Santos, şartlı tahliye kurallarını ihlal etmekten aranan bir uyuşturucu kaçakçısıyla ne yapıyordu? | Open Subtitles | سؤال : ماذا كان سانتوس يفعل مع تاجر مخدرات مطلوب بتهمة انتهاك الاختيار؟ |
Bu ciddi ihlal durumunda yürürlüğe konması gereken bir dizi adımlar var. | Open Subtitles | في خرق بهذه الخطورة، هُناك سلسلة من الخطوات الجادة التي يجب اتخاذها. |
Size söyleyeceğim her şey, onunla olan anlaşmamızı ihlal eder. | Open Subtitles | أيّ شيئ أخبركم به هو إنتهاك للإتفاق الذي عقدناه معه. |
Yasaları herhangi bir şekilde ihlal edecek olursan, hiç tereddüt etmeden ne gerekiyorsa toplar, seni yargı önüne çıkarırım. | Open Subtitles | إذا كنت تنتهك القانون بأي شكل من الأشكال، وسوف، دون تردد، جمع كل الأدلة أحتاج لمقاضاة لكم لهذا الجرم |
Sarah Stanner'ı sözleşmesindeki ahlak şartını ihlal ettiği için kovmak üzere olduğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنكم على وشك طرد ساره ستانر لأنها انتهكت الفقرة الأخلاقية في عقدها. |
Sektör beş sektör Üç ve dördüncü bir ihlal oldu. | Open Subtitles | لقد حدث اختراق في القطاع الخامس و الثالث و الرابع |
Bak gerçekten sadece küçük bir ihlal ve kimsenin umurunda olmazdı eğer... | Open Subtitles | انظر, انها فقط مخالفة بسيطة ولم يكن احد ليهتم لو لم يكن |
-Tracy'nin nerede olduğunu söylersem avukat-müvekkil ayrıcalığını ihlal ederim. | Open Subtitles | أقول لك أين تريسي من شأنه كسر امتياز بين المحامي وموكله، وأنا لن تفعل ذلك. |
Şehir planlama normlarını açıkça ihlal eden, karanlığımıza mucizevi bir ışık demeti saçmamızı sağlayan bağımsız, düzensiz, biraz ufak pencereler var. | Open Subtitles | في انتهاك واضح لقواعد التخطيط المدني، هناك نوافذ قليلة غير منظمة و غير مسؤولة، تسمح لأشعة معجزات قليلة أن تخرج للضوء |
Verdiğim hizmet, kişilerin mahremiyetini ihlal etmeden hizmet etmemi sağlıyor. | Open Subtitles | الخدمة صممت لإبعادي عن إمكانية إجباري على انتهاك خصوصية الأشخاص. |
Hukuki açıdan bakarsak, tahliye şartlarımı bariz şekilde ihlal ettim. | Open Subtitles | من وجهة نظر القانون, كان الأمر انتهاك لشروط إطلاق سراحي |
Ancak, birlikte çalışarak kanunları ihlal etmeyi seçersek de savunmasız oluruz. | TED | ولكننا أيضا معرضون للخطر إذا اخترنا خرق القانون من خلال العمل معا. |
Çocuk büyüdükçe şunu keşfetmeye başlar; güvendiği kişi güvenini ihlal etmektedir | TED | عندما يكبر الطفل, يبدأ باكتشاف أن الشخص الذي وثق به قد خرق تلك الثقة. |
Ama bu kural 17'yi ihlal etmek olurdu. Belki de en önemli kuralı: | Open Subtitles | ولكن ذلك سيكون إنتهاك مباشر للقاعدة السابعة عشر والتي قد تكون أهم قاعدة |
Larry Brilliant: Herşeyden önce, telif hakkı ihlal etme konusunda çıldırmadın di mi? | TED | لاري بريليانت: بادئ ذي بدء، أنت لست غاضب حول إنتهاك حقوق الطبع؟ |
Binlerce fotoğraf şikayet edildi. Ama daha sonra bu şikayetlerin sadece çok küçük bir yüzdesinin toplum standartlarını ihlal ettiği orta çıktı. | TED | وكان هناك طن من الصور تم الإبلاغ عنها، لكن كما اتضح، فقط نسبة صغيرة كانت فعلا تنتهك معايرهم المجتمعية. |
Hindistan’da kağıt üzerinde esaslı çevre yönetmelikleri var fakat bu şirket birçoğunu ihlal etti. | TED | على الورق، تتمتع الهند بقوانين قوية لحماية البيئة، ولكن هذه الشركة انتهكت الكثير منها. |
1 Eylül'de, ...Alman toprakları ihlal edilmiştir. | Open Subtitles | بالأول من سبتمبر، لقد تم اختراق الحدود الألمانية |
Onu polise memurlarına karşı koyma, trafiği ihlal ve çömleğe zarar vermekle suçlayabilirim! | Open Subtitles | هو متهم بمقاومة السلطات، مخالفة الأحكام المرورية و أيضاً الدخول إلى البيوت لسرقتها لوبين، أنت مقبوضٌ عليك |
Taksisi 27 tane araç kuralını ihlal etti. | Open Subtitles | سيارة أجرتها إنتهكت قانون رقم 27 للعربات |
Kanunlar nasıl biliyorum. Anlaşmayı ihlal ettiniz, yani kanunları da çiğnemiş oldunuz. Ama her yer bu şekilde. | Open Subtitles | اعرف اين يقف القانون, انت فسخت عقدا, لهذا, انت كسرت القانون |
Ama tüm tasarımcılara yalvarıyorum; eğer en büyük kuralı, akıllılığı, ihlal ediyorlarsa, tüm bu kuralları yıksınlar. | TED | ولكنني أتوسل للمصممين هنا بخرق جميع هذه القوانين اذا خرقوا أكبر قاعدة على الاطلاق، وهي التفكير المنطقي. |
Pentagon, Çin, bütün Afrika ülkeleri ve Orta Doğu'da sistemler ihlal edilmiş. | Open Subtitles | خرقت الأنظمة في وزارة الدفاع الأمريكيةِ، الصين، كُل أمة أفريقية الشرق الأوسط |
Seni yollamak zorundayım. Etik ilkelerimizi ihlal ettin. | Open Subtitles | سيكون علي تركك تذهب،لقد خالفت سياسة الأخلاق في الشركة |
Kaptanlar kanunu ihlal etmezler. Onlar kanundur, bildiğim kadarıyla. | Open Subtitles | لا يمكن للقبطان أن يخرق القانون، بل هو من يجسد القانون حسب علمي |
Eğer elinde hayati bilgiler varsa ve Amerikan halkının, iyilikleri için bunu bilmeleri gerekiyorsa kendini bu bilgileri açıklamak zorunda hissediyorsan ve bunu yaparken anlaşmayı ihlal edeceksen, orası ayrı. | Open Subtitles | الشعب الأمريكي سيريد معرفتها من أجل سلامته وسوف تشعر أنك يجب أن تقولها وسوف تخرق اتفاقيتك بالقيام بذلك |