| Sanırım şeytani yönünün seni insanlardan daha az önemsiz yaptığını söyleyebilirdin. | Open Subtitles | أظنك استطعت القول أن جزئك الشرير جعلك أكثر تعقلا من البشر |
| Böyle yerler onlar için, evrimsel bakımdan insanlardan daha cazip bir nokta. | Open Subtitles | حسنا , هذا يضعهم في أعلى علامة تطورية . أكثر من البشر |
| İnsanlardan bahsetmişken son zamanlarda cinsel açıdan başarıya ulaştın mı? | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن البشر هل نجحتى فى التأقلم الجنسى معهم؟ |
| Amcan Benjamin az önce burdaydı. Tanıdğım en iyi insanlardan biridir. | Open Subtitles | عمك بنجامين كان هنا و هو من أفضل الناس الذين عرفتهم |
| Çokta iyi tanımadığım insanlardan bugün 25 tane mesaj geldi. | Open Subtitles | لقد جاءتني ٢٥ رسالة نصية اليوم من أناس بالكاد أعرفهم |
| Ona borcu olanlardan yıllardır iş yaptığı, etkilediği, işe aldığı, para ödediği insanlardan. | Open Subtitles | من أشخاص يدينون له أشخاص عملوا لديه وأعجبوا به ووظفهم ودفع لهم لأعوام |
| Kendimize, onlara hizmet etmek için burda olduğumuzu söylediğimiz insanlardan biri. | Open Subtitles | مثل الكثير من الاشخاص الذين يخبرون انفسهم اننا هنا لان نخدم |
| Atrianların sahip olacağı tek gelecek, insanlardan ayrı yaşamak olacak. | Open Subtitles | المستقبل الوحيد الذي لدا الاتريين هي حياةٌ منفصلة عن البشر |
| Masum insanlardan beslenip cesetlerden bir yol yarattığını hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني تصوُّرك تتغذّى على البشر الأبرياء تاركًا قافلة جثث وراؤك. |
| Bırakın gelsinler. Sıradan insanlardan müteşekkil hiçbir ordu bizi alt edemez. | Open Subtitles | دعهم يأتون، لا يوجد جيشٌ مِن البشر التافهين يمكنه التغلّب علينا |
| Sonrasında sanattan etkilenmeye başladım tabi bu 20 yıl önceydi. İnsanlardan bir bilgisayar yaptım. | TED | وتأثرت بأداء فني كان ذلك منذ 20 سنة. صنعت حاسوباً من البشر |
| Çok popüler olan Thorazine, insanlardan once sıçanları rahatlattı. | TED | مضاد الذهان الشائع، ثورازين هدّأ الفئران قبل أن يهدئ البشر. |
| 2011 yılında, bilgisayarların insanlardan daha iyi görebildiğini anladık. | TED | لذلك عام 2011 كان لدينا أول مثال لكمبيوتر يستطيع أن يرى أفضل من البشر |
| Her şeyi sekse bağlayan şu insanlardan biri değilsin, değil mi ? | Open Subtitles | أنت لست أحد أولئك الناس الذين كلّ شيء أدوار إلى الرمز الجنسي؟ |
| Her zaman dürüst insanlardan para koparmanın bir yolunu ararlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون أخذ المال من الناس الذين يعملون بجد للعيش. |
| Bu, bize ilginç ve bilimsel işler ortaya çıkaran insanlardan kalan bir miras. | Open Subtitles | هذا الإرث وصلنا عبر تاريخ من اشتغال أناس بأشياء مثيرة للاهتمام، تاريخ العلماء |
| İçimizdeki bir şey bu tip insanlardan aldığımız bu yakınlık ve derinliğe susamış. | TED | أعتقد أن هناك شيء ما فينا، يطالب بنوع من الحميمية والعمق التي نحصل عليها من أناس كهؤلاء. |
| Çok şey öğrendim Necmettin, Mahmut, Rafi gibi insanlardan. | TED | تعلمت الكثير من أشخاص كنجم الدين ومحمود ورافع. |
| O gerçekten en nazik ve en komik, en terbiyeli insanlardan biri. | Open Subtitles | هو في الحقيقة واحد من اكثر الاشخاص اللطفاء و والاكثر مرحا واحتراماً |
| Mısırlı sosis ve nacho yiyen insanlardan bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ناس يأكلون قرون الذره و البطاطا الصناعيه |
| Peşine düştüğüm en iyi insanlardan bile bazıları hapishane... -...kuşuydular. | Open Subtitles | الذي، البعض مِنْ الناسِ الأجودِ تَعقّبتُ أبداً كُنْتُ طيورَ سجنِ. |
| Hâlâ o partiye bayılan insanlardan mektuplar alıyorum. | Open Subtitles | لكنّني لا أزال أتلقى رسائل من طرف النّاس الّتي أعجبت بذلك |
| Bu yüzden, bu parayı onu verdiğiniz insanlardan geri almanızı teklif etmek istiyorum. | Open Subtitles | فـأنا أقترح أن تقوم أنت بمحاولة استرجاع الأموال من الأشخاص الذين أعطيتهم إيـّاهم |
| İşte son iki yıl içinde ölen ünlü insanlardan bazıları. | TED | إليكم هذه الكلمات عن مشاهير ممن توفوا في العامين الأخيرين. |
| Çalışmalarımızın birinde, bir örnek göstereceğim, insanlardan ücret karşılığında sahte inceleme yazısı yazmalarını istedik. Bu incelemelerden birisi sahte. | TED | اذاً ما فعلناه, و سأعطيكم مثالاً بالنظر إلى اللغة, أننا ندفع للناس لكي يكتبوا نقداً زائفاً. أحد هذه الآراء زائف. |
| İnsanlardan sonraki ilk kışta birkaç hamam böceğinin öldüğü ama bir çoğunun havalar ısınıncaya kadar yeraltına göç ettiğini görülür. | Open Subtitles | الشتاء الأول بعد البَشَر شهد موت بعض الصراصير، لكن المزيد يتحرك تحت الأرض بحثاً عن الدفء ودرجات الحرارة المعتدلة. |
| Ve bahsedilen durumda kitabın kahramanı -- 20. yy insanı olur kendisi -- teknolojik olarak sadece ilkel insanlardan oluşmuş garip bir gezegende bulur kendini. | TED | و كان الموقف حينها عن بطل .. من القرن العشرين يجد نفسه في كوكب غريب مسكون من قبل اشخاص بدائيون في التكنولوجيا |
| İşte çevresel inançlar, genelde deneyimlerimize dayalıdır, diğer insanlardan duyduğumuz şeylerdir. | TED | وبالتالي فإن الشيء عن الفولكلور البيئي يميل الى ان يتمحور حول خبراتنا و الاشياء التي سمعناها من اناس اخرين |
| Babanın çevresindeki insanlardan beklentisi hep yüksek. | Open Subtitles | والدك لديه دائماً توقعات جميلة عن الأناس المحيطين به |