Etik, Güç Düğümünü güvende tutması için Hedge'e verdiğinde inanılmaz bir şey oluyor. | TED | حين أعطت إيثيك العقدة إلى هيدج ليحفظه بشكل آمن، حدث شيءٌ لا يصدق. |
Sekiz sayı aldık! Üst üste 10 vuruş! İnanılmaz bir şeydi, dostum! | Open Subtitles | هذا لا يصدق يا رجل انها الليلة الأعظم في تاريخ منتزه فينواي |
CA: Bu hem inanılmaz bir tıbbi teknik hem de korkunç... | TED | كريس: هي تقنية طبية لا تصدق و لكن في نفس الوقت |
Bana, bu yeni ilaçtan bahsettiğinde bende inanılmaz bir şekilde üzerine atladım. | Open Subtitles | عندما أخبرني عن هذا العقار الجديد المذهل تناولته و كان بالفعل مذهلاً |
Fakat, gerçek olan bir şey var ki, o da inanılmaz bir şekilde kızgın olmam. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة انني كانت غاضبا بشكل لايصدق |
Şimdi bu, bilgi- inanılmaz bir mühendislik bilgisi ve organizasyon ister. | Open Subtitles | وهذا يتطلب ليس مجرد معرفة ولكن معرفة هائلة بعلوم الهندسة والإدارة |
Umuyorum ki bu videoyu izleme nedeniniz inanılmaz bir şey başarmış olmamdır. | Open Subtitles | هذهِ أمنيتي، إن كُنت تُشاهد هذا الفيديو شيءٌ لا يُصدق قد حدث |
Ve tahmin edebileceğinden de uzun zamandır inanılmaz bir hayat sürdürdüğümü. | Open Subtitles | وأخبره إن حياتي كانت غير معقولة لمدة أطول مما يمكنه التصور |
Böyle bir şey için hazırlanmalısın çünkü gerçekten inanılmaz bir şey. | Open Subtitles | إذاً أنت بحاجة لأن تستعد لهذا لأنه أمرٌ لا يصدق تماماً |
Çünkü senaryosuz, kurgusuz ve inanılmaz bir bölüm olacak diyorum. | Open Subtitles | لقيلولة لأني أتكلم بلا نص وبلا استعداد وهذا لا يصدق |
Bangladeş, Zimbabwe, Hindistan, Nepal, Filipinler'e gittim yavaş yavaş inanılmaz bir network oluşturduk. | Open Subtitles | وذهبت إلى بنجلادش وزيمبابوي، الهند، نيبال، الفلبين، وتدريجيا وضعنا معا شبكة لا يصدق |
ama yine de, inanılmaz bir deneyim oldu çünkü yani, nasıl olur da herhangi bir parça ile böylesi bir deneyim yaşayabilirsiniz? | TED | لكن رغم ذلك، لقد كانت تجربة لا تصدق لأنه حينها، أين على الأرض يمكن أن تجرب ذلك في قطعة موسيقية؟ |
İnanılmaz bir insanlık anlayışına sahip bir adam, bölünmüş ve şiddet dolu Güney Afrika'ya barış getiriyordu. | TED | لقد كان يجلب السلام لجنوب إفريقيا التي كانت مقسمة وعنيفة رجل واحد ذو روح إنسانية لا تصدق. |
İşlemcinin içinde inanılmaz bir karmaşıklık ve hafızanın içinde inanılmaz bir düzenlilik vardır. | TED | هناك تعقيد مذهل في المعالج، وهذا الانتظام المذهل في الذاكرة. |
İngilizler inanılmaz bir zafer elde etmişti. | Open Subtitles | بالنسبه للبريطانيين كان هذا النصر المذهل يفتح باب لفرص لا حصر لها |
Onları konuşurken duydum ve inan ki eğer seninle dalga geçmek için yalan söylüyor olsaydım bunun kadar inanılmaz bir şey olmazdı. | Open Subtitles | وصدقيني لو كنت أكذب من أجل العبث معكِ لما قلت شيئاً لايصدق كهذا |
Benim hücrelerim de değişebiliyor, inanılmaz bir enerji ile dolabiliyorlar. | Open Subtitles | خلاياي يُمْكِنُ أَنْ تَتحوّلَ أيضاً تمتص كميات هائلة من الطاقة |
Uçakları göremiyorum ama inanılmaz bir manzara var. | Open Subtitles | لا يُمكنني رؤية الطائرات، لكن ما أراه منظر لا يُصدق. |
Bu sayede, gazeteci vatandaşlar bu rüşvet öyküsünü de yaydılar. İnanılmaz bir manzara ortaya çıktı. | TED | برصد ذلك كذلك ، وقد كان هناك صورة غير معقولة قد تكون رأيتموها في الصفححة الأولى لجريدة أوقات نيويورك |
Yani aramızda inanılmaz bir elektrik olduğu için seninle daha fazla vakit geçirmek adına kendi parmağımı kırdığımı söylüyorsun. | Open Subtitles | اذاً قمت بكسر اصبعي عمداً كي استطيع ان اقضي وقتاً مطولاً معك لأن بيننا كيمياء عجيبة |
İyi, çünkü inanılmaz bir ipucu buldum. | Open Subtitles | جيد. لأنني عِنْدي مهارة القيادة جيدة. |
Evet, ama onun inanılmaz bir hayatı var. | Open Subtitles | نعم، لَكنَّه مدهشُ بشكل مباشر. |
İnanılmaz bir şey. Ben asla ikinizi beraber düşünemezdim. | Open Subtitles | لا يُصدّق لم أكن لأتخيّلكما معاً إطلاقاً |
Onunla aramızda inanılmaz bir bağ hissediyorum. Açıklamak zor. | Open Subtitles | اشعر هذا التواصل معها, انه رائع, صعب وصفه |
Dün gece inanılmaz bir rüya gördüm. | Open Subtitles | في ليلة الأمس، لقد حلِمت بأكثر حُلمِ مُدهِش في حياتي |
Namı göz önüne alınırsa hiç suç kaydı olmaması inanılmaz bir olay. | Open Subtitles | لا ورقة الراب، الذي، بكل صراحة، هو مدهش جدا النظر سمعته. |
Sadece ilerlemiyor, inanılmaz bir hızla gidiyor. | Open Subtitles | إنه لا يتقدم فقط إنه يتحرّك بسرعة مدهشة ولدينا مشكلة بملاحقته |