ويكيبيديا

    "inandığın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تؤمن
        
    • تؤمنين
        
    • تصدقه
        
    • آمنت
        
    • إيمانك
        
    • ثقتك
        
    • تعتقده
        
    • تصدقينه
        
    • تعتقدينه
        
    • تؤمني
        
    • تصدقيه
        
    • تصديقك
        
    • تصدّقه
        
    • وآمنت
        
    • صدقتني
        
    Uzun zaman önce o köprü üzerinde bitmesine inandığın şekilde bitmesini istiyorsun. Open Subtitles تودّ ينتهي هذا. بل أنّك تؤمن بنهاية هذا مُذ وضع دعامات الجسر.
    Sıradan bir hayat sürdürebileceğine hâlâ inandığın için böyle düşünüyorsun. Open Subtitles هذا لأنّك لا تزال تؤمن أنّه باستطاعتك عيش حياة اعتياديّة
    Bütün hayatın boyunca hiç kimseye... hiç bir şeye, birine gerçekten inandığın olmadı mı? Open Subtitles أى فرد على الاطلاق فى كل حياتك ؟ هل تؤمن بأى فرد أو أى شئ ؟
    G-gerçeten mi? İnandığın yolda yürümek senin için iyi. Open Subtitles من الأفضل لك أن تتبعي الطرق الذي تؤمنين به
    Başkalarının ne dediği önemli değil, inandığın şey senin gerçeğin olmalı, değil mi? Open Subtitles ليس مهما مايقوله الآخرون ، ولايجب ان يكون الذي تصدقه بالفعل حقيقة
    Kendi inandığın şeyler için. Open Subtitles لقد خضت ذلك من أجل نفسك من أجل شئ آمنت به
    Bütün hayatın boyunca hiç kimseye... hiç bir şeye, birine gerçekten inandığın olmadı mı? Open Subtitles أى فرد على الاطلاق فى كل حياتك ؟ هل تؤمن بأى فرد أو أى شئ ؟
    Bu romanı ona inandığın için mi, yoksa insanlar bunu istiyor diye mi yazdın? Open Subtitles هل كتبت هذا لأنك كنت تؤمن بها أو إنّك ظننت هذا ما يريده الناس؟
    Sana dünya dışı yaşamın varlığı hakkında inandığın her şeyin gerçek olmadığını söyledi. Open Subtitles أخبرك بأن كل ما كنت تؤمن به.. عن وجود حياة خارج كوكب الأرض هو غير صحيح.
    "İnandığın şeyleri sen seçmezsin. Onlar seni seçer." Open Subtitles أنت لا تختار الأشياء التي تؤمن به هي التي تختارك
    Çünkü senin inandığın şeylere inanmayan insanlardan nefret etmek kolaydır. Open Subtitles ..لأنه من السهل كراهية الناس التي لا تؤمن.. بنفس الأشياء التي تؤمن بها
    Hayatta, inandığın için yaptığın ya da yapmadığın bazı şeyler olmalı. Open Subtitles لا بدّ وأنّ هنالك أمراً بحياتك تفعله أو لا تفعله لأنك تؤمن به ببساطة
    İnandığın sürece istediğin herşey olabilirsin canım. Open Subtitles حبيبتي انت من الممكن ان تكوني اي شخص طلما تؤمنين بذلك
    Rüyalarını gerçekleştirmenle ilgilidir, ve inandığın şey için savaşmak. Open Subtitles بل هي عن تحقيق الأحلام . . وحول الدفاع عن الذي تؤمنين به
    Neye inandığın önemli değil. Sen bir kemik toplayıcısısın. Open Subtitles لا يهم ما الذي تؤمنين به أنت جامعة للعظام
    Ziva sadakatini ispatlamak için her ne yaptıysa, senin inandığın kadar önemli değilmiş. Open Subtitles مهما فعلت زيفا لإثبات ولائها، ليس مصيري لكي تصدقه
    Ama İsa'ya inandığın zaman kurtulacağına dair bir garanti var mı? Open Subtitles لكن, هل هناك ضمانة أنك إن آمنت بيسوع، أنك ستُنقذ؟
    İnandığın bir şey için artık çok geç olduğunda nasıl devam edebilirsin? Open Subtitles إلى أي مدى يمكنك الاستمرار في أمر ما بعد النقطة التي يتوقف إيمانك به فيها؟
    Hiç kimse yapmazken bana inandığın için teşekkür ederim. Open Subtitles شكراً علي ثقتك بي وقتما لم يفعل أي شخص آخر
    Frankie Kanadaya giderken sana eşlik edecek onu Jimmy T. olduğuna inandığın adama götüreceksin Open Subtitles فرانكى سيرافقك اثناء عودتك الى كندا وانت رافقه الى حيث يوجد الشخص الذى تعتقده جيمى تودسكى
    - İnandığın her şeye ben de inanıyorum ama doğru olmayan bir şey var tatlım. Open Subtitles أنا أصدق كل شيء تصدقينه أنت لكن عزيزتي هناك شيء غير واضح هنا
    Eğer inandığın buysa, onu neden bir kenara itmeye çalıştığında muhtemelen budur. Open Subtitles إذا كان هذا ما تعتقدينه فعلى الأرجح هذا سبب قيامك بدفعه بعيدًا
    İnandığın ve yaşama amacın olan her şeyi seni hiçbir zaman sevemeyecek olan bir adam için terk edecektin. Open Subtitles لقد تركتي كل شيء تؤمني به. كل شيء عيشتي من اجله, من اجل رجل لا يمكن ابداً ان يحبك.
    Annesine, kızın kendi başına iyi idare ettiğine inanmak istemediğin için kendi inandığın bir şey söyledin. Open Subtitles اخبرت الام شيئا تريدين ان تصدقيه لأنك لا ترغبين بتصديق ان هذه الفتاة كانت تبلي حسنا بدون اي اباء
    Ama sen orada öldüğüne inandığın halde hasta değilsin. Open Subtitles وانت لست مختل بالرغم من تصديقك بأنك مُتَّ في ذلك الحقل؟
    - Neye inandığın umrumda değil. Open Subtitles ‫لا آبه لما تصدّقه
    Savunduğun her şey, inandığın her şey yerle bir olmuş durumda. Open Subtitles كل ما دافعت عنه، وآمنت به. تدمر
    Hiçbir iyi sebebin yokken bana inandığın için. Open Subtitles لانك صدقتني ، بينما لديك سبب قوي لئلا تصدقيني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد