Onlara iş yerlerinde geçirecekleri dört saatlik sessiz zaman dilimi inanılmaz değerli olacaktır. | TED | منحهم أربع ساعات من وقت هادئ في المكتب ستكون قيمة بشكل لا يصدق. |
Nasıl cevaplayacağımı bilemediğim inanılmaz derecede basit birçok sorum olduğunu fark ettim. Mesela, 'Bağımlılığa gerçekten ne sebep olur?' | TED | وأدركت بأنه يوجد عدد لا يصدق من الأسئلة الأساسية التي لم أعرف الإجابة عليها، مثلا، مالذي يُسبّب الإدمان بالضبط؟ |
Mühendisliği ve nesnelerin nasıl çalıştığını, okulda değil, parçalarına ayırarak ve bu inanılmaz derecede karmaşık cihazları inceleyerek öğrendim. | TED | تعلمت عن الهندسة وكيفية عمل الأشياء، ليس في المدرسة لكن من خلال تفكيك ودراسة هذه الأجهزة المعقدة بشكل رائع. |
Burada inanılmaz bir trafik var... ve sokakta bir yığın polis görüyorum. | Open Subtitles | الزحام هنا غير معقول كما أنني أرى الكثير من الشرطة في الشوراع |
Sizlerle önümüzdeki 18 dakika boyunca inanılmaz bir fikri paylaşmak istiyorum. | TED | أريد أن أشارك معكم في خلال الدقائق القادمة فكرة رائعة جدا |
Bana, bu yeni ilaçtan bahsettiğinde bende inanılmaz bir şekilde üzerine atladım. | Open Subtitles | عندما أخبرني عن هذا العقار الجديد المذهل تناولته و كان بالفعل مذهلاً |
Parasını ödediğim kahveyi almak için uzanmak, inanılmaz tehlikeli bi şey haline geliyor. | TED | الوصول للأعلى لجلب قهوتي التي دفعت ثمنها هو تجربة خطرة بشكل لا يصدق. |
Etik, Güç Düğümünü güvende tutması için Hedge'e verdiğinde inanılmaz bir şey oluyor. | TED | حين أعطت إيثيك العقدة إلى هيدج ليحفظه بشكل آمن، حدث شيءٌ لا يصدق. |
Yaşlı Biff'in tam da o tarihi seçmiş olması inanılmaz. | Open Subtitles | أمر لا يصدق أن بيف العجوز إختار هذا التاريخ بالذات. |
Sekiz sayı aldık! Üst üste 10 vuruş! İnanılmaz bir şeydi, dostum! | Open Subtitles | هذا لا يصدق يا رجل انها الليلة الأعظم في تاريخ منتزه فينواي |
Rengini ve desenini çevresiyle eşleşecek şekilde değiştirebilen inanılmaz bir hayvan. | TED | فعلاً حيوان رائع يستطيع تغيير اللون و النسيج ليطابق البيئة المحيطة. |
CA: Bravo Daniel, Dünyayı daha değişik görebilmemiz için inanılmaz bir iş çıkardın. | TED | كريس أندرسون: دانيال، لقد قمت بعمل رائع في مساعدتناعلى رؤية العالم بطريقة مختلفة. |
Bir kez bunu yaptığınızda, öğrenciler inanılmaz bir şekilde açılırlar. | TED | وعندما نطبق هذه القاعدة .. يصبح الأمر رائع فيقوم الطلاب |
Ekmeğin tadına bakan ilk insanların bunlar olduğunu düşünmek inanılmaz. Evet. | Open Subtitles | ذلك غير معقول للتّفكير ان هؤلاء هم أول البشر ليتذوقوا الخبز.نعم. |
Diğeri inanılmaz bir suçluluk duygusu. | TED | وكان الاحساس الآخر هو شعورا غير معقول بالذنب. |
AF: Chris, bu, ekonomi için tasarlanmış inanılmaz bir madde. | TED | أ.ف: كما ترى، كريس، إنها مادة رائعة مصممة للنشاط الاقتصادي. |
Öncelikler yerli yerinde oldu mu, üstün bir zeka neleri başarabiliyor inanılmaz. | Open Subtitles | لمن المذهل لما يمكن لموهوبٍ أن ينجزه عندما تكون الأفضلية بالترتيب. حسناً. |
Görevim hakkında istediğine inanabilirsin Dwight ama sorunlar inanılmaz şekilde eğlenceliler. | Open Subtitles | صدق ماتريد حول مهمتي دوايت ولكن الاضطرابات انهم مسلين بشكل لايصدق |
Biz sadece neyin çalışmadığına baktık ve çözmek için internetin inanılmaz gücünü kullandık. | TED | قمنا فقط بالنظر إلى سبب المشكلة و باستخدام مزايا الانترنت المدهشة لحل المعضلة. |
Bozguna uğrayan kadınların, yabancıların evlilikleriyle ilgilenmesi inanılmaz bir şey. | Open Subtitles | ومن المدهش كيف تحصل النساء اضطراب على الحالة الاجتماعية للغرباء. |
Umuyorum ki bu videoyu izleme nedeniniz inanılmaz bir şey başarmış olmamdır. | Open Subtitles | هذهِ أمنيتي، إن كُنت تُشاهد هذا الفيديو شيءٌ لا يُصدق قد حدث |
Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن |
Pulsar her dönüşünde aniden parlayan bir ışık size ulaşacak ve siz onu inanılmaz parlak bir işaret olarak göreceksiniz. | Open Subtitles | ستكون في مسار شعاع النجم النابض وهكذا ، مع كل دوران سيومض الشعاع أمامك ، وسترى هذه المنارة الساطعة الرائعة |
Büyükannenin her şeye zamanının olması ne kadar inanılmaz değil mi? Merhaba. | Open Subtitles | أليس من الرائع كيف تستطيع جدتك إيجاد الوقت دائمًا لكل شيء ؟ |
Gerçekten kafasını işe verdiği zaman, manyak bir uzmanın yapabildiklerini görmek inanılmaz. | Open Subtitles | مُذهل ماقـد يفعلة شخـص مُتأخر في التكنولوجيا, عـندما يضع عـقلة بها |
İnanılmaz. lt l gibi zaten onunla bir aşağılık kompleksi yok değil. | Open Subtitles | هذا لا يصدّق . ليس كأنني لا أملك عقدة نقص منه بالفعل |
Bu, insanların inanılmaz bir başrolü oynadığı müthiş bir hikaye. | TED | و هي قصّة فيها البشر يلعبون دوراً مذهلاً و خلاّقاً. |