El Salvador'dan İrlanda'ya kadınlar en temel haklar için savaşıyorlar. | TED | وتكافح النساء من السلفادور إلى أيرلندا من أجل الحقوق الإنجابية. |
İrlanda'da en gözde seçim askerlik ama açıkçası pek de hoş değil. | TED | في أيرلندا الاختيار الواضح هو الجيش ولأكون صريحا إنها في الواقع مريعة |
İrlanda'ya hoş geldiniz. Aynı zamanda Zümrüt Adası, Patates şehri, Doğu Boston, | Open Subtitles | اهلا بكم في ايرلندا وكذلك المكان المسمى بجزيرة الزمرد باتوتيفل شرق بوسطن |
Fakat ne yazık ki, kendisi İrlanda'da bulunacağı süre zarfında, ...Danışma Meclisi'ne katılamayacak. | Open Subtitles | اسيكس لن يستطيع, للاسف ان يبقى في مجلس الملكة بينما هو في ايرلندا |
"İrlanda'dan at getirttim." "Yok işte milyon dolarlık bir satış oldu." vesaire vesaire. | Open Subtitles | جلبتُ الحصان من إيرلندا ، و ماإلى ذلك . و مليون مقابل البيع |
200 yıldır, Amerika, İrlanda'nın en iyilerini en gözdelerini aldı. | Open Subtitles | لمدة 200 عاماً , تقدّمت أمريكا على أيرلندا بأفضل وأذكى |
Bu Seamus O'Flannery kalenin yapımı sırasında İrlanda'dan getirmiş olmalı. | Open Subtitles | هذا سيموس فلانارى الرجل الذى جاء بالقلعة هنا من أيرلندا |
Bu heykellerin bütün İrlanda'da bulunan en eski tarihsel yapı olduğunu düşünülmektedir. | Open Subtitles | الأن, هذه المنحوتات يعتقد بأنها من أقدم القطع الأثرية التاريخية في أيرلندا. |
Kuzey İrlanda kıyılarında, bazalt plak ve sütunlarından oluşan ve okyanusa kadar uzanan, Devler Kaldırımı adında dev bir plato var. | TED | على ساحل شمال أيرلندا هناك هضبةٌ واسعةٌ من ألواح وأعمدة البازلت تسمى جسر العمالقة تمتد للمحيط. |
Cumhurbaşkanlığı dönemimde İrlanda'nın, hızlı bir ekonomik kalkınma sürecine girdiğinin farkındaydım. | TED | وكنت أدرك إبان رئاستي، أن أيرلندا كانت بلدًا في مطلع تقدمه السريع اقتصاديًا. |
İrlanda'daki partnerlerimizle beraber, bir sonraki adımı düşündük: Bu liflere resilin eklemek. | TED | جنباً إلى جنب مع شركائنا من أيرلندا فكرنا بالخطوة القادمة وهي إضافة الريزيلين لتلك الألياف. |
Kuzey İrlanda barış sürecinin uzun vadede başarılı olması için görüşme ve arabuluculuk hakkında hayati öneme sahip şartlar öne sürmüştü. | TED | والتي ادت الى نجاح طويل الامد وعملية سلام مستقرة في ايرلندا الشمالية فقد وضع شروط واضحة جداً للمشاركة في المفاوضات |
Bu benim İrlanda'da öğretmenlik yaparken yaptığım bir iş için başladı ve yayıldı. | TED | بدأ الأمرفي ايرلندا مع بعض العمل الذي كنت طرفا فيه ، حيث كنت أدرّس ، ومنذ ذلك الحين انتشر. |
Yine mi muz? Acaba ne zaman İrlanda'dan kaliteli viskiyle dolu bir gemi gelecek? | Open Subtitles | اتسائل متى ستاتينا سفينه من ايرلندا محمله بالويسكى الايرلندى الجيد |
Kuzey İrlanda'da, Yeni Öfke Cephesi'nin yedi üyesi. | Open Subtitles | في ايرلندا الشمالية الأعضاء السبعة لجبهةِ بروفو الجديدة |
Ve Kuzey İrlanda'ya değişim getiren dalganın parçası oluyorlar ve hala bununla ilgili çabalarını sürdürüyorlar çünkü daha yapılacak çok şey var. | TED | وكانوا بالفعل جزء من ما أحدث سلام إلى شمال إيرلندا ، ومازالوا يعملون على ذلك ، لأنه مازال هناك الكثير لعمله . |
İrlanda'dan altta olmasının tek sebebi var, o da Finlandiya'nın en düşük derecesinin İrlanda'nın en düşük derecesinden daha düşük olması. | TED | السبب الوحيد لوجودها تحت إيرلندا لأن أدنى علامة لها هي أدنى من أدنى علامة لإيرلندا. |
İrlandaca bir kelime. İrlanda'dayız. Adapte olmayı öğren. | Open Subtitles | هي كلمةُ ايرلنديةُ نحن في إيرلنده , تعلّمْي التَكيّف |
12. yüzyılın sonunda Normanlar, Galler İskoçya ve İrlanda'ya kadar ilerledi. | TED | مع انتهاء القرن 12، وسع النورمان ملكهم ليشمل ويلز، سكتلندا، وإيرلندا. |
Ailenin İrlanda'da balayı yapmamız için verdiği biletler hala duruyor. | Open Subtitles | نحتفظ بتذاكر شهر العسل لايرلندا |
Kuzey İrlanda'daki çatışmalar nedeniyle yaklaşık 3720 kişi öldürüldü. | Open Subtitles | ما يُقارب 3720 شخصاً قد قتلوا جراء النزاع في آيرلندا الشمالية |
Polly genelde İrlanda'lı liman işçilerine has içkiye dayanıklılığı çok çabuk kazanmış. | Open Subtitles | بولي طورت بسرعة مناعة لا يحصل عليها سوى ساقي بار إيرلندي |
Beni hatırlamadığını biliyorum ama işte intikamım, hem de İrlanda sitili. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تتذكّريي، ولكن هنا إنتقام صغير على الأسلوب الإيرلندي |
MI-5 istihbaratı İrlanda Kralları'nın Amerika'ya bir gezi planladıklarını doğruladı. | Open Subtitles | المكتب الخامس أكد ان الملوك الايرلنديين يخططون لنزهة قرب الولاية |
Jane, Campbell'larla birlikte kızlarını ve onun nişanlısı Bay Dixon'ı ziyarete İrlanda'ya davet edildi. | Open Subtitles | جين كانت مدعوة للذهاب الى ايرلاند مع عائلة كامبلز لزيارة ابنتهم وخطيبها سيد ديكسون |
Bir Norse metninin yüz yıl önce yapılmış tercümesini temel alan tarihçiler, kılavuzun İrlanda'da yaşadığına inanmışlardı. | Open Subtitles | والآن , على أساس ترجمه عمرها مئات القرون من نص اسكندنافى آمن المؤرخون أن اليوميات حدثت فى ايرلند |