ويكيبيديا

    "iddia ettiği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يدعي
        
    • يزعم
        
    • تدّعي
        
    • يدعيه
        
    • يدّعي
        
    • الذي إدعى
        
    • التي ادعى
        
    Bu adamın iddia ettiği kişi olduğuna dair bir kanıt yok. Open Subtitles لا دليل لدينا أن هذا الرجل هو من يدعي أن يكون
    O yüzden evet, iddia ettiği gibi masum olmasını istiyorum. Open Subtitles لذا, نعم, أريده أن يكون بريئاً كما يدعي أنه كذلك
    Sayın Hakim, Bay Biederbeck iddia ettiği kiloda olmayabilir. Open Subtitles سعادتك، السيد بيدربيك ربما يكون وزنه مختلف عما يدعي
    Şimdi, Winkler iddia ettiği gibi üç gün önce Tranquility Villa'sına doğru tepeye ilerliyor. Open Subtitles الآن هناك إتجه مباشرةً نحو الفيلا قبل ثلاثة أيام كما يزعم
    Nicole'ün çalıştığını iddia ettiği şirket. Pordenone davasına onlar bakmamış. Open Subtitles شركة التأمينات, تدّعي نيكول أنها تعمل لديهم. تبين أنهم لم يتناولوا قضية البوردينوني.
    Eğer Ajan McGee, iddia ettiği gibi kim olduğunu söylediyse Bennie'nin tehditkar davranması mümkün değil. Open Subtitles و لو كان العميل (ماغي) عرّف عن نفسه بشكل صحيح بالشكل الذي يدعيه, لما كان (بيني) تصرف بهذا الشكل المهدد
    Bu adam, BJ'in rüyasında gördüğünü iddia ettiği adam. Open Subtitles هذا الرجل يدّعي بي جي أن رأى في حلمها. هاري كوكيلي.
    Eğer bu adam iddia ettiği gibi masumsa Başkan olarak ilk hareketiniz bu adama işkence edilmesini tasdik etmeniz olacaktır. Open Subtitles لو أن هذا الرجل بريء كما يدعي فسيكون أول قرار لك كرئيس هو أن تعذبه
    "Fahişe, feministlerin iddia ettiği gibi erkeklerin kurbanı değil, fatihidir." Open Subtitles المومس ليست كما يدعي أنصار الحركة النسائية ضحية الرجال بل بالأحرى هي قاهرتهم
    Hutton'un iddia ettiği kadar güzel birisi olup olmadığından emin olmak istiyorum. Open Subtitles أريد التأكد من أنها جميلة كما يدعي هوتون
    Burası Forest Gölü'ndeki yazlığı Demokratik Komite'nin iddia ettiği gibi Michagan'da değil. Open Subtitles هذا هو منزلها الصيفي في فورست ليك وليس في ميشيغان كما يدعي المجتمع الديمقراطي
    Kendisi savunmanın hiç var olmadığını iddia ettiği benzen şişesinin görgü tanığıdır. Open Subtitles لقد راى قنينة البينزين بعينه التي يدعي المدعي عليه انه لا وجود لها
    Olduğunu iddia ettiği kişi olması mümkün olmayan bir çocuğun? Open Subtitles من طفلٍ قد لايكونُ حقاً من يدعي أنهُ هو؟
    Jay'in geldiğini iddia ettiği dünya burası. Open Subtitles هذا هو المكان الذي يدعي جاي أن يكون من بينها.
    Gülünç bir şekilde iddia ettiği gibi haftada bir gün Harvard'a gitmedi. Open Subtitles هو لم يلتحق بهارفارد ليوم في الاسبوع كما يدعي
    Ancak o anda zil zurna sarhoştu ve gördüğünü iddia ettiği perinin boynuzları altı kıvrımlı ihtiyar, alacalı bir koyun olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles لكنه كان ثملاً جدا آنذاك والجنية التي يزعم أنه رأها اتضح انه خروف أبقع
    Yani Lukas'ın kollarındaki yaralar, Bernardo'nun iddia ettiği gibi 5 gün önce olmuş olabilir? Open Subtitles إذاً الإصابات على ذراع " لوكاس " قد تحدث قبل 5 أيام كما يزعم " برناردو " ؟
    Suzie'nin bulduğu ve her türlü kilidi 45 saniyede açtığını iddia ettiği bir şey. Open Subtitles شيء وجدته (سوزي) في فضلات الطعام تدّعي أنه يمكنه فتح أي قفل في غضون 45 ثانية
    - Esas o iddia ettiği kişi değil. Open Subtitles أنه ليس الرجل الذي يدعيه.
    İddia ettiği kişi olduğuna emin miyiz? Open Subtitles أحقاً متيقنون من أنه هو الشخص الذي يدّعي أنه هو
    Saldırıya uğradığını iddia ettiği yerin birkaç adım ilerisinde. Open Subtitles بعــيد عن المكان الذي إدعى الهجوم عليــه
    Schrödinger'in atom altı dünyanın davranışlarını tamamen açıkladığını iddia ettiği dalga fonksiyonu denen yeni niceliği karakterize etmesidir. Open Subtitles أنها أظهرت كمية جديدة تدعى الدالة الموجية و التي ادعى شرودينجر أنها تصف سلوك العالم الدون ذري بشكل كامل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد