Buzdolabının icadı ve artık bozulmuş etler yemiyor olmamız. | TED | إنه اختراع الثلاجة، و حقيقة أننا لم نعد نتناول لحوما فاسدة. |
Sebebi telefonların icadı mı yoksa demir yollarının uzatılması mı? | TED | هل كان هذا بسبب اختراع الهاتف أو مدّ خطوط السكك الحديد؟ |
Yıl 1876,yer Boston. İşte Thomas Watson ile telefonun icadı üzerinde çalışan Alexander Graham Bell. | TED | إنه في عام 1876 في بوستن, وهذا هو ألكساندر غراهام بيل الذي كان يعمل مع تومس واتسون في إختراع التلفون. |
- Bu icadı neden istiyorsun? | Open Subtitles | تلكَ الآداه الصغيرة ، ماذا ستفعلين بها؟ |
1941'de Yargıtay, icadı yaparken mucidin bir özel an yaşaması... gerektiğine hükmetti. | Open Subtitles | في 1941 المحكمة العليا اقرت فكرة أن تقريباً في عملية الاختراع المخترع يكتسب الخبرة |
Bu gerçekten önemli yeni icadı için babama yardım ediyorum. | Open Subtitles | أساعدُ أبي بهذا الإختراع الجديد المُهم والحقيقي |
Bir öğrencinin icadı gerçekten medeniyeti kurtarmış olabilir ya da en azından Eureka'yı. | Open Subtitles | أختراع الطلبة ربما هي حقا قد صانت الحضارة او على الاقل حافظت على يوريكا. |
Sümerlilerin icadı tekerleği göçebe insanlar arasında vuku bulan atın evcilleştirilmesiyle bir araya getirmek gerçekten korkunç bir savaş teknolojisi oluşturdu. | Open Subtitles | اجتماع ابتكار السومريين للعجلات مع ترويض البدو للحصان أدّى لهذه التقنية الحربية الجبارة. |
Ki diğer bir erkek icadı olan arabayla iyi gider. | Open Subtitles | والتي تتوافق بنحو رائع مع اختراع آخر من اختراعات الرجل وهو السيارة |
Seks düşkünlüğü, bir adamın icadı kadınlar için suçlu hissediyorum eğer kurallara uymaması. | Open Subtitles | الشهوة, اختراع الرجال لجعل النساء تشعر بالذنب اذا كسرت القواعد |
Bu son icadı için yıllar harcamış. | Open Subtitles | لقد قضى طوال حياته يعمل على هذا آخر اختراع له |
Bunun gibi bir silah tüm zamanların en harika Şeytani İcadı olurdu. | Open Subtitles | سلاح كهذا سوف يكون أعظم اختراع شرير على الإطلاق |
Tüm Zamanların En Şeytani İcadı'na sahip olacağım. | Open Subtitles | سوف يكون لدي أعظم اختراع شرير على الإطلاق |
Artık diğer bir Rönesans icadı olan matbaadan faydalanıyordu. | Open Subtitles | الآن سيستفيد استفادة تامة من اختراع آخر جديد وهو المطبعة |
Derken, kadının en kötü icadı olan "saban" ortaya çıktı. | TED | وكان أسوأ إختراع بالنسبة للمرأة هو المحراث |
Tamam, diyelim ki Goa'uld öldürme icadı kavramın doğru. | Open Subtitles | حسناً ، لنقل ان نظريتك حول إختراع قتل الجواؤلد صحيحه |
Patentli 400 icadı var. Tüm dünya peşinde. | Open Subtitles | لديه 400 براءات إختراع إنه مطلوب لدى الجميع |
John Gilbert'tan o icadı almasını istiyor. | Open Subtitles | إنها تودّ أنّ يحصل (جون غيلبرت) على الآداه. |
- İcadı John'a versin ve sonra John da beni onunla öldürsün diye Isobel'e vermem. | Open Subtitles | -أسمعنى و حسب . لن أسلم هذهِ الآداه إلى (إيزابل) حتى ترد عليّ و تقتلني بها، أحبّ كوني شخص حيّ ميّت. |
Bu muhteşem aletin yüzyılın en büyük icadı olduğundan emin olabilirsiniz: | Open Subtitles | بالتأكيد تعرفين ما هيّ الأشياء الجيّدة هذا هو الاختراع الأكبر لهذا القرن، الحاكي |
Siz tüm hayatınızı bu asil icadı iyileştirmeye adadınız. | Open Subtitles | وأنت بدورك كرست حياتكَ لتشذيب هذا الإختراع النبيل |
Jonathan Gilbert'ın, bir vampir tarafından çalınmış bir icadı vardı. | Open Subtitles | (جوناثان غيلبرت) الأول كان لديه أختراع و الذي سُرق من قبل مصاص دماء. |
Yahninin icadı ancak uzun çalışmalarla olur. | Open Subtitles | بل أنّ ابتكار وصفة الهاغيز تطلّبَ خلفية. |
- Nasıl bir cadı icadı bu? - Güçlü bir tane. | Open Subtitles | -أي نوع من مكائد الساحرات كانت تلكَ؟ |
Dikey şehirler, asansörün icadı. | TED | كان لدينا المدن العمودية, واختراع المصعد. |
Teknoloji tanrısı olan Hephaestus, en ustaca icadı için çok çalışıyordu. | TED | هيفستس، إله التكنولوجيا، كان جادََا في العمل على أذكى اختراعاته على الإطلاق. |