الحياة ليست سوى خُرافة |
Dışardaki hayat hakkında bildiklerin söylediklerimizden ibaret olacak. | Open Subtitles | مايحدث في العالم الخارجي هو مانخبرك به.. |
Yoksa Deadman'lerin sen ve o KırmızıIı Adam'dan ibaret olduğunu mu sandın? | Open Subtitles | .. هيا كنت تعتقد لأنك وذلك الرجل الأحمر أنكما "الدايمان" الوحيدان هناك؟ |
Anlatmak istediğim her şey bundan ibaret benim. | Open Subtitles | على الرحب و السعة حسبت أني أتيت من رحم أغني و أسرق و ألعب و كل تلك الفوضى |
Fakat unutmayın, bütün görüş dediğimiz şey beyninizin içinde dolanan elektrokimyasal uyarımlardan ibaret. | TED | لكن تذكروا، الرؤية ما هي إلا.. إشارات كهروكيماوية تتجول في أنحاء دماغك. |