Mahremiyetimize değer veriyorduk ancak ilişkimizi medyadan saklamaya karar verdik. | Open Subtitles | كلانا نقدّر الخصوصية، لذا اتفقنا على إبقاء علاقتنا طيّ الكتمان |
İlişkimizi mi kurcalamak istiyorsun incele, bak bakalım neden ölmüş. | Open Subtitles | تريد أن نناقش علاقتنا هيا بنا لنفكر ماذا أنهى علاقتنا |
Tamam, İlişkimizi sır olarak tutmaya karar vermemizin sebebi Naomi'yi ne yapacağımı bilmiyorum | Open Subtitles | حسناً . السبب الذي قررنا من أجلة ان نخفي علاقتنا لاعلاقة له بناعومي |
Ama aradaki fark, sen daima... ayrılıktan bahsediyorsun... ben ise ilişkimizi sağlamlaştırmaktan. | Open Subtitles | لكن الفرق أنك دائماً تتحدثين عن إنهاء العلاقة وأنا أتحدث عن إستمراريتها |
İlişkimizi bir sonraki aşamaya taşımak için hazır olmadığımızı düşünmüyorsan tabi. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تفكر بأن علاقتنا ليست مستعدة للإنتقال للمستوى التالي |
Ben ilişkimizi yeniden oluşturmaya çalışıyordum ama artık babası değil, tetikleyici konumundayım! | Open Subtitles | كُنتُ أُعيد بناء علاقتنا وحالياً لم أعد أباً بعد الآن أنا كالزناد |
Sen iş ilişkimizi yanlış anlamışsın. Sen bana ne yapacağımı söyleyemezsin. | Open Subtitles | نعم , حسناً , أنتَ نوعاً ما فهمت علاقتنا بطريقة عكسية |
Dost derken biraz abartmış olabilirim, ama ilişkimizi özetleyecek bir kelime bulamadım. | Open Subtitles | صديق ربما تكون سخية قليلاً لكنني لا اجد كلمة تلخص علاقتنا سوياً |
İlişkimizi tehlikeye attım ki benim için her şeyden önemliydi. | Open Subtitles | وعرضت علاقتنا للخطر والتى تعنى الى اكثر من أى شئ |
Demek ilişkimizi o kadar kıskanıyorsun ki Amy'nin ölmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل أنت غيور من علاقتنا لدجة أنك تريد آيمي أن تموت؟ |
Belki de üçüncü perdenin temel amacı eğer mümkünse, geri dönüp geçmişle olan ilişkimizi değiştirmeye çalışmak. | TED | ربما هدف التيار الثالث الاساسي هو العودة ان امكن وتغير علاقتنا مع الماضي |
İşte bu durum, bizim arılarla olan ilişkimizi açıklıyor ve bu ilişki binlerce yıl öncesine dayanıyor. | TED | هذا بالفعل يمثل علاقتنا بنحل العسل وهذا يرجع قديماً إلى آلاف السنين |
bence, doğa ile olan ilişkimizi değiştirmek için çok güçlü bir araç ve yaşamak için muhtaç olduğumuz diğer türlerle de. | TED | انها قوية جدا لتغيير علاقتنا مع العالم الطبيعي كما اعتقد وإلى غيرها من الكائنات التي نعتمد عليها. |
Bu cihazlar birçok mucidin ilgisini çekmişti. çünkü enerjiyle olan ilişkimizi değiştirebilirlerdi. | TED | لقد استحوذت هذه الأجهزة على مخيلات العديد من المخترعين لأن بإمكانها إحداث تحوّل في علاقتنا بالطاقة. |
Noel Balosuna birlikte gitmek, ilişkimizi toplum onayına açık hâle getiriyordu ve kendimi dünyadaki en şanslı kızmışım gibi hissediyordum. | TED | ذهابنا سويًة لرقصة عيد الميلاد كان تأكيدًا علنيًا على علاقتنا. وشعرت بأنّني الفتاة الأكثر حظًا في العالم. |
Bu benim beğendiğim tablolardan biridir, bizim arabalarla olan ilişkimizi mükemmel bir şekilde anlatıyor. | TED | هذه إحدى لوحاتي المفضلة, إنها حقاً تصف علاقتنا بالسيارات. |
Besbelli birileri yakın, profesyonel ilişkimizi kıskanmış. | Open Subtitles | من الواضح أن أحدهم يشعر بالغيرة من علاقتنا المهنية المتينة |
Bu yüzden de ilişkimizi bitirmek en iyisi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لذلك، أعتقد أنه ربما من الأفضل أن ننهي هذه العلاقة |
İlişkimizi bitirmek zorunda kaldık çünkü öğrenci kurulu görevlerimizi engelliyordu. | Open Subtitles | كان علينا إنهاء العلاقة لانه يتداخل مع واجبات مجلس الطلاب |
Teknemizle, Dünya'mızla olan ilişkimizi gerçekten düşünürsek daha çok cehalet ve açgözlülük hikâyesi olabilir. | TED | إذا فكرنا حقاً بعلاقتنا مع قاربنا، مع أرضنا، ربما نجد المزيد من قصة الجهل والجشع. |
Sonrasında, Christa ile olan tüm ilişkimizi ona anlatmaya başladım. | Open Subtitles | بعد ان انتهينا , اخبرتها بكامل قصة علاقتي مع كريستا |
İlişkimizi alevlendirmek için gecenin özel olmasını istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن تكون هذه الليلة مميزة لإعادة العاطفة لعلاقتنا |
Yani FBI ilişkimizi öğrendiğinde zor durumda kaldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعني، أنني أعي ذلك عندما أكتشف مكتب التحقيقات الفيدرالي بأمرنا كان هذا صعباً بالنسبة لكَ. |
Yine de, ilişkimizi derinleştirmek için burada bir imkan görüyorum. | Open Subtitles | مع ذلك، أعتقد أنَّ هناك فرصة حقيقة هنا لتعميق علاقاتنا. |
-Diyorum ki, O kız başlattı ilişkimizi | Open Subtitles | - قلت البنت عملت جمعته سوية لي |
İlişkimizi saklı tuttuğumuz kısmı geçtiğimizi düşünüyorum ama bu ilişkimiz gerçek olacaksa beni sana en yakın insan olarak görmelisin. | Open Subtitles | و أظنّ أنّنا جعلنا تلك الفتره في ماضينا حين كان يجب علينا الإختباء و لكن إن كان ما بيننا سيدوم |
Eğer ilişkimizi ilerleteceksek çok daha zor-- | Open Subtitles | لو أنا و أنتَ مضينا قُدُماً معاً في هذا الأمر ... من الصعب أن |
Yani onunla olan ilişkimizi pekiştireceğim. | Open Subtitles | حَسناً، تَعْرفُ، نحن نَذْهبُ لإكْمال علاقتِنا. |