| Eğer her ikisini de bıraksak, Rosen burada ne bulurdu? | Open Subtitles | ماذا لو رحلنا نحن الاثنين ما الذي سيجده روزين هنا |
| İkisini birden kurtarmak için ne zamanımız ne de adamımız var. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت او العتاد لان نفعل الاثنين معا انه اخوكي |
| İkisini birlikte gösteren fotoğrafı çeken Loto çılgını genci de unutmayalım. | Open Subtitles | لا تنسَ متعصب اليانصيب الذي كان لديه صورة لكما أنتما الإثنان |
| Bir çeşit marka sadece seçtiği partnerini besliyor, diğeri ikisini de. | TED | أحدى المقتنيات يُطعم بعا فقط الشريك الذي يختاره، والآخر يطعمهما كليهما. |
| Bu gereksinimlerden herhangi ikisini içeren bir ürün üretmek oldukça kolay. | TED | والحصول على أي اثنين من تلك المتطلبات في مادة سهل جدًا. |
| Ben olsam ikisini de dinlerdim. Hiçbir zaman susmayacaklar çünkü. Hangisi dedim? | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَستمعَ إلى كلاهما هم لا يَتْركونَ اي منهما يكمل |
| Lily, geğirebilirdin ya da "Evet" diyebilirdin ama ikisini de yapmış olman gerçeği tam olarak seninle evlenmemin sebebi. | Open Subtitles | ليلي ، كان بإمكانك الايماء او الإجابة بنعم ولكن جقيقة انك فعلتي الأثنين هو بالضبط السبب الذي جعلني اتزوجك |
| Daha fazla olabilir, ama sadece ikisini benim bilgisayarımda yazdı. | Open Subtitles | قد يكون هناك المزيد لكنها كتبت إثنين فقط على حاسوبي |
| İnsanların ikisini birbirine karıştırması kadar nefret ettiği birşey yoktur. | Open Subtitles | ليس هنالك شيء تكره أكثر من لخبطة الناس بين الاثنين |
| Yaşam ve ölüm arasında, ikisini birbirine bağlayan ince bir çizgi dışında hiçbir ayrım yoktur. | TED | لا يوجد فصل بين الحياة والموت يوجد فقط خيط رفيع يربط بين الاثنين. |
| İkisini birden aynı anda iyi yapmaksa sanat -- hem keşfetme, hem de faydalanma ile uğraşmak. | TED | عمل شيئين بالشكل الصحيح هو فن دفع الاثنين معًا الاستكتشاف والاستثمار، |
| Önce şu ikisini. Sonra büyük olanı indireceğiz. | Open Subtitles | أولئك الإثنان على ذلك الطريق ثم سنهاجم السفينة الضخمة |
| Aşkın yazı geldi bebeğim. Bu ikisini başbaşa bırakalım. | Open Subtitles | إنه صيف الحبِّ، حبيبي دعنا نَتْركُ الإثنان لحالهم |
| Dünya ise bunu yapanın Mars olduğunu iddia edecek, Kuşak ikisini de suçlayacak. | Open Subtitles | الأرض ستدعي أن المريخ من قام بذلك الحزام سيقوم بإلقاء اللوم على كليهما |
| Her ikisi de olabilir. İkisini de güvene almamız gerek. | Open Subtitles | حسناً ، قد يكون أى منهما علينا الوصول إلى كليهما |
| Mecbursan bağırırsın çünkü az önce en iyi arkadaşlarından ikisini öldürdün. | Open Subtitles | تصرخ بالجملة إذا اضطررت لأنك قتلت للتو اثنين من أعز أصدقائك |
| Bilimde ve mühendislikteki ilerleyiş bunlardan ikisini tehlikeye atmaktadır. | TED | في الواقع، التقدم في العلوم والهندسة يضع اثنين من هذه العناصر الثلاثة في خطر. |
| Katil kimin yaptığını bilmiyor o zaman ikisini de tehdit ediyor. | Open Subtitles | القاتل لايعلم من منهما قام بأخذها لذا، قام بتهديد كليهما، صحيح |
| İkisini kendi ellerinle yakalamıştın. Diğer ikisini de ATS yakalamıştı. | Open Subtitles | أنت بنفسك أعتقلت أثنين منهم والمركز الرئيس أعتقل الأثنين الأخرين |
| Bu şehrin belediye başkanı olman için üçünden ikisini ikna etmen gerek. | Open Subtitles | تحتاج إلى إثنين من أصل ثلاث ليتم إنتخابك عمدة فى هذه المدينة |
| Adamlarımdan ikisini yıkıp zırhlı bir araç aldı. | Open Subtitles | ضَربَ أكثر من إثنان مِنْ رجالِي وأَخذَ لاند روفرَ مسلّحةَ. |
| Times'ta çeşitli ilginç projelerde çalışmak için bir fırsatım oldu ki bunlardan ikisini sizinle bugün paylaşacağım. | TED | وكانت لدي الفرصة في التايمز للعمل على مجموعة مختلفة من المشاريع المثيرة للاهتمام اثنان منها سأقوم بمشاركتها معكم اليوم |
| Ve bu yüzden son yolculuklarında ikisini de Tanrı'ya emanet etme görevini üstleniyoruz. | Open Subtitles | و هكذا فى راحتهم الأبديه فأننا نودع هذان الأثنان و نأتمن عليهم ربنا |
| Bu sorunlardan ikisini bugün sizlerle paylaşacağım ve şu an ki durumlarından bahsedeceğim. | TED | لذا سنتناقش في هذا الصباح حول اثنتين من تلك المشاكل وسنتحدث عن وضعهما |
| İkisini de ıssız bir yere çekmeye başarmış, demek ki ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لقد تمكن من إستدراج كلتاهما إلى مكان معزول مما يعني انه ناجح بالإغواء |
| Onu bulursak Tatsu'yu da buluruz ve ikisini de neredelerse oradan kurtarırız. | Open Subtitles | نجد لها، نجد تاتسو، نحصل لهم على حد سواء من أينما كانوا. |
| Bu fanatiklik ve biz bu ikisini karıştırmaktan vazgeçmeliyiz. | TED | إنه التعصب، ويجب علينا التوقف عن الخلط بينهما. |
| Ben ikisini de sizin için ayırayım, biraz düşündükten sonra uğrayın. | Open Subtitles | حسناً، سأحتفظ بهما من أجلكِ، وبوسعكِ القدوم عندما تفكرين مليئاً بالأمر. |